Enflasyon mücadelesinde zafer kazanıldı mı?
Son PPK metninde ve enflasyon raporunda konu edildiği üzere kalıcı bir düşüş görülmeden faiz indirimlerine gidilmeyeceği anlaşılmaktadır.
Bu hafta küresel piyasaların yakından takip ettiği Fed’in yanı sıra TCMB ve BoE’nin (İngiltere Merkez Bankası) faiz kararlarını karşılayacağız.
Küresel tarafta merkez bankalarının indirim döngüsüne giriş hikayesi aslında çoktan başladı.
ECB ve BoE’nin faiz indirimlerine başlamasındaki temel gerekçe; hedef enflasyona çok yakınsanmış olmasından ziyade açık bir durgunluk riskiyle karşı karşıya olmaları. Ancak ABD’deki durum Fed cephesinden bakıldığında daha stabil gözüküyor. Fed başından itibaren öne sürülen yumuşak iniş senaryolarına uyuyor: ABD’de enflasyon Ağustos ayında yüzde 2,5’e geriledi ve Reuters tarafından ankete katılan ekonomistlerin yüzde 2,6’lık tahmininin de biraz altında gerçekleşmiş oldu.
***
Enflasyon verileri, Fed’in 18 Eylül'deki toplantısının öncesi son büyük ekonomik verilerden biri olma özelliği taşıyor. Ve bu veriler şu anda yüzde 5,25-5,5 ile 23 yılın en yüksek seviyesinde bulunan faiz oranlarında beklenen çeyrek puanlık indirimin de önünü açıyor.
Diğer taraftan enflasyonun Fed’in yüzde 2 hedefine doğru ilerlediğine dair kanıtlar, ABD›deki yaşam maliyeti krizi nedeniyle Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump tarafından eleştirilen Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in seçim kampanyası için de olumlu bir dayanak noktası oluşturuyor.
Dolayısıyla küresel tarafta enflasyonun başının ezildiği, ancak ABD dışındaki ülkelerde bunun durgunluk gibi büyümede istenmeyen türde bir ödünleşmeyle geldiğini söyleyebiliriz.
***
TCMB tarafına bakıldığında ise, dezenflasyon sürecine girildiği, haziran ayından bu yana kuvvetli baz etkisi yardımıyla düşen bir enflasyon görülmekte. Son PPK metninde ve enflasyon raporunda da konu edildiği üzere kalıcı bir düşüş görülmeden faiz indirimlerine gidilmeyeceği de anlaşılmaktadır.
ÖZETLE;
“TCMB tarafında bu tutum sene sonuna kadar mı sürecek? Yoksa kasım ayından itibaren küçük de olsa faiz indirimlerine başlanacak mı?” gibi soruların henüz net bir cevabı bulunmamaktadır.
Benim görüşüm sene sonunda bir indirime gidilse dahi bunun dozunun küçük tutulacağı ve piyasa beklentilerine göre bakıldığında halen yüksek bir politika faiziyle sıkı duruşun devam edeceği yönündedir.
Unutmamak gerekir ki erken ve yüklü bir faiz indirimi bugüne kadar yürütülen sıkı para politikasının etkilerini kısa sürede yok ederek, enflasyonla mücadeleyi baltalayabilir. O nedenle TCMB’nin bu konudaki kararlı duruşunu sürdüreceğini düşünüyorum.