Enflasyon mu var ki muhasebesi olsun?..
Türkiye’de enflasyon sanki yeni ortaya çıkmış gibi yılın ortasında enflasyon muhasebesine geçilmesi talimatı verilince, ben de bu başlığı atayım dedim yazımda. Ülkemizde enflasyon mu var ki muhasebesi olsun derken, aslında oranında mutabık kalamadığımızı kastederek kinaye yaptığım herhalde anlaşılmıştır. Daha enflasyonun hesaplanma mantığında mutabık kalamazken, muhasebesinde ve oluşacak vergi miktarlarında nasıl kalacağız, doğrusu ben de çok merak ediyorum.
Şirketlerin finansal tablolarındaki parasal olmayan hesap kalemlerinin, finansal tabloların hazırlandığı tarihteki satın alma gücünü yansıtmak amacıyla ilgili tutarların düzeltme katsayısı ile çarpılarak yeniden hesaplandığı muhasebe yöntemi enflasyon muhasebesi olarak tanımlanmakta. Daha yalın haliyle paranın satın alma gücündeki değişmeler nedeniyle gerçek durumu ifade edemeyen mali tabloların, gerçek durumu ifade eder hale gelmelerini sağlamak üzere düzeltme işlemine tabi tutulması olarak da ifade etmek mümkün.
İlk tepki mali müşavir ve serbest muhasebecilerden
Düzenlemeye tepki, bu kez sadece iş dünyasından gelmedi. Uygulamayı bizzat yapan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler düzenleme karşısında isyan bayrağı açarken Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Turgut Bahadır’ın açıklamaları ilgi çekiciydi. Bahadır, “Enflasyonu biz mi yarattık? ‘Enflasyon düzeltmesini son kez uzattık’ açıklamanız tüm meslek camiamızı son derece yaralamıştır.
Biz sizden ‘uzatma’ istemiyoruz! Çalışmayan altyapınızı düzeltmenizi istiyoruz. Enflasyon düzeltmesi yoluyla vergi beklemek, ileride muhtemel belirsiz kazançlar üzerinden vergi toplamak doğru değildir. Gelirin tanımına aykırıdır. Böyle bir vergi toplama yöntemi olamaz. Enflasyon düzeltmesi yıllık uygulanmalıdır. Geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi uygulanamaz” derken sistemin güvenilirliğini hepimizin sorgulamasına neden oldu. Başkanın açıklamalarında iş dünyasına da mesaj vardı.
Binlerce küçük ve orta ölçekli işletmenin, zarar eden ve gayri faal firmalar enflasyon düzeltmesi ile çok ciddi sorunlar yaşayacağı, ağır vergi yükü sebebiyle kapanmayla karşı karşıya kalacağı, ülkemizde yatırım yapan firmaları daha fatura kesmeden yatırım aşamasında vergi ödemeyle karşı karşıya bırakacağı yönündeki açıklamaları, iş dünyasının çok iyi analiz etmesi gerekiyor.
İş dünyası geç de olsa tepki verdi
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekip Avdagiç’in; geç de olsa konuya dair endişelerini dile getirerek 2024 yılı ikinci dönem enflasyon muhasebesinin firmaları olumsuz etkileyeceğini, devam eden yatırımlar için enflasyon muhasebesi yapılarak vergi doğmasının işletmeleri finansal açıdan zora sokacak bir durum olduğunu belirtmesi, duyduğu endişeyi net olarak ortaya koydu. Avdagiç’e göre sadece uygulamanın ertelenmesi değil.
Yatırım yapmış ve yatırım konusuyla ilgili satış geliri henüz oluşmayan bir şirkete vergi tahakkuk edilmesi gibi bir takım sıkıntılı konuların da kalıcı olarak bertaraf edilmesi gerektiği, aksi halde söz konusu yatırımlara büyük zarar göreceği ve yeni yatırım yapacak olan şirketler söz konusu yatırımlarını askıya alabilecekleri de sözleri arasında yer aldı. Benzer açıklamalar, Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç ve İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan’dan da geldi.
Yaşanan kaostaki handikaplar
Yüksek enflasyonun daha uzun süre yakamızı bırakmayacağını göz önünde bulundurduğumuzda enflasyon muhasebesinin uygulanmasının yanlış bir karar olduğunu söyleyemem. Ancak kasaya bir an önce para girsin düşüncesi ile bu denli aceleye getirilmesi ve ben yaptım oldu denmesi yaşanan kaostaki ilk handikap.
Diğer bir handikap ise iş dünyası ve teknokratlarla mutabık kalınmamış olması.
Oysaki Mehmet Şimşek, böylesine önemli ve kalıcı bir değişikliği, yapılacak geniş katılımlı toplantılarla herkesin içine sinecek ve kabul görecek bir formatla gerçekleştirse ve bütünleşmeyi sağlasa, tüm taraflar gerekli desteği sağlar, daha sağlıklı bir uygulama hayata geçmiş olurdu.
Geç mi? Bence halen geç değil; hatadan dönmek her zaman erdemdir.
Sayın Şimşek’in kamuoyundaki yorum ve beklentileri yakından takip eden bir Bakan olduğunu ve hassasiyetini bildiğim için, umarım yapılan tüm açıklamalar ve mesajlar, konunun yeniden ele alınması sonucunu doğurur.