Enflasyon mu? “Nasıl olsa temmuzda düşecek!”…
ODTÜ İktisat Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi sormuş, dünkü yazımın ardından: “…Üretim artışıyla enflasyonun düşebileceğini söylüyorsunuz…
Artan üretim, talebin de düştüğü bir süreçte, daha yüksek bir arz ve çöp anlamına gelmez mi?”
***
Ekonomi, birçok parametreye bağımlı, ama karmaşık olmayan bir bilim…
Her gün yaşadığımız/gördüğümüz/yaptığımız/yapmaktan kaçındığımız/yapmaya üşendiğimiz bu parametreler arasında bağlantı kurmak da zor değil…
Biraz matematik bilgisi, biraz mantık/merak/analiz/sorgulama yeterli…
Bu nedenle, İktisat Bölümü 1’inci sınıf öğrencisinden (kolaycılığın tavan yaptığı günümüzde..) bu soruyu almak, umut verici/sevindirici…
***
Enflasyonun; Dünya halklarının/üreticilerinin ihtiyacını baz alan, Dünyadaki üreticiler ile rekabet edebilen, Çevresi olanın değil, geliştirenin/çabalayanın desteklendiği bir üretim anlayışı/artışıyla; Vatandaşa/yatırımcılara maliyet/vergi/ödeme garantisi yükleyen değil, “maliyet düşüren” altyapı (demiryolu, denizyolu gibi…) yatırımlarıyla düşürülebileceğine dikkat çekiyorum…
***
Bu üretim anlayışıyla: Üretilen ürün, çöp olmaktan çıkarılabilir;
Yüksek arz dış talebe yönlendirilebilir; Stok ve maliyetleri düşürülebilir…
Ve sadece bu gerçekçi/verimlilik temelli üretim yapısıyla: Döviz girdisi sağlanarak döviz/borçlanma ihtiyacı azaltılabilir ve dolayısıyla kur fiyatlarında da, faizlerde de, enflasyonda da düşüş sağlanabilir…
VELHASIL
Bugün, enflasyon verileri açıklanacak…
Ve verdiği/vereceği tahribat yüksek olsa da, fazla sorgulanmayacak…
“Nasıl olsa temmuz/ağustosta düşecek!” düşüncesi, hâkim olacak…
Ya sonra?
***
Sonranın iyi olması için, birçok alanda yapısal değişim gerekiyor…
Örnek mi? ODTÜ’lü arkadaşım gibi, çevresinde/dünyada olup biteni anlamaya/sorgulamaya/soruna ve çözüme odaklayan bir eğitim yapısı inşa etmek ihtiyaç/öncelik/zorunluluk arz ediyor…