Enflasyon kasım ayında da yükselecek

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Pazartesi günü açıklanacak olan kasım ayı enflasyon verisi ile birlikte yıllık hesaplamada yüzde 12 seviyesinin üzerine gelmiş olacağız. Kısa vadede beklentilerin bozulduğu, TCMB’ye dair eleştirilerin arttığı, faizlerin baskılandığı bir dönem geçirmemiz kuvvetle muhtemel. Üstelik hava koşulları nedeniyle gıda fiyatlarının gelişimi, Temmuz’dan bu yana yükselmeye devam eden sepet kur ve geçmişe dönük endeksleme isteğinin ağır bastığı gibi faktörleri de düşündüğümüzde en erken 2017’nin bitimine dek mevcut sorularla yola devam edeceğimizi düşünmek mümkün.

Uzun zamandır tartışıyoruz; Aralık ayında baz etkisi kaynaklı tek haneye geri çekilme olabilir mi olamaz mı? Soruya verilecek yanıt hesaplama yönteminiz, kur etkisini hemen dahil edip etmemeniz gibi temel faktörlere göre de değişiklik gösterecektir. Yıl içerisinde enflasyon kadar beklentileri de inişli çıkışlı bir seyir izledi. En basit örnek Aralık ayına dair ‘tek hane çift hane’ tartışmasıdır.

Mevcutta beklentilerin çift hane tarafında yoğunlaşmaya başladığı bir dönem içerisindeyiz. Yılı yüzde 10’un üzerinde bir enflasyon rakamı ile tamamlama potansiyelimiz artmış durumda. Kaldı ki yerel para birimindeki değer kaybının fiyatlara ne zaman, ne ölçekte ve ne kadar süre gireceğini de kestirmek güç. Yılın ilk yarısında TL’nin stabilizasyonu alınan önlemler ve risk algısı ile artarken, enflasyona olan kur geçişkenliğinin ikinci yarı itibarıyla arttığını gördük. Benzer riskten 2018 için de bahsetmek mümkün müdür? Mevcut kur seviyelerinde kalıcılık görmemiz halinde maalesef ki evet.

Farklı hesaplamalar, gelecek 6-9 ay vadede fiyatlar genel düzeyine yansıması muhtemel kur geçişkenliği için beklenti rakamını da değiştirecektir. Şu an için konsensüs en az 1-1.5 puanlık bir yansımanın olacağı şeklinde. Dediğim gibi; hesaplama yönteminiz ve duruma bakış çerçevenize göre beklentiniz de değişecektir.

Yaz döneminden bu yana bahsettiğimiz en temel senaryo 2018’in ilk yarısındaki baz etkisi kaynaklı enflasyon çekilmesinden oluşuyor. Bu durumu konuşurken yerel para biriminin zayıflamasını ve bozulan beklentileri henüz hesaplamalara dahil etmemiştik. Uzun lafın kısası, beklentiler enflasyonun geri çekilmesi yönünde kaladursun, hız ve seviyede bir miktar istenmeyen revizyonlara gitmek kaçınılmaz.

Geride bıraktığımız haftada özellikle Pazartesi ve Perşembe günlerinde uzun zamandır görmediğimiz bir gelişme ile karşılaştık; kur ve faizde eş zamanlı olumlu hareketlilik çabası ağır bastı. TL’nin değerlenme isteği faizi, faizin gerileme isteği kur işlemlerini destekledi. Ucuzlayan değerlemeler, nispeten TCMB ve gelecek dönem enflasyon beklentileri harekete katkıda bulundu. Devamı için biraz daha beklememiz ve algı düzeyini düzeltmemiz gerek.

Özetleyelim; kısa vade için enflasyon moral bozabilir. Beklenmeyen, sürpriz etkisi yaratacak bir başlık değil. Mevcutta konuya dair algı zaten düzelmekten uzak. Esas bakılması gereken nokta ise gelecek beklentileri. Hafta içerisinde getiri eğrisinin aşağı yönde gelişim göstermesi temelde TCMB’ye dair beklentilerden oluşuyordu. Önemli midir? Kesinlikle.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019