Enflasyon için tünelin sonunda henüz ışık gözükmedi
Şubat 2024 enflasyon rakamları uygulanan politikalar çerçevesinde halen istenen sonuçları vermekten uzak durmaktadır. TÜFE yıllık %67,07 ve aylık %4,53 olarak gerçekleşti.
ÜFE de ise yıllık % 47,29 aylık ise %3,74 olarak gerçekleşmiştir. Süreç değerlendirildiğinde talep enflasyonunun tüm etkileri görülmektedir. TÜFE-ÜFE arası açıldıkça talep kaynaklı enflasyonun yönetimi ile ilgili süreçler daha öncelikli hale gelmektedir. Burada belirtilmesi gereken iki konu önceliklendirilmelidir. a) Maliyetler artık bir enflasyon sebebi olmaktan çıkmıştır. b) Dış kaynaklı bir enflasyon süreci artık yaşanmamaktadır.
Ayrıca Mayıs ayında zirvenin %75 seviyesinde görülmesi beklenmekle birlikte seçim sonrası yeni vergi ve fiyat düzenlemelerinin etkisi bu oranı %80 düzeyine çıkma olasılığını da taşımaktadır. Bu konuda ekteki tablo açıklayıcıdır. Burada belirtilmesi gereken en dikkat çekici detay ise birey ve kurumların beklentilerinde oluşan bozulmanın fiyatlama davranışlarına getirdiği etki olarak da ifade edilebilir.
Ekonomide en iyi kararları alsanız bile muhatap toplumu inandırmaz ve beklentilerini doğru yönlendiremezseniz sonuç alamazsınız. Bu konuda yakın geçmişte yaşanılanlarında etkisi bu güven kazandırıcı politikalara ihtiyacı arttırmaktadır. Özellikle 31 Mart seçimlerinden sonraki süreçte olası ihtimal dahilinde olan politika değişikliği bile bu dönem enflasyonist etkilere neden olan davranış ve tutumları tetiklemektedir.
Unutmayalım ki Türkiye'de enflasyon, ekonomik istikrarsızlık ve sosyoekonomik sorunlara sebep olan önemli bir konudur. Enflasyon, mal ve hizmetlerin fiyatlarının genel düzeyinde sürekli bir artıştır ve bu durum uzun vadede alım gücünün azalmasına, gelir dağılımındaki eşitsizliğin artmasına ve ekonomik büyümeye zarar vererek sürdürülebilir kalkınmayı engellemektedir.
Enflasyonun sosyoekonomik etkileri arasında en önemlileri şunlardır:
-Enflasyon, sabit gelirli ve düşük gelirli aileleri olumsuz etkileyerek satın alma güçlerini azaltır ve refah seviyelerini düşürür.
-Enflasyon, tasarruf yapanları ve sabit getiri elde edenleri olumsuz etkiler ve yatırımların karlılığını azaltır.
-Enflasyon, işsizlik oranlarını artırabilir ve işsizlikle mücadelede zorluklar yaratabilir.
-Enflasyon, tüketicilerin ve işletmelerin geleceği belirsiz hale getirerek ekonomik güveni zayıflatır ve yatırım ortamını olumsuz etkiler.
Enflasyonla mücadelede alınabilecek çözüm yolları arasında şunlar bulunmaktadır:
-Maliye politikaları: Devlet, bütçe açıklarını azaltarak harcamalarını kısabilir veya vergi artırımı gibi tedbirler alarak enflasyonla mücadele edebilir.
-Para politikaları: Merkez Bankası, faiz oranlarını artırarak talebi azaltabilir ve enflasyonu kontrol altına alabilir.
-Rekabet politikaları: Rekabeti teşvik ederek fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu düşürmek mümkündür.
-Üretim politikaları: Ürün ve hizmetlerin arzını artırmak için üretimi teşvik eden politikalar geliştirilebilir.
Beklenti tercihlerin ve davranışların sebebidir
Enflasyon ve beklenti yönetimi ekonomi alanında oldukça önemli iki kavramdır ve birbiriyle sıkı bir ilişki içerisindedir. Enflasyon, bir ekonominin genel fiyat düzeyindeki sürekli artışı ifade ederken, beklenti yönetimi ise ekonomik aktörlerin geleceğe dair beklentilerini şekillendirme ve yönlendirme sürecidir.
Enflasyonun kontrol altına alınması ve ekonomik istikrarın sağlanması, beklenti yönetiminin doğru bir şekilde uygulanmasına bağlıdır. Çünkü enflasyonun yükselmesi, fiyat istikrarsızlığının artması ve ekonomik dengelerin bozulması gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle merkez bankaları ve hükümetler, enflasyonu kontrol altında tutmak için beklentileri yönetmeye büyük önem verirler.
Beklenti yönetimi, ekonomik aktörlerin geleceğe dair beklentilerini şekillendirerek, enflasyonun kontrol altına alınmasında etkili bir araç olarak kullanılır. Örneğin, merkez bankalarının enflasyon hedeflemesi politikası, ekonomik aktörlerde enflasyonu düşürme beklentisi oluşturarak, fiyat istikrarını sağlamayı amaçlar.
Aynı şekilde, hükümetlerin mali disiplini ve ekonomik istikrarı koruması, ekonomik aktörlerin geleceğe dair güvenlerini artırarak, enflasyonu kontrol altına almalarına yardımcı olur. Ancak, beklenti yönetimi politikalarının başarılı olabilmesi için şeffaf, tutarlı ve öngörülebilir olmaları gerekmektedir. Aksi takdirde, ekonomik aktörlerin beklentileri istikrarsızlaşabilir ve enflasyonun kontrol altına alınması zorlaşabilir.
Bu nedenle, doğru bir beklenti yönetimi politikası oluşturulması ve uygulanması oldukça önemlidir. Sonuç olarak, enflasyon ve beklenti yönetimi arasındaki ilişki çözümlerin başarısında belirleyicidir ve ekonomik istikrarın sağlanması için doğru politikaların uygulanması gerekmektedir. Enflasyonun kontrol altına alınması ve ekonomik aktörlerin beklentilerinin yönlendirilmesi, ekonomik istikrarın korunması ve sürdürülebilir bir büyümenin.