Enflasyon hesabı!..

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

 

Hafta başında Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan aralık ayı enflasyon rakamları olumlu bir görüntü sergilemiyor. Yenilenmiş tartılarla yapılan hesaplamaya göre tüketici fiyatları ocak ayında yüzde 1.65 oranında artmış; üretici fiyatları ise yüzde 0.18 gerilemiş. Fakat asıl önemlisi bu hesaplamada kullanılan metodoloji nedeniyle açıklanan rakamlar hanehalkı gelirinde yaşanan erozyonu yansıtmaktan hızlanan bir şekilde uzaklaşıyor, tartıların hesaplanış şekli ve zaman içerisinde sergilediği değişim bu süreçte belirleyici oluyor. Bu olumsuzluğun sebebini hesaplamayı yapan kurumda değil, siyasi iradede aramak gerekiyor; eğer düzeltilmez ise neler yaşanacağını bugünden hesaba katmak gerekiyor.

2005 yılında uygulamaya giren yeni yaklaşımda tartıların hesaplanma şekli değişti: Hanehalkı tüketimine ek olarak kurumsal tüketim ile turistler gibi yerleşik olmayanların harcamaları da kapsama alındı. Bu sayede gıda ve alkolsüz içecek gibi zorunlu ihtiyaç maddelerinin hesaplamada kullanılan ağırlığı önemli ölçüde geriledi, döviz kurundaki gelişmelere hassasiyet artarken mevsimlik dalgalanmaların etkisi azaltıldı. Başka bir deyişle enflasyon görünümünü ve eğilimini güzelleştirmek adına hanehalkı gelirinde yaşanan erozyonu ölçmekten uzaklaşıldı; ekonomi balonlaştıkça ve aşırılıklar büyüdükçe bu olumsuzluk soruna dönüşmeye başladı. Bu durum geliri hesaplanan enflasyon kadar artan büyük çoğunluk aleyhine ve sistem lehine giderek büyüyen dengesizlikler yarattı.

Bu aşamada sormak gerekiyor sistem mi, insanlar içindir yoksa insanlar sistem için mi? Ne sebeple olur ise olsun bu ikisi arasında giderek büyüyen dengesizlikler yaratır ve düzeltmez iseniz istikrarsızlığın büyümesinden kaçınma şansınız olamaz. Ülkemizdeki enflasyon hesabında sistem lehine ve büyük çoğunluk aleyhine birikerek büyüyen ve bu nedenle giderek tehlikeli hale gelen bir dengesizlik yaratıldı. Türkiye İstatistik Kurumu siyasi iradenin onayı ve desteği ile 2005'te benimsenen metodolojiye göre her yıl tartıları yeniliyor, farkında olmadan dengesizliği soruna dönüştürüyor. Bu gidiş Türkiye ekonomisini içinden çıkamayacağı bir durgunluğa mahkum ediyor. Hal böyle olunca enflasyondaki eğilimin ne olduğu görece önemsiz kalıyor.

Enflasyonu olduğundan düşük göstermek kısa vadede günün kurtarılmasına yardım edebilir, fakat orta-uzun vadede binilen dalın kesilmesi anlamındadır. Geniş kesimleri çaresizliğe mahkum ederek sistemik kırılganlığın azalması mümkün değildir. Satın alma güçleri her yıl bir kaç puan azalan geniş kesimler bunun olmayacağı varsayımına göre verilen kredileri geri ödeyebilir ve eski yaşam standartlarını koruyabilirler mi? Enflasyon bir sonuçtur ve olduğundan düşük gösterilmesinin orta uzun vadede istikrarsızlık ve kaos dışında başka bir sonucu olamaz. 2005'ten bu yana sekiz yıl gibi oldukça uzun bir süre geçti, yaratılan dengesizlik soruna dönüştü ve ekonomi durgunlaşmaya başladı.

Ne diyelim; bindik bir alamete, gidiyoruz...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar