Enflasyon geriliyor ama vuruşa vuruşa!
Tüketici fiyatları artışında 2018 yılı hedefi orta vadeli programa göre yüzde 7. Merkez Bankası’nın yıllık tahmini ocak ayında açıklanan ilk enflasyon raporuna göre yüzde 7.9.
Yani enflasyonda en iyimser oran yüzde 8’in hemen altı. Peki ya gidişat?
2017 yılının TÜFE artışı yüzde 11.92 olmuştu. Bu yıl ocakta inilebilen oran yüzde 10.35. Dün açıklanan şubat verilerine göre ise yıllık oran ancak yüzde 10.26’ya çekilebilmiş durumda.
Baz etkisi sayesinde yıllık oranların daha hızlı gerileyeceği beklentisi vardı. Ne var ki hiç öyle baş aşağı giden oranlar görmüyoruz.
Enflasyon gerileme eğiliminde ama adeta vuruşa vuruşa geriliyor!
En iyi olasılıkla yüzde 9 dolayı
Geçmiş yıl eğilimlerinden yola çıkarak yaptığımız hesaplamalar da yıllık oranda ekim sonuna kadar öyle çok belirgin bir düşüş yaşanmayacağına işaret ediyor. Teknik analizin ortaya koyduğu, (o da şu anki koşullara göre) ancak kasım ve aralıkta kayda değer gerileme yaşanabileceği.
Yılı yüzde 8.50-9.00 arasında kapatma şansımız var gibi görünüyor.
Ama bir kez daha altını çizelim; gerek iç, gerek dış koşullarda ve yine gerek ekonomik, gerek siyasi alanda olağandışı gelişmeler yaşanmazsa bu aralıkta kalabileceğiz.
Yoksa kur alıp başını giderse, şu an gündemde olmadığı belirtilen seçim gibi bir takım gelişmeler yaşanmaya başlanırsa enfl asyonu tek hanede tutma şansımız yine olmaz. Bunu da bir kenara yazalım.
Kur etkisi çok belirgin
Siyasetçilerden sık sık “Kur artışı bize bir şey yapmaz, ekonomimiz çok sağlam” gibi açıklamalar duyarız. Burada ifade edilen ekonominin sağlamlığından ne anlamak gerektiğini bilmiyoruz. Ama bu ifadeyle kastedilenin enflasyon olmadığı açık.
Çünkü yazımız ekindeki grafik kurda yaşanan hareketin enflasyon üstündeki etkisini tüm açıklığıyla gözler önüne seriyor. İşte son altı yılın ocak-şubat dönemindeki toplam TÜFE artışı ve yine bu aylardaki bir dolar+bir eurodan oluşan sepet kur artışı. Son altı yıl için bir paralellik var ama bu durum özellikle son üç yılda çok belirginleşmiş durumda.
Bu açıdan yaklaşınca bizi tehlikeli bir sürecin beklediğini görmek durumundayız.
Birincisi, biz kendi içimizde olur olmadık zamanlarda öyle adımlar atar ya da atıyormuş gibi yaparız ki, kur bir anda yukarı gidebilir.
İkincisi ise biz hiçbir şey yapmasak bile bu yıl doların değerlenmesiyle sonuçlanacak ABD kaynaklı gelişmeler beklemek durumundayız. Doların değerlenmesinin bize bir dizi yansıması olacak kuşkusuz. En başta da bize olan fon akışı azalacak, hatta çıkış yaşanabilecek, bu da dolardaki değer artışını daha da körükleyecek.
İşte bütün bu etkenler yüzünden enflasyon konusunda ancak şu anki duruma göre bir tahmin yapmak mümkün. Türk Lirası tahmin edilenden çok değer yitirirse bu durum bize enflasyon olarak dönecek. O zaman da yüzde 9’lar dolayındaki bir enflasyonu mumla arar hale geleceğiz ve çift hane yine kaçınılmaz olacak.