Enflasyon, geçmiş ve geleceğin zirvesinde

Serhan YENİGÜN / FİNANSİNVEST

1 2 aylık birikimli (yıllık) TÜFE, Mayıs ayında %9,7 ile son iki yılın zirvesine yükseldi. Geçmiş iki yılın en yüksek oranı olan bu rakamın, en az gelecek iki yılın da zirvesinde olacağını düşünüyorum. Aslında, bu bir düşünceden öte, varsayımlar da içeren matematiksel bir hesap. Konuyu biraz detaylandırayım.

Önce enflasyon matematiğine bakalım. Geçtiğimiz yılın Haziran’13 ve Temmuz’13 aylık TÜFE rakamları +%0,76 ve +%0,31 idi. Muhtemelen bu sene Haziran ve Temmuz’da negatif ya da sıfıra çok yakın enflasyon değerleri göreceğiz. Böylece yıllık TÜFE iki ay içinde %9,66’dan %8 civarına, hatta belki daha da altına gerileyecek. Sonrasında Aralık ayına kadar %8 civarında yatay bir TÜFE patikası izleyebiliriz. 2015’in ilk aylarında ise enflasyonda gevşeme yeniden hız kazanacak. Çünkü 2014’ün ilk dört ayında Lira’daki değer kaybından kaynaklanan ve toplamda %5’e varan yüksek TÜFE oranları hesaplamalardan düşecek. Dolayısıyla önümüzdeki yılın ilk aylarında yıllık TÜFE’nin %6’lara gevşediğini görebiliriz.
Beklentilere de bakalım. Ekonomist tahminleri, 2014 sonu için %7 - %8 civarında yoğunlaşan enflasyon beklentilerine işaret ediyor. 2015 için ise %6 - %7 civarında beklentiler görüyoruz. TCMB’nin gelecek yıl beklentisi ise hedefiyle aynı ve %5. Dolayısıyla, beklenti patikası 2016’dan önce %9’ların tekrar görülmeyeceği bir seyir öngörüyor. 2016 için ise şimdiden beklenti oluşturmak zor.

Sonuçta, bir buçuk yıl sonra Türkiye’de enflasyon kaç olursa olsun, bugünkü rakamlardan 250 – 350 baz puan aşağıda bir TÜFE bekliyoruz. PPK’nın önümüzdeki dönemde kısa vadeli faizlerde indirime devam edeceğini varsayabiliriz. Peki, bu durum piyasalar için ne ifade ediyor? TL cinsi tahviller ilgi görmeye devam edecek, bunların faizleri gerileyecektir. TL faizlerdeki gerileme, BIST’te işlem gören şirketlerin hedef değerlerini yukarı çekecektir. Bu durumda, şu anda fazla getiri potansiyeli görülmeyen Türk şirketleri de yavaş yavaş “ucuz” bulunmaya başlanabilir.