Enflasyon, ekonominin fıtratında var (!)
“Alınan tedbirler, 2014 yılının ikinci yarısından itibaren etkilerini göstermeye başlamıştır. Son dönemde enfl asyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş, beklentilerde ise kayda değer bir iyileşme gözlenmektedir. Para politikası ve makro-ihtiyati politikalara dair alınan önlemlerin yanı sıra, petrol fiyatlarındaki hızlı gerileme 2015 yılında enfl asyondaki düşüşe önemli ölçüde destek verecektir. Bu çerçevede 2015 yılında enfl asyonun kayda değer bir düşüş sergileyerek, yüzde 5’lik hedefl e uyumlu düzeylerde gerçekleşmesi beklenmektedir.”
Bu satırlar 2014 enfl asyon hedefini tutturamayan Merkez Bankası’nın Ocak 2015’te hükümete yazdığı “özür” mektubunun sonuç bölümünden alınma.
“Özür mektubu” bir şekilde dil alışkanlığı haline gelmiş bir ifade. Enfl asyon hedefl emesi politikası başlarken enfl asyon, hedefin belirlenen aralıktan fazla üzerine çıkar veya altına inerse, Merkez Bankası’nın hükümete bunun nedenlerini ve alınması gereken önlemleri açıklayan bir mektup yazacağı söylenmişti. Anlatıldığı haliyle de buna doğal olarak “özür mektubu” adı takılmıştı. Dilimize de öyle yerleşti.
Ama yukarıdaki örnekte de gördüğümüz gibi Merkez Bankası’nın hükümete mektupları “özür” değil adeta “övünme” mektupları gibi. Baştan sona ne kadar “yerinde” politikalar izlediklerini anlatıyorlar.
“İzlediğimiz politikanın şurası eksikti, şurası fazlaydı, şurası hatalıydı” şeklinde tek bir cümle bulamazsınız bu sözde “özür” mektubunda.
Hele hele “Hükümetin izlediği şu politikalar enfl asyon hedefinin tutmamasında etkili oldu. Ekonominin şu yapısal hastalığı enfl asyonu düşürmeyi engelliyor” türünde zülfü yâre dokunacak tespitlerin zinhar yanına yaklaşılmıyor.
2014’ü yüzde 8.2 enfl asyonla kapattıktan sonra hükümete yazdığı mektupta “Bu çerçevede 2015 yılında enfl asyonun kayda değer bir düşüş sergileyerek, yüzde 5’lik hedefle uyumlu düzeylerde gerçekleşmesi beklenmektedir” diyen Merkez Bankası, başarılı olduğunu mektup boyunca defalarca tekrarladığı politikalarını 2015’te de uygulamaya devam etti. Sonuç enflasyonun yüzde 8.8’e çıkması oldu. Oysa Merkez Bankası mektubunda 2015 sonunda enflasyonun yüzde 5.5 olacağını iddia ediyordu.
Merkez Bankası her üç ayda bir açıkladığı enfl asyon raporunda hep politikalarının doğru ve yerinde olduğunu, eksiği olmadığını, sonuç alıcı olduğunu tekrarlayıp durdu. Ama aynı zamanda her raporda da 2015 sonu ve 2016 için yaptığı enfl asyon tahminlerini yükseltti. Bunu yaparken de “Enflasyon düşecek derken yükseliyor, şu ek önlemleri almam lazım, alacağım” demedi. Sonuç, 2015 enfl asyonunun, ekim ayında açıklanan raporda yükseltilen düzeyin bile açık ara üzerine çıkması oldu.
Hükümete bu yıl yazılan mektubun da bir farkı yok. Tek farkı yüzde 5 hedefine ulaşma hayalini üç yıl öteye atması.
Tarım üretimindeki yüksek artışa rağmen gıda enflasyonunun neden yüksek olduğu, petrol ve ithalat fiyatlarındaki düşüşe rağmen kur artışının ters etki yaratmaya neden devam edebildiğini açıklayan bir tespit ortada yok. Ne hükümetin ekonomi politikalarına, ne ekonominin yapısal hastalıklarına, ne de Merkez Bankası’nın politikalarına dair ne bir eleştiri, ne de bir öneri yok.
Tersine “uygulanan politika çerçevesi enfl asyon ve enfl asyon beklentilerindeki bozulmayı sınırlı seviyelerde tutabilmiştir” denebiliyor. Madem tüm politikalar doğru ve eksiksiz, öyleyse bu enfl asyon neden düşmüyor, neden bu kadar yüksek?
Merkez Bankası da, kusurlarını gizleyip üste çıkmaya kalkışan büyükleri gibi “enfl asyon ekonominin fıtratında var” dese anlayacağız!