Enflasyon ekonominin en büyük problemi
Ülkemizde ciddi anlamda enflasyon için kafa karışıklığı yaşıyor. Yıllardır enflasyon için karşımıza iki suçlu vardı. Bunlardan biri enerji fiyatları, diğeri gıda fiyatları olarak gösteriliyor. Dünya da son iki yıldır enerji fiyatlarında ciddi düşmeler oldu. Enerji fiyatlarındaki düşme maalesef ülkemizde tüketiciye yansıtılmadı. Fiyatların düşmesiyle oluşan fark Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) altında bütçeye aktarılan en büyük kaynaklardan biri olarak durmakta.
2014 yılı Haziran ayında petrol varil fiyatı 115 dolar iken 1 litre benzin fiyatı 5.14 TL, 2016 yılı Eylül ayında petrol varil fiyatı ortalama 47 dolar civarında seyretmekte iken 1 litre benzin fiyatı 4.75 TL olarak satılıyor. Dolar kurundaki değer artışını hesaba katıldığında yaklaşık %58’lik bir indirim söz konusu olması gerekirken tüketicilere sadece %9’u yansıtıldı.
Gıda enflasyonuna baktığımızda çoğu zaman sebze ve meyve kökenli olduğunu bunun sebebinin de bu ürünlerin don, fırtına, sel gibi doğal felaketler veya ihraç edildiğinden söz ederiz. Bu yıl Rusya Türk ürünlerine ambargo uygulamasına rağmen fiyatlarda ciddi bir düşüş olmadı.
Kaliteli ürünlerin büyük bir kısmı iyi bir ambalajlama ile yurt dışı pazarlara gönderilmekte ikinci kalite ürünler iç pazara yönlendirilmekte bu ürünlerde yeterli ambalajlama, sağlıklı taşıma olmaması ve nakliye maliyetinin yüksek olmasından dolayı sürekli fiyat artışı gözleniyor.
Tablo 1’de görüldüğü gibi 2012 yılından itibaren dünya gıda fiyatlar aşağıya doğru yönelmişken bizde artış devam ediyor.2011 yılına kadar ülkemizde fiyat değişi dünya ile aynı seviyelerde giderken 2012 yılında %3’lük bir fark oluştu. 2016 yılı Ağustos ayına baktığımızda bu fark %86’ya çıktı.
Yeterli ileri teknoloji kullanılmadığı için birim başına maliyet ve verim düşük olmaktadır.
Bir ekonomide enflasyonun kökeninin bilinmesi enflasyonla ilgili soruların doğru yanıtlanması için gereklidir. İki kökenden beslenebilir.
1) Talep kökenli enflasyon,
2) Maliyet kökenli enflasyon.
Enflasyonun tam olarak talep kökenlimi yoksa arz kökenlimi olduğunu tam olarak tespit edebilmiş değiliz.
Tablo 2’de görüldüğü gibi;
1) Arjantin 1994-2003 döneminde tek hanelere inmiş, 2003 yılından sonra tekrar yükselmeye başlamıştır. 2016 yılında ise en üst seviyeye çıkmış, bunun sebebide alacaklıların hükümetin enflasyon rakamlarında oynama yaptığı ortaya çıkınca ülkeyi terk etmeye başlaması olarak görülmekte.
2) Brezilya 2004-2014 döneminde enflasyonu ciddi anlamda düşürmüş, emtia fiyatlarının düşmesi ve son zamanlarda ortaya çıkan siyasi istikrar’sızlık ve yolsuzluk olayları gündeme gelmesi ile tekrar yukarı yönlü bir çıkış oldu.
3) Rusya 2004-2014 döneminde enflasyonu ciddi anlamda düşürdü, 2014 yılında emtia fiyatlarının düşmesi ve uygulanan ambargolar sonucu ülke ekonomisinin ham madde ihracatına dönük ekonomisi yüzünden bütçe açıkları ortaya çıkması ve rublenin çok fazla değer kaybetmesi ve yabancı fonların ülkeyi terk etmeye başlaması ile üzerine tekrar yukarı yönlü bir çıkış oldu.
4) Ülkemizde enflasyonun seyrine baktığımızda Arjantin, Brezilya ve gelişmekte olan ülkelerdeki seyre takip etmektedir. 2001 yılında Merkez Bankası için çıkarılan 4651 sayılı Kanun ile enflasyon artık tek haneli rakamlara doğru ivme kazanmıştır. 2004-2015 döneminde gelişen ekonomiler ortalamasının %37.6 üzerinde iken 2016 yılında %63 seviyelerinde seyretmektedir.
5) Gelişen ekonomilerde fiyat artışları birçok ülkede istikrara kavuşdu, bu sefer gelişmiş ekonomilerde enflasyon düşük hatta negatif seviyelere kadar düşmesi üzerine büyüme oranları düştü ve dünya ekonomisi bir açmaza girmiş bulunmakta.