Enflasyon düzeltmesinde kıdem tazminatı ve dava gider karşılıkları
Enflasyon düzeltmesi uygulaması, bilançolardaki birçok konuyu farklı şekillerde etkileyebiliyor. Etkisi farklı şekilde ortaya çıkan kıdem tazminatı ve dava gider karşılıklarını bu yazımızda değerlendireceğiz.
Karşılık ayrılması takip eden yılda vergi matrahını etkiliyor
Kıdem tazminatı karşılığı ve dava gider karşılığı gibi UFRS tarafında ayrılması gereken ancak vergi kanunları gereği gider kabul edilmediği ayrılması zorunlu olmayan ve ayıran işletmeler tarafından da beyanname üzerinde matraha eklenen karşılıklar dönem ticari karını etkilediği için enflasyon düzeltmesi ile rakamların değişimine neden oluyor.
Konuyu örnekle ve sıfır kalabalığı yapmamak için küçük tutarlar ile anlatmakta fayda var. Dönem karı 100 TL, kıdem tazminatı veya dava gider karşılığı 20 TL olan bir firmanın bilançosunda ticari karı 100 TL olarak görülecek, buna karşılık firma beyannamesinde 20 TL karşılığı da KKG olarak vergi matrahına ekleyeceği için vergi matrahı 120 TL olacak.
Firma için 30 TL kurumlar vergisi hesaplanacak. Takip eden yılda 70 TL enflasyon düzeltmesine tabi tutulacak. Firma kayıtlarında karşılıkları ayırmamış olsaydı; bilançosunda dönem ticari karı 120 TL olacak, takip eden yılda enflasyon düzeltmesine tabi vergi sonrası geçmiş yıl ticari karı 90 TL olarak dikkate alınacaktı. Ayrılan bu karşılıklar normal şartlarda dağıtılabilir karı etkilemese de enflasyon düzeltmesine tabi tutulacak tutarı etkileyeceği için farklı sonuç doğuracaktır.
Dağıtılabilir kâr etkileniyor
Dağıtılabilir kar olarak; UFRS uygulanarak çıkarılan bilanço ile vergi kanunlarına göre çıkarılan bilançodan hangisinde daha düşük ticari kar var ise o dikkate alınacaktır. UFRS gereği bu karşılıklar ayrılıyor olsa da, başka değerlemeler nedeniyle dönem karları her zaman her iki bilançoda tam da karşılıklar kadar fark etmeyecektir.
Bir başka deyimle vergi kanunları çerçevesinde çıkarılan bilançoda bu karşılıklar ayrılsa da her iki bilançoda ticari kar diğer değerleme kalemleri nedeniyle de farklı olabilir. Bu nedenle ayrılan karşılıkların vergi etkisi nedeniyle de dağıtılan karı değiştiren durumlar olabilir.
Bir an için her iki kar tutarının aynı olduğunu varsayarsak ve geçmiş yıl karının dağıtılıp dağıtılmadığından da bağımsız olarak; en azından dönem karı, ayrılan bu karşılıkların endekslenmesi sonucu oluşacak gider tutarının vergi etkisi sonrası kalan kısmı kadar fark edecektir. Konuyu yukarıdaki örnekle devam ettirecek olursak; takip eden yılda diyelim ki, enflasyon düzeltme katsayısı 1,25 olsun.
Bu 20 TL karşılık nedeniyle 5 TL cari dönemde ilave gider oluşması gerekir. Bu tutar dönem karını ve dolayısıyla da vergi matrahını 5 TL azaltması gerekir. Karşılığın endekslemede dikkate alınmaması, daha az gider oluşturması nedeniyle vergi matrahının artmasına neden oluyor. Bunun sonucunda düzeltmenin ortaya çıkardığı tutarın vergi sonrası kalan %75i itibarı ile de dağıtılabilir kar artmış oluyor.
Değerlendirme ve çözüm önerisi
Bu sakıncaları gidermek için konuyu bizden önce gündeme getiren değerli meslektaşım Erdoğan Sağlam güzel bir öneride bulunmuş. Özetle, ayrılan bu karşılıklar nedeniyle yapılmayan enflasyon düzeltmesi giderini beyanname üzerinde takip eden yılda ilave olarak vergi matrahından düşelim demiş. Bu öneri ilk sorunu kesin olarak ortadan kaldırıyor.
Ancak UFRS ve vergi kanunlarına göre değerleme farklılıkları olduğundan dağıtılabilir kara ilişkin sorun tam olarak çözülemeyebilir. Ancak, yukarıda ifade ettiğimiz gibi vergi kanunlarına göre düzenlenen bilançoda karşılık ayırmayan bir işletmenin teorik olarak daha fazla kar dağıtması mümkün olabilirse de tercih edilen, karşılıklar kadar tutarın işletmede kalmasıdır. Bu nedenle önceki yıl ayrılan karşılığın, cari dönem beyannamesinde enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan gider etkisinin dikkate alınması her iki amaca da hizmet edecektir.
Biz de konuyu örnekle değerlendirerek ilgililerin dikkatine sunmak istedik.