Enflasyon, durgunluk ve faiz indirimi

Prof. Dr. Dilek LEBLEBİCİ TEKER
Prof. Dr. Dilek LEBLEBİCİ TEKER [email protected]

Geçtiğimiz günlerde TCMB enflasyon görünüm sunumu gerçekleştirerek yılsonu enflasyon hedefini yüzde 38 olarak koruduğunu açıkladı. Ocak ayından bu ya­na açıklanan enflasyon rakamları baz alın­dığında, yıl sonu için açıklanacak enflas­yon rakamının bu hedefin biraz üzerinden kalma olasılığı yüksek.

Biraz üzerinde diye belirtiyorum çünkü TÜİK tarafından önü­müzdeki aylarda açıklanacak 12 aylık enf­lasyon rakamlarında düşüş etkisini göz­lemleyeceğiz. Dolayısıyla hedefin biraz üze­rinden bir yılsonu enflasyon rakamı görmek mümkün olacak. Yani, enflasyon düşecek. Bu güzel haber mi? MB Başkanı, üzerine ba­sa basa diyor ki enflasyonda sürdürülebilir düşüş yaşanmadan sıkı para politikasından geri adım atmayacağız.

Bu nedenle 12 aylık enflasyonda gerileme eğilimine rağmen, fa­iz kararında aylık bazlı enflasyonun dikkate alınacağına işaret ediyor. Artık, her kesimin çok iyi bildiği üzere açıklanan yıllıklandırıl­mış enflasyon rakamları baz etkisi nedenli düşme eğiliminde. Ancak, aynı tabloyu aylık değişim oranlarında göremiyoruz. 2024 yılı Ocak ayında aylık rakam yüzde 6.70 idi. Şu­bat ayı yüzde 4.53 iken sonraki aylarda yüz­de 3 seviyelerine geriledi. Haziran aylık enf­lasyon yüzde 1.64 olarak açıklandı ancak bu gerileme yüzde 3.23 temmuz ayı verisi ile yön değiştirmiş oldu.

Geçtiğimiz dönemle­rin aylık enflasyon rakamları bir eylül etki­sine de işaret etmekte. Özellikle okul alış­verişi gibi zorunlu tüketici harcamaları bu seride yeniden bir bozulmaya işaret edebi­lir. Dolayısıyla enflasyondaki düşüşün he­nüz sürdürülebilir olduğunu söylemek için erken ki hissettiğimiz fiyatların açıklananın üzerinden olduğu konusuna yeniden değin­meye gerek yok.

Dalgalanma pahalılık getirdi

Türkiye’de uzun bir süre düşük faiz ve yüksek kur ortamı yaşadık. Mesela, USD/ TL kurunun yıllık 5 yıllık verileri incele­diğinde 2020 yılında ortalama 7.013 düze­yinde iken, 2021 yılında 8.85, 2022 yılında 16.55 ve 2023 yılında ortalama 23.74 sevi­yesindeyken şimdilerde 33.69 düzeyinde. Euro tarafında da tablo benzer.

Cari açık so­runu için bu çözüm üretilmiş olsa da, bu dal­galanma ve belirsizlik ekonomide hayat pa­halılığını da beraberinde getirmiş oldu. Pan­demide tüm MB’ler faiz indirimine gitmişti ancak küresel düzen bu politikadan yavaş yavaş vazgeçerken, biz farklı bir yoldan de­vam ederek düşük faiz ortamını sürdürmüş­tük. Bu koşullar bir süre düşük maliyetle fona erişim imkânı sağlamış olsa da, hatır­larsanız seçimler öncesinde düşük faiz or­tamına rağmen finansa erişim zorluğundan bahsetmiştik.

Dolayısıyla aslında düşük dü­zeyde tutulmaya çalışan politika faizine rağ­men, reelde yüksek kredi maliyetleri ile kar­şı karşıya kalınmıştı. Evdeki hesap çarşıya uymayınca ekonomi kontrolden çıktı ve to­parlayabilmek için çok daha keskin faiz artı­şına ihtiyaç duyuldu. Şimdilerde ise Türkiye gündeminde buna paralel olarak durgunluk söylemleri hâkim. Bu endişeleri destekle­yen bazı veriler de mevcut.

İmalat sanayinde daralma öngörüsü

Mesela, TÜİK’in açıkladığı ekonomik gü­ven endeksleri farklı kesimlerin gelecek beklentilerine ilişkin görüşünü ortaya ko­yan önemli bir göstergedir. Bu kapsamda ekonomik güven endeksi; tüketici güven endeksi, reel kesim güven endeksi, hizmet sektörü güven endeksi, inşaat sektörü gü­ven endeksi ve perakende sektörü güven en­deksi olmak üzere alt kırılımlar içerir.

Bu alt endekslerin son birkaç aylık verisi ince­lendiğinde her birine ilişkin düşüş gözlen­mekte. Bu koşullar tüketiciden sanayiciye, hizmet sektöründe perakendeye kadar tüm çıkar gruplarının gelecek öngörülerini ne­gatif konumlandırdığına işaret etmekte. Yi­ne TÜİK’in açıkladığı sanayi üretim endeksi değerleri de imalat sanayide daralmaya işa­ret etmekte.

En son açıklanan Haziran ayı verisine göre bir önceki yılın aynı dönemine göre endeks değerinde yüzde 6,9’luk bir da­ralma göze çarpıyor. Sanayi PMI’da da daral­ma mevcut. TCMB verisine göre özel sektör yurtdışı kredi borçlarında ilk 6 ayda önem­li bir sıçrayış var. İşte bu noktada kur düze­yi de önemli bir risk unsuru oluşturmakta. MB’nin eli çok rahat değil. Aynı anda yönet­mesi gereken çokça parametre var. Sonba­har zorlu geçecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dezenflasyon mu? 10 Temmuz 2024
Büyümek vs. kalkınmak 04 Haziran 2024
Yeşil dönüşüm 08 Mayıs 2024
Yeni savaş kapıda mı? 17 Nisan 2024
Seçim ertesi 03 Nisan 2024