Enflasyon, dış ticaret ve cari açıkta hedeflerin tutmayacağı şimdiden be

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Beş temel büyüklükteki; enflasyon, dış ticaret, cari işlemler dengesi, işsizlik ve GSYH'deki gidişatın 2010 hedefleriyle ne kadar uyumlu olduğunu irdelemeye çalıştık. Bu yıla ilişkin veri oluşan yalnızca enflasyon ve dış ticaret olduğunu belirtelim. İşsizlikte aralık verileri, GSYH'de son çeyrek verileri henüz belli değil, dolayısıyla bu iki alanda tahmin yapmak zor görünüyor. Veri eksikliğine rağmen bu beş temel büyüklük için 2010'a ilişkin bir özet değerlendirme yaparsak… Enflasyon, dış ticaret ve cari açık hedefi aşabilir. İşsizlik yüksek düzeyini korumakla birlikte öngörülenden olumlu seyredebilir. Büyüme ise çok önemli bir sapma göstermeyebilir, ancak sapma hem öngörülenin altında kalınması, hem de öngörülenin üstüne çıkılması biçiminde olabilir.

Enflasyonda hedef tutmayacak

Vergi kaynaklı fiyat artışları ve sert kış koşulları yüzünden gıda maddelerinin fiyatında yaşanan artışlar, enflasyonda iki ayda tüm hesapların tümüyle alt üst olmasına yol açtı. TÜFE, geçen yıl dokuz ayda yüzde 2.18 artmışken, bu yıl iki ayda yüzde 3.32'lik artış kaydedildi. Hükümetin yıllık programda yer alan yüzde 5.3'lük hedefi anlamını tümden yitirdi. Merkez Bankası, yüzde 6.5 olan yıllık hedefine karşılık, gerçekleşme tahminini bir süre önce yüzde 6.9'a çıkarmıştı. Merkez Bankası açısından hedef ile tahmin oranlarının neden farklı olduğunu daha önce izah etmiştik. Bir kez daha hatırlatalım. Merkez Bankası, hedef oranda sık sık değişikliğe gitmeyi uygun görmeyen bir anlayışa sahip. Enflasyonun artı-eksi iki puanlık sapma göstermesi durumunda hükümete mektup yazmayı gerektiren oran da yüzde 6.5. Yani, enflasyon yüzde 4.5 ile yüzde 8.5 arasında oluştuğu takdirde hükümete mektup yazmak gerekmiyor. Merkez Bankası, işte bu yüzde 6.5'i değiştirmiyor, ancak gidişata göre bu oranın tutmayabileceği tahminini dile getirebiliyor. Nitekim daha önce 2010 için yüzde 5.4 olan tahmin, hedef oranın da üstüne çıkarılarak bir süre önce yüzde 6.9'a yükseltilmişti.

Ama artık gelinen noktada yüzde 6.9 da anlamını yitirdi. Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası'nın tahminini bir kez daha değiştirmesi ve yukarı doğru revize etmesi beklenmeli. Hem bunun işareti de verildi. Merkez Bankası şubat ayı enflasyonunu değerlendirirken, enflasyonda belirgin düşüşün bu yılın son ayları ile 2011'in ilk aylarında görülebileceğine işaret etti. Başkan Durmuş Yılmaz da bir konuşmasında aynı görüşü dile getirdi.

Enflasyona ilişkin bu tablo, bugünün koşullarında ve yalnızca rakamsal bazda yapılan değerlendirmelerin bir sonucu olarak oluşuyor. Bu hesap ve tahminler içinde siyasetin ekonomiye ve enflasyona yapabileceği etkiler ise yok. 2011 genel seçimi, birkaç ay erkene alınarak ilkbaharda yapılabilir. Seçim sürecinde piyasaların canlanması için atılacak bazı adımların enflasyonun şu dönemde öngörülenden çok daha yukarı gitmesine yol açabileceği unutulmamalı.

Hemen akla şu dönemde öngörülen oranın ne olduğu sorusu takılacaktır. Yıllık bir tahmin yapmak için biraz erken. O yüzden marjı geniş tutarak, yıllık gerçekleşmenin yüzde 8 ile yüzde 10 arasında beklenmesi gerektiğini söylemek mümkün. Ama dedik ya, siyaseten atılacak adımlar, tabloyu çok daha değiştirebilir ve yüzde 10'u aşan oranlar bile görebiliriz.

Dış ticaret hedefi aşar

Dış ticarette henüz 2009 gerçekleşmesi belli değilken oluşturulan 2010 hedefleri, gerçekten mütevazı kaldı. 2009'da 102 milyar olan ihracatın yalnızca 5.5 milyar artarak 107.5 milyara çıkmasını öngörüyor durumdayız. Aynı şekilde ithalatın da 12 milyar artarak 153 milyara çıkmasını hedeflemekteyiz. İthalatta aralık sonunda 141 milyar olan yıllık düzey, ocakta 143 milyara çıktı. Yani 2010 hedefine on milyar kaldı. Dolayısıyla normal koşullarda hem ihracat, hem ithalatta 2010 hedeflerinin rahatlıkla geride kalacağını söylemek mümkün. Daha önce de yazdığımız gibi, ihracat 120, ithalat 180 milyar dolayına oturur.

Ancak, son dönemde ihracat açısından sıkıntı yaratan bir durum var. İhracatımızın yaklaşık yarısını gerçekleştirdiğimiz para olan euronun güçsüzleşmesi. Bu bize iki türlü yansıyacak.

Birincisi; bireysel anlamda ihracatçı aleyhine oluşan durum.

İkincisi; kayıtlar yönüyle ihracatın düşük görünmesi durumu. AB'ye yaptığımız 100 euroluk ihracat kayıtlarımızda eskiden örneğin 150 dolar olarak yer alırken, bu kez 130 dolar olarak yer almaya başlayacak. Yani sonuçta aynı malı, aynı fiyata satsak bile, dış ticaret kayıtlarımız dolar cinsinden tutulduğu için ihracatımız görece küçük görünecek.

Avrupa'daki sıkıntı daha ne kadar sürer ya da bu sıkıntı daha da genişler mi kestirmek güç. Ancak, euronun geleceğinin ihracatımız açısından önemli bir belirleyici olacağı kesin.

Cari açık 18 milyarda kalmaz

Türkiye ekonomisi, henüz son çeyrek oranı açıklanmadığı için yılın tümüne ilişkin rakam kesinleşmemiş olmakla birlikte 2009'da son yılların en dramatik daralmasını yaşadı. Buna rağmen yine de 14 milyar dolara yakın bir cari işlemler dengesi açığı verdik. Küresel krizin başlamasıyla birlikte rakamlar revize edilmiş ve cari açığın 11 milyarda kalacağı öngörülmüştü; bu rakam 3 milyar kadar aşıldı. 2009'da 11 milyarda kalacağımızı öngördüğümüz dönemde yaptığımız 2010 programında ise açığın 18 milyarda tutulabileceği bekleniyordu. Ancak, şu anki tabloda bu pek mümkün görünmüyor, hatta hiç mümkün görünmüyor.

Ekonomi için ısınıyor demek ne kadar doğru bilinmez, ama en azından buzların tahmin edilenden erken çözülmekte olduğu ortada. Dolayısıyla bu yıl ithalatın biraz önce belirttiğimiz gibi tahmin edilenin çok üstüne çıkacağını beklemek gerekiyor. İhracat da öngörüleni aşacak olsa bile dış ticaret makası açılacak. 2010 için 45.5 milyar dolar olarak öngörülen ticaret açığının 60 milyara doğru gitmesi şaşırtıcı olmayacak. Ayrıca, eurodan kaynaklanan olumsuzluklar daha da belirginleşirse, bu açık biraz daha büyüyecek.

Dolayısıyla cari işlemler dengesi açığını 18 milyarda tutma şansımız neredeyse hiç yok. Açık için 30-35 milyar dolar arası bir büyüklüğe kendimizi hazırlamamızda yarar var.

İşsizlikteki artış hız kesti

İşsizlik tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu, bir süre önce 2009 yılının tümüne ilişkin verileri açıkladı. Buna göre, 2008'de yüzde 11 olan işsizlik oranı, geçen yıl yüzde 14'e yükseldi. Bu, yıldan yıla olan kıyaslama. Eğilimi görmek zor. Bir başka veri seti ise aylık olan. Bu veri setinde son olarak kasım rakamları açıklandı. Ağustos ve eylül aylarında yüzde 13.4 olan işsizlik oranı, ekimde yüzde 13'e indi, kasımda ise yüzde 13.1 oldu. Yani ağustos-kasım döneminde önemli bir değişiklik yok. 2008'in aynı aylarında ise işsizlik oranında belirgin bir artış vardı.

Şimdi, hangi veri setini esas almalıyız? Biz, aylık veri setinin gidişatı göstermesi açısından çok daha önemli olduğunu düşünüyoruz. Yıllık veri, krizin 2009'un ilk aylarındaki en olumsuz döneminin tablosunu da içeriyor. Yanlış değil ama, gidişatla ilgili bilgi verme durumu yok. Önemli olan yönün nereye doğru olduğu. Bunu da bize aylık veriler gösteriyor ve gidişat işsizliğin yüksek bir düzeyde oluşuyor olmakla birlikte olumlu seyredeceği yönünde. Olumlu seyirden kastımız, biraz da 2010 yılının tümü için orta vadeli programda öngörülen oranın çok altında kalınacağının şimdiden belli olması. Orta vadeli programa göre bu yılın ortalamasındaki işsizlik oranı yüzde 14.6 olacaktı. Oysa, 2009'un ortalaması bile yüzde 14'te kaldı. Dolayısıyla bu yılki ortalama işsizlik oranı öyle görünüyor ki yüzde 11.5-12.0 aralığında gerçekleşebilecek.

Büyüme hedefi makul gibi!

2009'da ekonominin ne kadar daraldığını TÜİK'in bu ayın sonunda yapacağı açıklamayla öğreneceğiz. Hükümetin son tahmini, küçülmenin yüzde 6 olacağı yönündeydi. Ancak, sanayi üretiminde kaydedilen artışa dayalı olarak yapılan hesaplamalar, son çeyrekte ekonominin yüzde 5 dolayında büyüyebileceğini, bu sayede 2009 yılındaki küçülmenin yüzde 5.2'de kalabileceğini gösteriyor.

2010 yılındaki yüzde 3.5'lik büyüme, 2009'un yüzde 6'lık küçülmesi üzerine planlanmıştı. Bir başka ifadeyle 2008'de 100 olan GSYH, 2009'da 94'e inecek, 2010'da ise yüzde 3.5  artışla 97.3'e çıkacaktı.

Matematiksel gerçektir; baz değişeceği için, eğer 2009 daralması yüzde 6'dan daha küçük olursa, bu yılki büyüme öngörülenin altında kalabilir. Ya da tersi olabilir. 

Türkiye geçen yıl ilk üç çeyrekte sırasıyla yüzde 14.7, yüzde 7.9 ve yüzde 3.3 daraldı. Bu baz etkisi yüzünden bu yıla hızlı bir büyümeyle girmemiz çok normal. Bu hızlı büyüme ikinci çeyrekte de kendini gösterecek; üçüncü çeyrekte makul bir oran ortaya çıkacak. Eğer ekonomide hızlı bir toparlanma olmazsa, bu kez bu yılın son çeyreğinde bir daralma yaşayabiliriz.

Henüz 2010 büyümesine temel oluşturacak veri hiç yok sayılır. Dolayısıyla yüzde 3.5'lik büyüme oranıyla ilgili yorum yapmak için erken. Ancak, bu oran aşağı ya da yukarı, bir miktar sapma gösterebilir. Genel kanı yüzde 3.5'in aşılacağı, hatta yüzde 5'e kadar çıkılabileceği yönünde oluşuyorsa da, geçen yılın son çeyreğindeki gerçekleşmeyi beklemek ve ona göre bu yıl nasıl bir tablo oluşacağına iyi bakmak gerek. Sapmanın, aşağı yönlü olabileceğini de söyledik. Yani yüzde 3.5'lik hedefe ulaşılamaması ve 2010 büyümesinin yüzde 3 dolayında oluşması da şaşırtıcı sayılmamalı.        

TÜFE'de yıllık hedefin tutmayacağı şimdiden belli (%)
AylıkAralık ayına göre Yıllık
 201020092010200920102009
Ocak1.850.291.850.298.199.50
Şubat1.45-0.343.32-0.0610.137.73
Mart 1.10 1.05 7.89
Nisan 0.02 1.07 6.13
Mayıs 0.64 1.71 5.24
Haziran 0.11 1.83 5.73
Temmuz 0.25 2.08 5.39
Ağustos -0.30 1.78 5.33
Eylül 0.39 2.18 5.27
Ekim 2.41 4.64 5.08
Kasım 1.27 5.96 5.53
Aralık 0.53 6.53 6.53
2010 yılı program hedefi    5.3
2010 Merkez Bankası hedefi    6.5
2010 Merkez Bankası gerçekleşme tahmini    6.9
Euro sıkıntı yaratmazsa ihracat hedefi aşar (Milyon Dolar)
AylıkYıllık
İhracatİthalatAçıkİhracat İthalatAçık
Ocak7,8869,282-1,396129,282194,906-65,624
Şubat8,4369,075-639126,640187,954-61,314
Mart8,15710,524-2,367123,368181,666-58,298
Nisan7,56310,121-2,558119,567173,898-54,331
Mayıs7,34810,868-3,520114,437165,460-51,023
Haziran8,33612,501-4,165111,002158,484-47,482
Temmuz9,05712,844-3,787107,464150,771-43,307
Ağustos7,82412,814-4,990104,241144,334-40,093
Eylül8,48112,485-4,00499,929138,934-39,005
Ekim10,09212,740-2,648100,298136,732-36,434
Kasım8,90412,617-3,71399,806137,276-37,470
Aralık10,05514,998-4,943102,139140,869-38,610
Ocak 107,86411,504-3,640102,117143,091-40,974
2010 hedefi   107,500153,000-45,500
Cari açık 18 milyarda kalmaz (Milyon $)
AylıkYıllık
Ocak-475-38,251
Şubat-286-34,650
Mart-1,142-31,488
Nisan-1,552-27,833
Mayıs-1,691-24,694
Haziran-2,075-21,224
Temmuz-425-17,611
Ağustos-583-15,157
Eylül-931-15,125
Ekim330-12,355
Kasım-1,807-13,715
Aralık-3,217-13,854
2010 hedefi -18,000
İşsizlikteki tırmanma durdu (%)
20092008
Ocak15.511.6
Şubat16.111.9
Mart15.811.0
Nisan14.99.9
Mayıs13.69.2
Haziran13.09.4
Temmuz12.89.9
Ağustos13.410.2
Eylül13.410.7
Ekim13.011.2
Kasım13.112.6
Aralık?14.0
Yıllık14.011.0
2010 hed.14.6 
2010'da hedef aşılabilir mi? (%)
20092008
1. çeyrek-14.77.2
2.çeyrek-7.92.8
3.çeyrek-3.31.0
4.çeyrek?-6.5
Yıllık?0.9
2009 tah.-6.0 
2010 hed.3.5 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar