Enflasyon birikirse!..

Levent AKBAY
Levent AKBAY AÇI KARŞI AÇI [email protected]

1994 krizi sonrasında enflasyon bir rekorla yüzde 125’i aşmıştı. 1994’ün şubat ve mart aylarında yüzde 5-6 aralığında olan aylık enflasyon, nisanda yüzde 23,4 olarak açıklandı.

Mayıs’ta yüzde 8,2’ye düştükten sonra birkaç ay yüzde 2-3’ler seviyesinde, daha sonra yılın sonuna kadar olan aylarda da yüzde 6-7’ler seviyesinde dolaşarak yeni yıla üç rakamlı enflasyon devretti.

1995’te yüzde 76, 1996’da yüzde 79’lar, 1997’de yüzde 99, 1998’de yüzde 69’lar, deprem yılı 99’da yüzde 68’ler, 2000’de yüzde 39 derken 2001 krizi geldi. 2000’de uygulamaya konulan istikrar programının enflasyon hedefi yüzde 25, 2001’in yüzde 12, 2002’nin yüzde 7 olarak açıklanmıştı. 2001’de ‘anayasa kitapçığı’ filan derken kurlar serbest bırakıldı, program çöktü.

2001’in ilk iki ayında yüzde 2’ler düzeyindeki aylık enflasyon mart ayında yüzde 6’yı aşmış, nisan ayında ise yüzde 10,3 olarak açıklanmıştı. Sonraki ay yüzde 5,2, daha sonraki aylarda yüzde 2’ler ile yüzde 6’lar arasında dalgalandı... Yıllık enflasyon 2001’de yüzde 68,5 olmuş, 2002’de yüzde 29,7’ye, 2003’te yüzde 18,4’e düşmüştü.

Enflasyonun üç kez zirve yaptığı 1994-2002 arasında durumun özeti şöyleydi: Bir önceki yıla göre 1994’te enflasyonda 54,41 puanlık bir artış, ancak 1995’te de 49,5 puanlık düşüş yaşanmıştı. Aynı şekilde 1997’de bir önceki yıla göre enflasyonda 19,3 puanlık artış, 1998’de 29,3 puanlık düşüş yaşanmıştı. Kriz yılı 2001’de ise 29,5 puanlık artış, bir yıl sonra 2002’de 38,7 puanlık düşüş yaşanmıştı.

Rakamların gösterdiği üzere enflasyon sıçrasa da bir sonraki yıl, hemen aynı ya da daha fazla düzeyde geri geliyordu. 90’lar zaten yüksek enflasyonlu yıllardı, yüksek enflasyonun daha da artması dengeyi bozuyor, ancak ertesi yıl tekrar eski seviyesine dönerek bir anlamda normalleşiyordu. Ücretlerin enflasyona paralel belirlenmesi sabit gelirliler açısından durumu kronik bir trajediye çevirmiyordu. Peki günümüzde enflasyon neden bu kadar can yakıyor?

Bir kere 2003’ten sonra ilk kez enflasyon 2020 yılında yüzde 14’ü aşmış. Yani 2003-2020 arası uzun yıllar oldukça makul enflasyon rakamları ile yaşamışız. Ancak 2020’nin yüzde 14’ünden sonra, 2021’de enflasyon 21,6 puan artışla yeni yılı karşılamış. Uzun yıllar eğiliminin tersine yüksek enflasyonun olduğu yılın, yani 2020’nin bir sonrasında düşmemiş.

Beklenen düşüşün tersine enflasyon 2022’de 28,2 puan artışla yüzde 64.27’ye çıkmış. Arka arkaya iki yıl birikerek üçüncü yıla devretmiş. İş 2023’e geldiğinde Merkez Bankası temmuz ayında enflasyon tahminini yüzde 22,3’ten yüzde 58’e çıkardı. İlk hedef tutsaydı 40 puandan fazla bir düşüş olacaktı. Olmadı. Enflasyon hız kesmeyince bu kez hedefi yüzde 58’den yüzde 62’ye revize edildi..

Temmuz’dan sonra ağustos enflasyonunun yüzde 9’larda çıkması yüzde 62’lik hedefi de tehlikeye attı. Düşüş bir yana enflasyonun ardı sıra üçüncü yılda da bir öncekinden daha yüksek çıkma olasılığı güçlenmiş oldu. Birikimli enflasyon rakamları dikkate alındığında 1994 ve etkileri daha yıkıcıydı. 1994 başında 100 TL olan bir mal 3 yılın sonunda neredeyse 700 TL’ye alınır olmuştu.

Ancak krizin yaşandığı yılın ardından enflasyonun düşüşe geçmesi umut veriyordu. Bu 2001’de de böyle oldu. Şimdi ise son 3 yıl itibariyle 100 TL’lik bir mal (TÜİK rakamlarına göre) 360 TL civarında. Ancak enflasyonun dördüncü yıla 4 ay kala yükselerek 62’lik yeni hedef bir yana adeta 2022’nin gerçekleşmesi olan yüzde 64,27’yi de aşabilir görüntüsü vermesi hem umutları kırıyor, hem endişe ve güvensizlik yaratıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Planlamaya geri dönüş 18 Eylül 2023
17. Madde 15 Eylül 2023
Asıl fren 2024’te… 13 Eylül 2023
Enflasyonda atalet 04 Eylül 2023
Kepenkler kapanmasın… 01 Eylül 2023
Borca teknoloji yok! 30 Ağustos 2023