Enflasyon beklentilerini çıpalayamadık

Emrah LAFÇI
Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası [email protected]

Dünya büyük ölçüde enflasyon sorununu çözdü. Biz daha yeni başlı­yoruz. Zaten enflasyonun yaratıldığı dönem ve or­taya çıkma sebebi de aynı değildi. Bu konuda dünya­nın geri kalanından olum­suz ayrışmakla birlikte da­ha yüksek bedeller ödemek zorunda kalıyoruz. Dünya genelinde enflasyon dış­sal şoklar nedeniyle yüksel­mişti.

Bu şoklar pandemi ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliy­di. İlkinde tedarik zincirleri koptu, insanlar çalışamaz du­ruma geldiler, mali destekler­le kişiler daha fazla tüketebil­di. Özellikle mal enflasyonu da doğal olarak yükseldi. Rusya meselesinde de malum ener­ji ve temel gıda fiyatları art­tı. Bu iki konu ortadan kalkın­ca haliyle enflasyon da orta­dan kalkmış oldu. Avrupa’nın birçok ülkesinde hedef olan %2’nin bile altına geldi. ABD hedefine çok yakın, Çin zaten deflasyon korkusu yaşıyor. Ta­bii dünyanın fabrikası Çin’de düşük giden fiyatlar dünyanın geri kalanında da enflasyonla mücadeleyi destekliyor.

Ama gelin görün ki bizim ül­kemizde bu konuda mesafe al­makta çok zorlanıyoruz. Hal­buki ekonomi yönetimi enf­lasyonu düşürmek için topla tüfekle savaşıyor. Yine de kap­lumbağa adımlarıyla gidiyo­ruz. Enflasyonun en önem­li sebeplerinden olan kurdaki artış dizginlenmiş durumda, oradan gelen bir olumsuz etki yok. Yurt dışını yukarıda say­dım, enerji olsun metal fiyat­ları olsun hep lehimize işliyor. Öbür taraftan faiz çok yüksek ve yüksek kalmaya devam edi­yor. Mart’tan beri %50 politika faiziyle devam ediyoruz. Tüke­timi mecburen kesenler dışın­da orada da talep üzerinde ye­teri kadar sıkılaşma yaratıla­madı.

İnanç meselesi

Bu saydıklarımın en büyük sebebi; Türkiye’deki ekono­mik aktörler enflasyonla mü­cadelenin başarıya ulaşacağı­na inanmıyorlar. Beklentiler yönetilebilmiş değil. %50 fa­iz yüksek diyorum ama fiyat­lardaki artışın daha yüksek ol­duğunu düşünen kişiler faizin enflasyona göre o kadar yük­sek olmadığını düşünüyorlar. Hala alma fırsatları varsa mal­ları hemen almaya eğilimliler. “Biraz talebi erteleyelim, el­mizdeki parayı yüksek faizle değerlendirelim, zaten fiyatlar faiz kadar hızlı yükselmiyor, alacağımı sonra alırım!” dü­şüncesi oturmadı. Çünkü Tür­kiye’nin yakın geçmişi enflas­yon ve ekonomi politikası faci­alarıyla dolu.

Merkez Bankası anketi

Merkez Bankası “Sektö­rel Enflasyon Beklentileri”­nı yayınlıyor her ay. Buradaki beklentiler ve beklentilerde­ki sapma şaşırtıcı boyutta. Ey­lül anketine göre piyasa katılımcılarının bir yıl­lık enflasyon beklenti­si %27.5, reel sektörün %51.1, hanehalkının ise %71.6. Gruplar arasın­da böyle bir farklılığın olması çok önemli. Or­ta Vadeli Program’day­sa 2025 yıl sonu enflas­yon tahmini %17.5. Bu bir yarışma olsaydı ve enflasyonu hangi grup doğru tahmin etmiş diye 1 yılın so­nunda baksaydık muhteme­len kazanan hanehalkı olma­yacaktı.

Çünkü %71.6 çok yük­sek bir enflasyon ve hanehalkı bu konularda geçmiş enflasyo­nu dikkate alarak tahminler­de bulunuyor. Yeni politika­ların bu kadar bir enflasyona sebep olması mümkün değil. Ama bu bir yarışma değil ve bu insanların böyle beklentileri­nin olmasının bir anlamı var. Tüketicilerin algılarını değiş­tiremediğimiz için tercihleri­ni sıkı para politikasına uygun şekilde değiştiremiyorsunuz. Sıkı politikanın kuru baskıla­ma gibi faizi yüksek tutma gi­bi diğer gereklerini yerine ge­tirseniz bile önemli bir bacağı eksik kalmış oluyor.

Beklentileri çıpalayamamak enflasyonla mücadelenin ma­liyetini artırıyor. Belki 3 ayda alacağınız yolu 9 ayda alabi­liyorsunuz. Bu da yüksek fai­zin zararlarına daha uzun bir zaman için maruz kalmanız anlamına geliyor. Enflasyonu %80’lerin üzerine çıkaran si­yasi taleplerin kurumsal ola­rak hala gelme olasılığının da orta yerde durması beklenti­lerin yönetilememesinde çok önemli bir etken.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bir beka meselesi: ekonomi 12 Aralık 2024