Enerji değil, teknoloji sorunu

Biliyor musunuz, Türkiye’nin enerji sorunu sadece enerji sorunu değildir. Aslına bakarsanız, esas sorunumuz teknolojiden başka bir şey değildir. Ve bu gerçek enerji sektörü açısından, pek çok sektörde olduğundan daha da net şekilde ortadadır bu. Nasıl mı? Anlatmaya çalışalım... Önce enerji kaynaklarına bakalım... Kömür, rüzgar, su, güneş, jeotermal, doğalgaz, nükleer, biyokütle... Hemen aklınıza bunların hangisine ne kadar sahibiz sorusu gelmesin. Dedik ya, mesele enerji sorunu değil teknoloji sorunu. 

Yani bunlardan hangisine ne kadar sahip olduğumuz değil, hangisinde kimin teknolojisini teknolojisini sistemlerini kullandığımızda asıl mesele... Tamam doğalgazda hem kaynak hem teknoloji, yani gaz türbini, buhar türbini vs. gibi teknolojiler bize ait değil. Peki ya diğerlerinde? Kendi kömürünüzü kendi güneşinizi kendi rüzgarınızı kullanmakla bitmiyor iş. Çünkü elektrik üretimi yatırımlarının geri dönüş süresi çok uzun. O yüzden, santralleri kurarken koyacağınız parayı çok uzun sürede geri alabiliyorsunuz. Demek oluyor ki, siz kaynağınızı yerli hale getirseniz de eğer kullandığınız rüzgar türbini, güneş paneli, gaz türbini, buhar türbini ve bunlarla bir arada kullanılan yazılım ve benzeri ürünleri kendiniz geliştirmemişseniz yine dışa bağımlılıktan kurtulmuş olmuyorsunuz. 

Bu durumda teknolojiyi ve sistemi size satanlar ülke içinde değilse, yerli kaynağınızdan en az sizin kadar belki sizden de fazla onlar yararlanmış oluyor. Bu yüzden Türkiye sadece yerli kaynağı kullanmaya değil, yerli kaynağı yerli teknolojiyle değerlendirmeye odaklanmak zorunda. Ha, bugünden yarına olacak iş değil bu. Ama en azından vizyon ve bakışınızın böyle olmasında yarar var.