Enerji CEO'larına göre geleceğin yakıtı doğalgaz
Enerji sektörünün önde gelen uluslararası oyuncularını bir araya getiren CERA Week 2012'de gaz ve petrol fiyatları arasındaki büyük farkın sürdürülebilir olmadığı; konvansiyonel olmayan enerji kaynaklarının yükselişi ve güneş enerjisinde beklenen büyüme gibi konular masaya yatırıldı. Enerji şirketleri CEO'larının hemfikir oldukları konu ise, doğalgazın geleceğin enerjisi olduğu idi.
Küresel ekonomik daralma ve Ortadoğu, Asya, Afrika'da yaşanan jeopolitik gerilimler ve sosyal değişimler, küresel enerji piyasalarında belirsizliklere yol açıyor. ABD ve AB'de gerçekleşecek seçimler de bu belirsizliklere katkıda bulunuyor. Tüm bu gelişmeler, şirketlerinin önümüzdeki 20 yıla yönelik yatırımlarını yakından etkiliyor. Bu süreçte, inovasyon yoğun konvansiyonel olmayan petrol ve gazın yükselişi; derin deniz operasyonları; çevreye duyarlı ulaşımda öne çıkan temiz elektrik enerjisinin oyunun kurallarını değiştiren yeni enerji kaynakları ve çözümlerini beraberinde getirmesine yol açıyor.
Enerji sektörünün önde gelen uluslararası oyuncularını bir araya getiren CERA Week 2012, geçtiğimiz hafta ABD'nin Houston kentinde gerçekleşti.
Gaz ve petrol fiyatları arasındaki büyük fark; konvansiyonel olmayan enerji kaynaklarının yükselişi ve güneş enerjisinde beklenen büyüme gibi konuların masaya yatırıldığı konferansta, enerji şirketleri CEO'larının hemfikir oldukları konu, doğalgazın geleceğin enerjisi olduğu idi.
Konferansta öne çıkan görüşler şöyleydi:
- Gaz fiyatları "esrarengiz bir kisveye bürünmüş sır içindeki bir muamma"
ENI CEO'su Paolo Scaroni
"Enerji şirketlerinin CEO'larının görevi çok daha zorlaştı. Bunun başlıca nedeni gaz piyasasının, Winston Churchill'in Rusya için söylediği gibi "esrarengiz bir kisveye bürünmüş sır içindeki bir muamma" olması. Anahtarı bulmak sadece bir zeka egzersizi değil. Petrol ve gaz şirketlerinin görevinin çok önemli bir parçası. Mozambia kıyısında çok önemli bir gaz rezervi keşfettik. Bu 2011 yılının en büyük gaz keşfi oldu. Bu alanı geliştirmek, onbinlerce dolar yatırım gerektirecek. Yönetim Kurulu'na gidip bu büyük yatırımları onaylatmam gerekecek. Bunun için 2018 ve sonrası için ne kadar gaz üreteceğimi; nasıl bir fiyat tahmininde bulunduğumu belirtmem gerekecek. Fakat bu konu gitgide zorlaşıyor. Bugün gaz piyasasında, tek fiyat durumu söz konusu değil. Avrupa'da iki referans fiyat var. Bunlardan birisi spot piyasa diğeri ise petrol bağlantılı uzun vadeli fiyatlar. Öte yandan, verimlilik ve düşük CO2 emisyonları dikkate alındığında petrolden çok daha yüksek kaliteli bir yakıt olmasına rağmen, petrol fiyatları ile kıyaslandığında, gaz fiyatları hiçbir anlam ifade etmiyor. Küresel gaz tüketimi artacak. Bu konuda hepimiz hemfikiriz. En önemli büyüme gelişmekte olan piyasalarda gerçekleşecek. Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, 2020 yılına kadar yükselen ekonomiler küresel gaz tüketiminin yüzde 15 oranında artmasına neden olacaklar.
Fakat, ulaşık sektörüne baktığımızda, petrolden gaza geçişin çok hızlı olmayacağını görüyoruz. Bunun nedeni yine aynı: Gazın ucuz olması, bu alana yönelik büyük yatırımları engelliyor.
ABD'de şist gazına yönelik yatırımların hız kazanması, ülkenin enerji ithalatının sona ermesi açısından çok önemli. ABD, yenilenebilir gaz kaynakları ile önümüzdeki on yıl içinde dünyanın en önemli gaz ihracatçılarından biri olabilir. Fakat yine de, bu kaynaklara ulaşımdaki zorlukların bir süre daha devam etmesi beklendiğinden, LNG (likid doğal gaz)'ın önümüzdeki dönemde küresel talebe cevap vereceği ortada. LNG ticaretinin artması ile, küresel fiyatlara bir denge sağlanması gerekecek. Gaz fiyatları ile petrol fiyatları arasındaki uçurum kapatılmalı. Ya gaz fiyatları yükselmeli; ya da petrol fiyatları aşağı çekilmeli. Mevcut fark, ekonomik açıdan anlamlı değil."
- Likid doğal gaz bağımlılığı artacak
Total Keşif ve Üretimden Sorumlu Başkanı Yves-Louis Darricarrere
"Total'e göre 2030 yılına kadar her türlü enerji talebi yüzde 25 oranında artış kaydedecek. Geçtiğimiz sene yaşanan Fukushima nükleer felaketi nedeniyle petrol ve gaz talebindeki artış daha yüksek olacak. Bugün 320 milyon m3 (BCM) olan gaz üretimi, 2030'da 450 milyon m3'e ulaşacak. Solar enerjide yaşanan büyüme diğer yenilenebilir enerji kaynaklarını geride bırakacak. Avrupa ve Uzak Doğu'nun likid doğal gaz bağımlılığında artış olacak. Bazı ülkelerde politikacılar, doğal kaynaklara ulaşımı engelleyebiliyorlar. Örneğin Total, Fransa'da şist rezervleri buldu; fakat siyasetçiler bunun güvenli olmadığını söylüyorlar. Bunun sonucunda kamuoyu da olumsuz etkileniyor ve bu yüzden testler engelleniyor. Bu arada ABD ve Kanada'da şist gazı üretimi 50 yıldır güvenli bir şekilde sürdürülüyor."
- Şist gazı enerji sektöründe son 50 yıldır yaşanan en önemli gelişme
John Deutch, MIT profesörü
"ABD'de şist gazı kullanımında yaşanan patlama ve bunun ülkenin enerji karışımına katkısı - ki bu yüzde 30 civarında - son 50 yıldır enerji sanayinde yaşanan en önemli gelişme oldu. Her ne kadar şist gazının çıkartılmasına yönelik çevresel endişeler dile getirilse de, bunlar ciddi ve sürekli endişeler değil. Önümüzdeki 10-15 yıl içinde 100 bin şist gazı kaynağının sondajına başlanacağı tahmin ediliyor."
- Bazıları petrolün 200 dolar altında kalacağına inanıyor
Ditlev Engel, Vestas Rüzgar Sistemleri CEO'su
"Bazıları, petrol fiyatlarının öngörülebilir gelecekte de 200 doların altında kalacağına inanıyor. Bu durum, rüzgar başta olmak üzere, yenilenebilir enerjilere daha yakından bakmayı gerektiriyor. Sürdürülebilir ekonomik büyüme için kaynakları doğru yönetmek, bir ülkenin en önemli görevlerinden birine dönüşüyor. Yeşil büyüme doğru yönetildiğinde ve desteklendiğinde, istihdam yaratma fırsatlarını da beraberinde getiriyor. Eğer dünya liderleri yeşil büyümeyi desteklemek konusunda kararlılarsa, hızla yeni politikalar ve önlemleri gündeme almaları gerekiyor. Bunun için geçtiğimiz sene Cannes'daki G20 zirvesi bünyesinde gündeme getirilmiş olan önerilerin yeşil büyümeyi destekleyecek yeni bir denge yaratacağına inanıyoruz. Bunlar; Çevreyi koruyan ürün ve hizmetlerin serbet ticaretine izin verilmesi; karbon için güçlü bir fiyat belirlenmesi; fosil yakıtlara verilen teşviklerin sona erdirilmesi; yeşil teknolojinin gelişiminin desteklenmesi. Yeşil yatırımları ertelemek, ekonomik kalkınmayı ertelemek anlamına geliyor. Uluslararası Enerji Ajansı Dünya Enerji Görünümü 2011'e göre, '2020 yılına kadar yenilenebilir enerji sektörüne yapılması ertelenen her bir dolarlık yatırım için, 2020 yılından sonra artan CO2 emisyonlarının azaltılması için 4.30 dolarlık yatırım yapmak gerekecek.' Dolayısıyla harekete geçmeyi engellemek, yanlış bir tasarrufa yol açıyor."
- Doğal kaynakların gelişimi için iş dünyasına dost politikalar gerekli
Dallas FED Başkanı Richard Fisher:
"ABD ekonomisi daha iyiye gidiyor, fakat ekonomik toparlanmanın çok sağlam olduğunu söylemek zor. Texas dünya genelindeki tüm ülkelere örnek olabilecek özelliklere sahip. İstihdam artışı dünyanın diğer ülkelerine oranla çok daha hızlı. Bunun başlıca nedenlerinden birisi Texas'ın çok fazla doğal kaynağa sahip olması. Öte yandan, hem cumhuriyetçi hem demokrat politikacıları seçen Teksaslılar, iş dünyasına dost bir atmosfer oluşmasını sağlıyorlar. Vergilerin düşük, düzenlemelerin ise sınırlı olduğu Teksas böylece yatırımcıların tercih ettiği bir bölge oluyor. Petrol talebi artıyor ve artmaya devam edecek."