Enerji arz güvenliği ve yatırımları
Üretimden tüketime, arz güvenliğinden tasarruf ve çevresel etkilere kadar önümüzdeki dönemde en önemli gündemimiz enerji olacak.
Enerji aynı zamanda en büyük yatırım alanı. Türkiye'de enerjinin yüzde 72'si, elektrik enerjisinin ise yüzde 53'ü ithal kaynaklara dayalı. İhtiyacımız olan petrolün % 92’sini, doğal gazın ise % 98’unu ithal ediyoruz.
Son 10 yıldır OECD ülkeleri içerisinde enerji talep artışının en hızlı gerçekleştiği, dünyada 2002 yılından bu yana elektrik ve doğal gazda Çin’den sonra en fazla talep artış hızına sahip ikinci ülkeyiz. Enerji ihtiyacımız her geçen gün artmaya da devam ediyor. Ülkemizin birincil enerji talebi 2011 yılında yaklaşık 115 milyon TEP olarak gerçekleşti. 2023 yılında dünyanın en büyük on ekonomisinden biri olmayı hedefleyen ülkemizin birincil enerji talebinin yüzde 90 oranında artarak 218 milyon TEP’e ulaşması beklenmekte.
Dünyanın on ekonomisinden biri olmak için daha fazla üretmek, daha fazla ihracat yapmak gerekiyor. Bunu yapabilmenin birinci koşulu da enerji talebinin kesintisiz, uygun fiyattan ve mümkün olduğunca dışa bağımlı olmayacak şekilde karşılanabilmesinden geçiyor.
Enerji Bakanlığı, enerji arz güvenliğini sağlamak için bir yandan ithalatta kaynak çeşitlendirmesine yönelmekte, biryandan da yerli kaynakların payını arttırmayı, enerji verimliliği ve tasarrufuna özel önem vermeyi ve nükleer enerjiyi de devreye alarak ithal kaynaklara bağımlılığı azaltılmayı hedeflemekte.
Tüm bu çabalara rağmen yine de 2023 yılında enerjide ithalata bağımlığımızın yüksek oranda devam edeceği anlaşılmakta.
Enerji talebinin karşılanabilmesi için sektöre 2023 yılına kadar 125 milyar dolar civarında bir yatırım gerekmekte. Bu yatırımlarda ağırlık özel sektörde olacak. Peki özel sektör gerekli finansı bulabilir mi? Türkiye'nin her geçen yıl büyümesi ve kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışı uluslararası yatırımcıların ülkemize ilgisini arttırmakta.
Bu ilgi enerji özelleştirmelerinde önümüzdeki dönemde kendini daha fazla göstermeye aday. Diğer yandan not artışları aynı zamanda iş adamlarımıza yurtdışından daha uygun kredi bulma fırsatı da yaratacaktır. Dışa bağımlılığı azaltmak için Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın enerji alanına yatırım yapacaklara yönelik öncelikle yenilenebilir enerji kaynaklarına ve yerli kömürden üretime yönelik yatırım tavsiyesini önemsemek gerekmekte.
Bakanın, yatırımların ortalama 6-10 yıl arasında geri dönüşümünün olduğu ve bu alanda sürdürülebilir bir kazanç sağlanmasını istediklerine yönelik açıklamaları yerli yatırımcıların yanında uluslararası yatırımcıların da ilgisini çekmiş görünmekte.
Geçtiğimiz yılın son özelleştirmesi olan Seyitömer Termik Santral ihalesine 16 firmanın ilgi göstermesi ve ihalenin 2 milyar 248 milyon dolarla bitmesi, Afşin- Elbistan Termik Santralindeki 10-12 milyar dolarlık yatırım için bugün Birleşik Arap Emirlikleri ile imzalanacak anlaşmanın enerji yatırımlarında yeni dönem yerli, yabancı ilgisinin örnekleri olduğunu söyleyebiliriz.