Endüstri 4.0 aşamasını yakalamak için...
Endüstri 4.0 konusunda ilk bilgiler 2012'de yaygınlaştı. Erişebildiğim yazılı metinleri derleyerek 16-23 Ağustos 2014 günlerinde DÜNYA Gazetesi'nde iki uzun yazıyla bu yeni kavramlaştırmanın ne anlatmak istediğini açıklayabilmeyi denedim.
Daha sonra Eskişehir Sanayi Odası Dergisi, Endüstri 4.0 konusunu ana tema olarak işlemek istedi; önceki yazıda küçük düzetmeler yaparak gönderdim; yazı yayınlandıktan sonra, sınırlı sayıdaki insan geri dönüş yaparak, anlamadıkları kavramları sordu.
Bugünlerde Endüstri 4.0 konusu TOBB, TÜSİAD ve TEPAV gibi ülkemizin önde gelen kuruluşlarının, birçok köşe yazarının, elbette ki kendi ortamlarında akademisyenlerin ilgi alınına girdi. Yakın gelecekte, Endüstri 4.0 aşamasının düşünce sistemlerini, eğitim anlayışını, finansman araçlarını, bilim ve teknolojideki gelişmelerin etkilerini, sosyal, siyasal ve sınıfsal sorunlarımızı, hukuk düzenimizi ve yönetim anlayışımızı nasıl radikal değişikliklere uğrattığına tanıklık edeceğiz.
Nasıl ele alınmalı?
Adını ister Endüstri 4.0, ister sessiz devrim, isterseniz endüstri ötesi çağı koyalım, geleceği yönetebilmemiz için işe nerede, nasıl başlayacağımız, iş yapma tarzımız ve metodumuzu gözden geçirmemiz gerekir.
Endüstri 4.0 konusunu nasıl ele almamız gerektiğini, ilgili ve bilgili insanlara sordum. Aldığım yanıtlar, atılması gereken adımlara ilişkin birbirine yakın görüşlere işaret ediyor:
1. Endüstri 4.0 konusunda hızla mesafe almak isteniyorsa, işe "kodlamadan " başlanmak gerekiyor. Gerekli yazılım diline (C ++ gibi) ve işletim sistemine (Linux gibi) hakim olmak Endüstri 4.0 aşamasını geçebilmenin gerek şartlarından biri. Toplumumuzun enerjisini yazılım diline ve işletim sistemlerine odaklarsak, yeteneği olan, bilgi ve beceri potansiyeli bulunan insanlarımızı bu alana çekebilirsek, tercüme kültürden kurtularak, kendi özgün yolumuzu bulabilir; sağlam adımlarla ilerleyebiliriz.
2. Endüstri 4.0 aşamasının temel girdileri olan entegre devreler ve çip üretimini tartışırken de, önce tasarım alanında ne yapabileceğimizi ele almalıyız. Tasarım yeteneklerini geliştirmeden üretime yönelmemiz güvenilir bir yol olmayabilir. Tasarım-odaklı bir başlangıç yapılması durumunda çevrimci sensörler (duyargalar), transdüserler ve aktüatörler konusunda daha etkin üretim ve satın alınma stratejileri tasarlayabiliriz. Bir strateji çerçevesinde örgütlediğimiz kavramlarla yarar üreten bilgilere, düşüncelere ve kaliteli fikirlere ulaşabilir; onları mal ve hizmet üretimine dönüştürerek maddi ve kültürel zenginliklerimizi artırabiliriz.
3. Geleceğin makineleri ve makinelerden oluşan fabrikalar;
• Düşük ya da yüksek maliyetli kablosuz duyargalar,
• Çok özel teknikleri içeren duyargalar,
• Kablosuz iletişim altyapıları,
• Opto-elektrik duyargalar,
• Basınç, ısı, ses, koku, renk, ışık ve kızıl ötesi duyargalar,
• Bugünden daha farklı nesne ortamları ve araç-gereçlerin yaratacağı yapı, işlev ve karşılıklı bağımlılık ilişkileri zeminde gelişecek.
Eğer biz çağımızın bu yeni oluşumunu yakalamak, öncüler ve standartları belirleyenler arasında yerimizi almak istiyorsak, söz konusu araç-gereçlerin ülkemizde üretiminin olanaklarının ve kısıtlarının net bir fotoğrafını çekerek yola çıkmalıyız. Söz konusu araç-gereçleri üretme ve satın alma stratejimizi dünya genelindeki konumlanmamıza yönelik çabalarımızı daha sağlıklı yollarda ilerletmeliyiz.
Ölçek, teknoloji ve yönetim
4. Endüstri 4.0 aşamasında gelişmeleri yakalayabilmenin bir başka adımı, üreticilerinin yatırım yapacakları mekan sorununu çözmektir. Örneğin makine üretimi için özel ihtisas organize sanayi bölgelerinin nerelerde olması gerektiği kapsamlı biçimde araştırılarak, bölgeler hızla tamamlanmalı, girişimcinin ihtiyacı karşılanmalı. Yerleşim yeri seçimi ve yeterli donanıma sahip yer tahsisi makine üretiminin hayati sorunudur; diğer değişkenlerle birlikte yerleşim yeri konusu da ortak akılla çözülmelidir.
5. Rekabet edebileceğimiz makinelerle ilgili “alan keşfine yönelik araştırma” ilk adım olmalıdır. Aklımıza gelen her makineyi değil, ülkemize değer katabilecek makine üretimine ilişkin keşif çalışması, yazılım dili ve işletim sistemi araştırmaları, duyarga üretimi stratejileriyle eş zamanlı yürütülmelidir.
6. Paralel yürütülmesi gereken bir başka çalışma, makine üreten tesislerimizdeki yönetimlerin rekabet edebilir ölçek, rekabet edebilir teknoloji ve rekabet edebilir yönetim anlayışının gözden geçirilmesidir. Bu üç alanda netlik sağlanamazsa, etkili bir Teşvik Sistemi -korkak ve ürkek teşviklerden uzak durma- tasarlamak mümkün olamayabilir. Teşvikleri değerlendirecek, izleyecek, geri-bildirimlerle hedeflenen ile ulaşılan sonuçları ödünsüz gözetip denetleyecek mekanizmalar;başka bir anlatımla paylaşımcı kurumlar yaratmadan sürdürebilir bir gelecek de yaratılamaz.
Endüstri 4.0 aşamasını yakalayarak, bir önemli fırsatı daha kaçırmadan çağdaş dünyada konumlanmak istiyorsak; yazılım dili, işletim sistemleri, rekabet edebilir ürün keşifleri, tasarım yeteneği, duyargalar ve transdüserler üretim ve satın alma stratejileri, ölçek, teknoloji ve yönetim anlayışı, pazar geliştirme ve sürdürebilir üretimin güven altına alınması bir bütün olanak ele alınarak politika, hedef ve stratejiler belirlenmelidir.
Konuyu “çoklu düşünce odağından” ele almak gerekiyor. Bu alanda girişimde bulunan TOBB, TÜSİAD ve TEPAV bir ortak proje üzerine odaklanmalı. Güçleri dağıtmanın değil, birlikte iş yapmanın zamanıdır.