En zor lojistik
Lojistiğin kolay olanı da mı varmış sanki deyip, neymiş bakalım en zor lojistik acaba merakı ile yazımı okumaya başladığınızı sanki görüyor gibiyim. Tabi ki lojistik zor bir meslek, her parçasının kendi içerisinde zorluğu ve sıkıntısı var, adeta diğer meslek dallarında da olduğu gibi. Elbette iş dünyasında yer alan her mesleğin kendine göre zorluğu ve önemi farklı; ancak bana göre ne olursa olsun, eğer sağlıkla doğrudan temas eden bir işten söz ediyorsak, her zaman diğerlerinden daha önde geldiğini de kabul etmek lazım. İşte bu yüzdendir ki, sağlık sektöründe yer alanların kutsal bir meslek icra ettiklerini kabul etmiştir tüm Dünya.
Lojistikte de, sağlıkla doğrudan ilgili olan alanlar bana göre, en zor olanlarıdır. Kastettiğim alanlar elbette, “ORGAN” ve sonra da “GIDA”lojistiği. Bugün ben bunlardan yalnızca gıda lojistiğine değinmeyi istiyorum. Organ lojistiği ve organın taşınmasına ilişkin konulara da değinmek isterim ileriki günlerde. olarak da ileride önemli bilgiler vermeyi isterim. Gıda lojistiğine göz attığımızda, gıdaların, ancak belli bir süre dayanma ömrünün olması ve raf ömrünü doldurduktan sonra artık tüketilme imkanının olamayacak olması, bunda en önemli etken olduğu gibi, gıdanın “en zor” sıfatını elde etmesinde de bence önemli bir etken. Bu zorluk önemden ötürü, hiç şüphesiz gıda üreticilerinin de bu duruma ayak uydurmaları ve özellikle üretim süreçlerini tümü ile lojistik sürelerini ve başarı kriterlerini çok net bir şekilde göz önünde bulundurarak oluşturmaları zorunluluğu doğmaktadır. Bir çok gıda üreticisi, bahsettiğimiz sebeplerden ötürü, stok riskine girmeyi göze alamaz. Bu sebeptendir ki, mümkün olabildiğince siparişleri garanti altına alabilecekleri yöntemler geliştirerek, özellikle raf ömürlü mallar diye tabir ettiğimiz gıda ürünlerinde lojistikten kaynaklı riskler ve yanı sıra oluşabilecek tüketim sapmalarını minimize etmeyi hedeflerler.
Şüphesiz gıda ürünleri, kendi içinde farklılıklar gösterir. Yaş sebze ve meyvedeki lojistiğe yönelik hassasiyet ile, kuru gıda arasındaki aynı değildir. Yine et ürünleri için de çok farklı gereklilikler taşıdığını belirtmek gerekir. Dondurma gibi buzlu ve erime riski olan ürünler ile içecekler de tümü ile ayrı bir kategoride yer almaktadır. Gerek taşıma, gerekse depolama esnasında, belli soğukluğu içeren özel frigo araçlar ve belli bir soğukluğu sürekli olarak sağlayabilecek depo alanları gibi gereksinimler gıda ürünlerinin lojistiğinin çoğu zaman vazgeçilmezidir. Ürünler, kendi özelliklerinden ötürü, bozulabilir veya besin değeri kaybolabilir nitelikte olabilir. Oksidasyon, nem kaybı ve mikrobik etkilenmelere bağlı bozulmalar da gıda ürünleri için büyük riskler oluşturur. Bu sebeple ürünlerin rutubet ve ısı kontrollü araçlar ile taşınması ve depolanması kaçınılmazdır. Yine taşıma ve depolama esnasında, ambalajlama, şeffat bant uygulanması önemlidir. Özellikle depolama esnasında, deponun sürekli olarak ayarlanmış ısıda kalabilmesi, çalışan elemanların giyimi, duvar ve çatı izolasyonları, tahta yerine dayanıklılıktan ötürü plastik malzemeden yapılmış paletlerin kullanımı da son derece önem taşımaktadır. Aynı hassasiyetler yine taşıma esnasında geçerli olup, bilhassa araçlarda sürekli bir ısı ölçüm sisteminin kurulmasının da kaçınılmaz olduğunu belirtmeliyiz. Araçların sürekli olarak bakım altında tutulmaları da Gıda Lojistiği’nin çok önemli gerekliliklerindendir. Gıda dağıtımlarında uygun araçların tedariği bu işin başarı faktörlerinin en önemlilerindendir. Malum gıda ürünleri, doğrudan insan sağlığına etki eder özelliğe sahiptirler.
Gıda üreticisi veya dağıtıcısı firmalar, daha geçmişte ürünlerinin hassasiyetinden ötürü kendi lojistiklerini kendileri yapmakta idi. Ancak artık gelinen noktada bu durum pek çok firma için uygulanamaz hal aldı, zira lojistiğin farklı bir uzmanlık olduğuna inanmalarının yanı sıra, gıdanın lojistiğinin ne denli zor olduğunu onlar da kısa süre içerisinde fark ettiler. Raf ömrü olan pek çok gıda ürününün planlanandan bir gün dahi geç gitmesi önemli bir satış kaybına ve dolayısı ile firmalar için para kaybına neden olmuştur. Yine gıda alanında yer alan, Yemek Üreticileri Sanayicileri’nin de, -klasik adı ile catering- önemli ve zor bir lojistik süreç yönetmek durumunda olduklarını ekleyerek, yazımıza son noktayı koyalım.