En zengin 20 kulüp 900 milyon Euro açık veriyor!
Deloitte 2008/09'un en zengin 20 kulüp listesini geçen hafta yayınladığı Para Ligi Raporuyla tüm futbol kamuoyuna duyurdu. Futbolun İspanyol ustaları Real Madrid ve Barcelona, 2008/09 yılını zirvede tamamlayan iki İspanyol kulübü oldu. Real Madrid geçen yıl olduğu gibi bu yılı da zirvede tamamladı. "Spanish Masters" (İspanyol ustalar) başlığıyla yayınlanan Deloitte 2010 para Ligi raporuna göre, La Liga'nın en zengin kulübü Real Madrid elde ettiği 401.4 milyon Euro'luk geliriyle sadece La Liga'nın değil, aynı zamanda Avrupa'nın ve dünyanın da en zengin kulübü unvanını bu yıl da korudu. Son sıralamayla Real Madrid, en yakın takipçisi konumundaki Barcelona'ya 35.5 milyon; Manchester United'a da 74.4 milyon Euro fark attı. Listenin sonunda yer alan Newcastle United ile arasındaki gelir farkı ise tam 300 milyon Euro oldu.
Deloitte'un 2008 / 09 sezonuna ilişkin düzenlemiş olduğu En Zengin 20 Kulüp sıralaması aşağıdaki tabloyla bilgilerinize sunuluyor. Tabi ki, bu raporda tablonun en sağında yer alan Borçlar sütunu raporda yer almıyor. Çünkü, Deloitte tabloyu sadece gelirlere göre sıralıyor. Biz bu yazımızda Deloitte'un yayınladığı verilerin dışında, Raporda olmayan konular üzerinde değişik analizler yapacağız.
Bu analizimize geçmeden önce Deloitte'un raporunda yer alan bilgileri baz alarak, kısaca en zengin 20 sıralamasına bir göz atalım. Kimler girmiş? Kimler bu listeden çıkmış? Listeye giremeyen ama sıralamaya en yakın kulüpler kimler ve bunların gelirleri ne düzeyde gerçekleşmiş? En zengin kulüplerin gelirleri içinde en önemli gelir kalemlerini ne oluşturuyor? Son ekonomik gelişmelerin bu sıralamaya etkisi olmuş mu? Tüm bunlara özetle bir değinelim isterseniz.
Listeye 7 İngiliz kulübü girdi
Bu seneki Para Ligi sıralamasında bizim açımızdan bir önemli fark var. O da geçen sene listeye 19'uncu sıradan giren Fenerbahçe'nin bu sene 87 milyon Euro gelirde kalarak, en zengin 20'nin arasına girememiş olmasıydı. Ama bu sıralamaya bir Türk takımının girmesi gerçekten futbolumuz açısından bir prestij sorunuydu. Umarım ve dilerim ki, önümüzdeki yıl bu listeye tekrar Türk takımları da girebilirler.
En zengin 20 sıralamasında geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 7 İngiliz takımı kendisine bu listede yer bulabilmiş. Almanlar geçen yıl listeye dört takım sokabilirken bu sene beş takımı Zenginler ligine gönderebilmiş. Geçen yıl listede yer alan Stuttgart yerini bir diğer Bundesliga ekibi Borussia Dortmund'a devrederken; bu yıl fazladan Werder Bremen de listeye giren bir başka Alman takımı olarak göze çarpıyor.
Listeye geçen yıl olduğu gibi bu yıl da İspanyollar ve Fransızlar ikişer takım; İtalya'da 4 takım sokabilmiş. Geçen yıl 111.3 milyon Euro'luk gelirle kendisine 19'uncu sırada yer bulabilen Fenerbahçe'nin bu yıl gelirleri 87 milyon Euro da kalınca; Fenerbahçe yerini Manchester City'e bırakmak durumunda kalmış.
Geçen yıl listede olup ta bu yıl liste dışı kalan bir başka kulüp olarak Alman Stuttgart kulübünü görüyoruz.
Listeye giremeyen ama listeye en yakın kulüpler ise; Fransız Lig1'den Paris Saint Germain (100.8 milyon Euro), Bordeaux (99.8 milyon Euro); La Liga'dan Atletico Madrid (100.3 milyon Euro); Alman Bundesliga'dan Stuttgart (99.8 milyon Euro); Premier Lig'den Aston Villa (98.9 milyon Euro), Everton (93.5 milyon Euro), West Ham Utd. (89,3 milyon Euro) ve İtalyan Serie-A'dan Napoli (90.1 milyon Euro).
İngilizler pariteden kaybettiler!
Sterlin'in 2008 Kasım'ından bu yana Euro karşısında sürekli değer yitirmesi, İngilizlerin sıralamaya daha fazla takım sokmasının da önünü kesti. 2007 Haziran'ın da 1Sterlin=1.48 Euro iken; bu parite 2009 Haziran'ında önce 1.26'ya; 2009 Haziran'ında da 1.17'e kadar geriledi. 2010 yılında da bu düşüş devam etti ve Mart 2010 itibariyle Sterlin / Euro paritesi 1.12 kadar geriledi. Yani, 2007-2009 arasında Sterlin / Euro paritesi %21 civarında gerileyince; gelirleri Sterlin olan İngiliz kulüpleri, sıralama Euro üzerinden yapıldığı için uğradıkları gelir kayıplarından dolayı sıralamaya giremediler. İngilizlerin pariteden kayıpları 400 milyon Euro'ya ulaşıyor.
İngiliz ekonomisinin içinde bulunduğu sıkıntılı durum kulüplerin gelirlerinin de artmasını engelliyor. 2007 yılında milli gelire oranla bütçe açığı %2.7 ve kamu borcu %47 iken; bu oranların 2010 yılında sırasıyla %13.3 ve %62'ye yükselmesi bekleniyor. Yine işsizlikteki artış; reel satın alma gücündeki düşüş, futbolun daha fazla gelir yaratmasının önünü kesiyor. Bu nedenle İngiliz kulüplerinin giderlerini karşılamakta yetersiz kalmaları onları çok ciddi borçlanmaya sürüklüyor. Borçlanmadaki artış ise kulüplerin iflasa kadar gitmelerine neden oluyor. Nitekim en son Portsmout'un 70 milyon sterlin borçla kayyuma devredilmesini; Crystal Palace'ın ise 30 milyon sterlin borçla iflas etmesini Premier Lig'de işlerin mali açıdan çok da iyi gitmediğinin bir göstergesi olarak kabul etmek gerekiyor.
Tablo analiz edildiğinde, gözümüze ilk çarpan nokta: en zengin 20 kulübün toplam gelirlerindeki artışın bir önceki yıla oranla sadece binde 6 olarak gerçekleşmiş olması… Euroland'daki finansal krizin olumsuz etkisiyle zengin kulüplerin gelirlerinde beklenenin altında bir büyüme yaşandığını görüyoruz.
Avrupa'nın en zengin ve en borçlu 20 Kulübü (2007/08 ve 2008/09 Sıralaması)
2007/08 Sezonu en zengin 20 kulüp (milyon Euro) 2008/09 sezonu en zengin 20 kulüp (Milyon Euro)
Sıra Kulüp Gelir Sıra Kulüp Gelir Borçları Gelir- Borç
1 Real Madrid 365.8 1 Real Madrid 4014 562.8 -161.4
2 M.United 324.8 2 FC Barcelona 365.9 437.8 -71.9
3 Barcelona 308.8 3 Manchester United 327 777.3 -450.3
4 B.Münih 295.3 4 Bayern Munich 289.5 0 289.5
5 Chelsea 268.9 5 Arsenal 263 462.6 -199.6
6 Arsenal 264.4 6 Chelsea 242.3 779.5 -537.2
7 Liverpool 210.9 7 Liverpool 217 440.0 -223
8 Milan 209.5 8 Juventus 203.2 120 83.2
Ortalama 196.1 Ortalama 197.34 242.2 -44.9
9 Roma 175.4 9 Inter 196.5 284.9 -88.4
10 Inter 172.9 10 AC Milan 196.5 220 -23.5
11 Juventus 167.5 11 Hamburger SV 146.7 0 146.7
12 O.Lyon 155.7 12 AS Roma 146.4 42 104.4
13 Schalke 04 148.4 13 Olympique Lyonnais 139.6 35 104.6
14 Tottenham 145.0 14 Olympique Marseille 133.2 28 105.2
15 Hamburg 127.9 15 Tottenham Hotspur 132.7 72.3 60.4
16 O.Marsilya 126.8 16 Schalke 04 124.5 193.8 -69.3
17 Newcastle Utd. 125.6 17 Werder Bremen 114.7 0 114.7
18 Stuttgart 111.5 18 Boruissia Dortmund 103.5 107.3 -3.8
19 Fenerbahçe 111.3 19 Manchester City 102.2 163.5 -61.3
20 M.City 104.0 20 Newcastle United 101 118.1 -17.1
Toplam 3.920.4 Toplam 3.946.8 4.844.8 -898
En zengin 20'nin gelirleri nerden geliyor?
En zengin 20'nin gelirlerinin kaynağına baktığımızda karşımıza aşağıdaki tablo çıkıyor. En zengin 20 kulübün toplam 3,9 milyar Euro'luk gelirinin %25.1'inin (990.7 milyon Euro) maç günü gelirlerinden; %41.8'lik kısmının (1 milyar 650 milyon Euro) naklen yayın gelirlerinden ve %33.1'lik kısmının da (1 milyar 307 milyon Euro) ticari gelirlerden oluştuğu gözlemliyoruz.
Toplam gelirleri içinde maç günü en yüksek kulüp olarak %45'lik oranla Arsenal'ı görürken; toplam gelir içinde maç günü hasılat rasyosu en düşük kulüp olarak ta %8 ile Juventus'u gözlemliyoruz. Naklen yayın gelirinin toplam gelir içindeki en yüksek paya sahip olduğu kulüp ise %65 ile Juventus. Yine naklen yayın gelirinin toplam gelir içinde en düşük paya sahip olduğu kulüp ise %22 ile Alman Borussia Dortmund. Bir diğer gelir kalemi olarak, Ticari gelirlere bakıldığında ise; toplam gelirleri içindeki en yüksek paya payına sahip kulüp olarak Borussia Dortmunt'u görüyoruz.
En zengin 20 kulübün gelirlerinin bileşimi
Kulüpler Maç günü Naklen yayın Ticari
geliri % geliri % gelirler % Toplam
1 Real Madrid 35 40 25 100
2 Barcelona 31 43 26 100
3 Manchester United 25 36 39 100
4 Bayern Münih 21 24 55 100
5 Arsenal 45 34 21 100
6 Chelsea 36 38 26 100
7 Liverpool 23 40 37 100
8 Juventus 8 65 27 100
9 İnter 14 59 27 100
10 Milan 17 50 33 100
11 Hamburg 38 24 38 100
12 Roma 13 59 28 100
13 O.Lyon 16 49 35 100
14 O.Marsilya 19 32 49 100
15 Tottenham 35 40 25 100
16 Schalke 04 23 28 49 100
17 Werder Bremen 24 54 22 100
18 Borussia Dortmund 21 22 57 100
19 Manchester City 24 55 21 100
20 Newcastle United 34 44 22 100
Ortalama 25.1 41.8 33.1 100
Kulüplerin gelirleri artmadı ama borçları arttı!
Yukarıdaki tabloyu analiz ettiğimizde karşımıza çıkan en önemli konu: Futbol kulüplerinin 2008 / 09 sezonunda elde ettikleri toplam gelirlerin bir önceki yıla göre binde altılık bir artış kaydetmiş olması. Neredeyse sıfıra yakın bir büyüme hızından bahsediyoruz. Geçen yıl, 20 en zengin kulüp toplam 3.9 milyar Euro'luk bir gelir yaratırken, bu yıl konsolide gelirin sadece 46.8 milyon Euro'luk bir artış kaydettiğini görüyoruz. Binde altıya ulaşan bu artış tutarı, futbol kulüplerinin bir önceki sezona göre gelirlerinde önemli bir artış kaydedemediklerini ortaya koyuyor. Buna karşın en zengin 20 kulübün borçlarında ise bir önceki yıla göre önemli bir artışın yaşandığını gözlemliyoruz. Geçen yılın en zengin 20 kulübünün toplam borçları 4.2 milyar Euro civarındayken, bu tutar 2008 / 09 itibariyle %15.3'lük bir artışla 4 milyar 844 milyon 800 bin Euro'ya ulaşmış durumda. Yani, kabaca söylersek kulüplerin gelirlerinde bir artış yaşanmamakla birlikte, borçlarında ciddi bir artış kaydedilmiş. Bir önceki yıla göre en zengin 20 kulübün borçlarındaki artış tutarı ise 644.8 milyon Euro düzeyinde.
Geçen yıl en zengin 20'nin gelirleri ortalaması 196.1 milyon Euro civarındayken; bu sene bu ortalama 1.2 milyon Euro'luk bir artış göstererek 197.3 milyon Euro'ya ulaşmış. Buna karşılık bir önceki yıla göre kulüp başına ortalama borçlanma tutarındaki artış ise 210 milyon Euro'dan 242.2 milyon Euro'ya yükselmiş durumda.
Gelir ve borçlanma arasındaki açık artıyor
En zengin 20 sıralamasında yer alan kulüplerin bir önceki yıla göre toplam borçlanmaları, toplam gelirlerinden yaklaşık 280 milyon Euro fazlayken; bu tutar 2008 / 09 sezonunda tam 2,2 kat artarak 898 milyon Euro'ya yükselmiş durumda. Yani kulüplerin gelirlerindeki artış, giderlerini karşılamakta yetersiz kalınca, bir önceki yıla göre en zengin 20 kulüp 618.4 milyon Euro daha fazla borçlanmaya gitmiş. Kulüp başına borçlanmadaki artış tutarı yaklaşık 40 milyon Euro'ya ulaşıyor.
Şüphesiz gelirler ile borçlanma arasındaki makasın bu kadar çok açılmasının en önemli nedenlerinden birisi; gelirler çok fazla artmazken, başta transfer harcamaları olmak üzere kulüplerin operasyonel giderlerinde çok önemli artışlar yaşanmış olmasıdır.
Gerçekten de bugün Avrupa'nın en zengin ve en büyük liglerine bakıldığında Alman Bundesliga ve Fransız Lig 1 hariç olmak üzere diğer 3 büyük ligin borçlanmaları, gelirlerinin üzerinde seyrediyor. Bu liglerin içinde İngiliz Premier Lig'in yıllık finansman açığı yaklaşık 4 milyar Euro civarındayken; bu tutar İspanyol la Liga'da 3.5 ve İtalyan Serie-A'da ise 1.2 milyar Euro düzeyine yükselmiş durumda.
En zengin 20'deki toplam finansman açığı ise 898 milyon Euro. 900 milyon Euro'ya ulaşan bu açık kulüplerin doğal olarak mali disiplinlerini de bozuyor ve onları çok ciddi sıkıntıların içine itiyor.
Bu somut durum bir kez daha bizim Kutlu Merih hoca ile birlikte ortaya koyduğumuz "Bir futbol kulübünde gelirler arttıkça, giderler ve buna bağlı olarak borçlanmalar artar" tezimizi de doğruluyor. Bunun somut örneklerini ne yazık ki futbol kulüpleri çok acı yaşıyorlar.
En zengin kulübün borcu, gelirinden büyük!
En zengin futbol kulübü olan Real Madrid'in 2008 / 09 gelirleri toplamı 401.4 milyon Euro düzeyindeyken; kulübün toplam borcu 562.8 milyon Euro. Yani gelirinden 161.4 milyon Euro daha fazla bir borca sahip. Bu borcun önemli bir kısmını da banka borçları oluşturuyor. Anımsanacağı üzere Real Madrid 90'lı yılların sonunda girdiği borç krizinden kurtulabilmek için antrenman sahasını 220 milyon Euro'ya Madrid Belediyesi'ne satmış ve buradan gelen hasılat ile de banka borçlarını sıfırlamıştı. Ama bugün gelinen nokta gösteriyor ki, Real borçlanmada tam gaz yoluna devam ediyor.
Deloitte'un Money League verilerinden ve değişik kaynaklardan edindiğim verilerden oluşturduğum borçlanma tablosunu yukarıda dikkatlerinize sundum. Tabloya göre en borçlu ve finansman ihtiyacı en yüksek kulüp olarak karşımıza 779.5 milyon Euro borç ve 537.2 milyon Euro açıkla Chelsea çıkıyor. Ancak Chelsea kulübünün borçlanmasının diğer kulüplerden çok önemli bir farkı var o da, kulübün borcunun Roman Abramovich'e olması. Bunun farkı ise, kulübün her yıl çok önemli tutarda bir faiz maliyetine katlanmıyor olmasıdır. Manchester United yıllık 80 milyon sterlin civarında faiz maliyetine katlanırken; bu durum Chelsea'ya finansal rekabette ciddi bir üstünlük sağlıyor.
Listede yer alan kulüplerden en fazla nakit açığı veren, bu nedenle finansman ihtiyacı en yüksek kulüplerden bir diğeri de yine bir İngiliz kulübü olan Manchester United. Manchester United 2008 / 09 sezonunda bilançosunda tam 450.3 milyon Euro açık vermiş durumda. Anımsanacağı üzere Manchester United bu açığını kapatabilmek ve banka kredilerini kapatabilmek için Şubat 2010'da 500 milyon sterlinlik bir tahvil ihracı gerçekleştirmişti.
Gelirler, Giderleri Karşılamayınca Borç Artıyor!
Bu tabloda dikkati çeken bir diğer önemli konu ise; listeye giren dört Alman Kulübünden Bayern Münih'in, Hamburg'un, ve Werder Bremen'in borçlarının bulunmayışı. Listedeki diğer kulüplerden Juventus, Roma, Lyon, Marsilya ve Tottenham gibi kulüplerin ise toplam borçlanmalarının gelirlerinin altında kalması, bu kulüplerin gelir/borç rasyosunun birden büyük olduğunu gösteriyor bize. (Gelir/Borç) rasyosu <1 olan kulüpler, gelirlerinin üzerinde borçlanan (gelirleri borçlarını karşılamayan) kulüpleri ifade ederken; (Gelir/Borç) rasyosu >1 ise borçlanma ihtiyacı fazla olmayan ya da gelirleri borçlarından büyük olan kulüpleri gösteriyor. Buna göre örneğin; Real Madrid gelirlerinden yüzde kırk daha fazla borçlanmış bir kulüp konumunda. Yine, Chelsea'yi örnek olarak inceleyecek olursak; Chelsea gelirlerinin tam 2,21 katı bir borçlanmaya gitmiş. Yani, Chelsea'nin mevcut gelirleri, borçlarını karşılamakta yetersiz kalmış durumda. Buna karşın, sıfır borca sahip Bayern Münih'te bu rasyo birin üzerinde görünüyor.
En zengin 20 kulüp için konuyu yorumlarsak; 20 kulübün toplam gelirlerinin giderlerini karşılamakta yetersiz kalması nedeniyle, söz konusu kulüplerin gelirlerinden %20 daha fazla bir borçlanmaya gitmiş olduklarını söyleyebiliriz.
Bu anlatılanlardan ortaya çıkan sonucu özetlersek, en zengin 20 kulübün gelirlerinin giderlerini karşılamakta yetersiz kalması; onları, faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için borçlanmaya yöneltmiş durumda. Ne var ki, bu borçlanma zaman içinde kulüplerin üzerindeki borç baskısını giderek daha fazla artırdığı için kulüpler finansal krize girmek zorunda kalıyorlar.
En Zengin 20 Kulüp Şampiyonlar Ligi'nden yıllık 482 milyon Euro Kazanıyor
En zengin 20 kulübün yıllık gelirlerine bakıldığında, toplam gelirleri içinde Şampiyonlar Ligi gelirlerinin önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Nitekim listeye giren ve 2008 / 09 itibariyle Şampiyonlar Ligi'ne katılan 13 kulübün bu turnuvadan toplam kazançları 482 milyon euroya ulaşmış durumda. 2008 / 09 Şampiyonlar Ligi'ne katılan Werder Bremen, Arsenal, Chelsea, AS Roma, O.Lyon, İnter, Bayern Munih, Manchester United, Liverpool, Barcelona, O.Marsilya, Juventus ve Real Madrid bu turnuvadan 140,3 milyonu maç gününden; 341.7 milyon euro'su da havuzdan olmak üzere toplamda 482 milyon Euro'luk bir gelir elde ettiler. Bu bağlamda En Zengin 20 içinde yer alan kulüpten Şampiyonlar Ligi'nde oynamış olan 13'ünün Şampiyonlar Ligi'nden elde ettikleri gelir, Para Ligi gelirinin %12'sini oluşturuyor. Bu anlamda Şampiyonlar Ligi, Para Ligi'ne girmek için çok önemli bir organizasyon. Bu nedenle takımlarımızın da bu organizasyona katılmaları çok önemli. 2006 / 07 sezonunu şampiyon olarak bitiren Fenerbahçe o yıl Şampiyonlar Ligi'nde sergilediği mükemmel performans sayesinde gelirlerinde önemli artışlar yaşamış; buna ayrıca yüzüncü yıl gelirleri de eklendiğinde Fenerbahçe ulaştığı 111.3 milyon Euro'luk geliriyle 2007 / 08 sezonunun Para Ligi'ne girmişti. Ancak ertesi yıl şampiyonluğu Galatasaray'a kaptıran ve Ligi 2'nci olarak tamamlayan Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'ne girmesine karşın, bir önceki yılın performansını sergileyemeyince önemli bir gelir kaybına uğramış ve yıl sonunda da toplam gelirleri 87 milyon Euro civarında gerçekleşmişti.
Sonuç;
Deloitte'un her yıl düzenlediği En Zengin 20 Kulüp sıralaması bugün artık futbol endüstrisi ve ekonomisinde önemli bir tablo ve referans noktası haline geldi. Bu sıralamayı sadece kulüplerin parasal gelirleri üzerinden yapan Deloitte bu raporu her yıl düzenli olarak düzenleyip yayımlıyor. Ancak bu tablonun sadece kulüp gelirlerini baz alması, kulüpleri yanlış yönlendirebiliyor. Kulüplerin bu gelirleri elde ederken katlandıkları maliyetler ve giderlere bu raporda yer verilmemesi, raporun eksik yanı olarak görülebilir. Oysa Forbes'un yaptığı gibi kulüplerin sadece parasal gelirlerini değil, onların borçlarını; borç/gelir rasyolarını da dikkate alarak bir sıralama yapmak, kulüpleri daha doğru yönlendirecek ve düzenlenen rapor daha anlamlı hale gelecektir diye düşünüyorum.
Ancak şunu da kabul etmek gerekir ki; bu listeye girmek gerçekten de ciddi parasal büyüklük ve bütçe gerektiriyor. Bu ise büyük bir oranda doğal olarak sportif performansa bağlı. Nitekim, Şampiyonlar Ligi, bu listeye girebilmek açısından en önemli araçlardan birisi. Bu nedenle kulüplerin vizyonunda mutlaka Şampiyonlar Ligi olmalı. Ve yine listede görüyoruz ki, beş Büyük Lig'in dışından gelen bir başka kulüp yok. Zaman zaman bazı liglerden bu sıralamaya bazı kulüpler girse de, bu ligde kalıcı olamıyorlar. Bu tablo aslında bize endüstriyel futbolun yarattığı haksız rekabet üstünlüğünü anlatıyor. Yıllık yaratılan 14.6 milyar Euro'luk Avrupa futbol pastasının yüzde elliden fazlasının Beş Büyük Lig tarafından paylaşılıyor olması; diğer liglere çok fazla rekabet olanağı vermiyor. Rekabet olanağı olmayınca da başta Şampiyonlar Ligi olmak üzere sportif performansa ulaşmak mümkün olamıyor. Sonuçta da Deloitte'un Para Ligi'ne diğer ligler çok fazla takım sokamıyorlar.