En kritik gösterge çok net; yabancı Türkiye’den çıkıyor

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Önce çuvaldızı kendimize, ekonomi dışındaki alanlarda çalışan bazı meslektaşlarımıza batıralım. Televizyonlarda, örneğin “Ukrayna’da karışıklık yaşanıyor, oradaki para Türkiye’ye akıyor. Ukrayna, Türkiye’nin şansı oldu” şeklinde yorumlar yapılıyor. Benzer şekilde Rusya’ya gitmesi beklenen paranın yön değiştirip Türkiye’ye geldiği de söyleniyor, ülke yelpazesi genişletilerek bu değerlendirmeye Ortadoğu ülkeleri de katılıyor. Herkesin görüşü kendine, saygı duyarız elbette ama, bir de bu görüşü destekleyecek veri olsa! 

Türkiye’ye yabancı akını olup olmadığını, başka ülkelere gitmesi beklenirken yön değiştirip Türkiye’ye getirilen yüklü bir miktar bulunup bulunmadığını nasıl anlayacağız? Uğraşmaya, didinmeye gerek yok; Merkez Bankası her hafta bu rakamı açıklıyor zaten. Yani ezbere konuşmanın hiç gereği yok ki. Merkez Bankası, hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedinde fiyat değişimi ve kur hareketinden arındırmak suretiyle net giriş ve çıkış verilerini hem de yalnızca bir haftalık bir gecikmeyle açıklıyor. Geçen hafta da vurguladığımız gibi, biz de bu veri setini adeta rutine bindirdik ve her hafta aktarmaya özen gösteriyoruz. Bu veri çok önemli çünkü; ezbere konuşmayı önlüyor, yabancıların Türkiye’ye bakışını ortaya koyuyor.

İşte o yüzden çuvaldızı meslektaşlarımıza batırmamız gerektiğini söylüyoruz ya. Herkes kendi işine, kendi alanına bakmalı, en azından başka alanlarda görüş ortaya koyarken, dersini biraz olsun çalışmalı! 

Hisse senedi mi, DİBS mi? 

Daha önce de vurguladık. Yabancı yatırımcının hisse senedi piyasasına girmesi, gelen döviz dışında fazla bir önem taşımıyor. Her ne kadar siyasilerimiz adeta yağmur duasına çıkmışcasına “Borsa endeksi şuraya yükselse” diye dua edecekler ama, bunun fazla önemi yok. Bir hisse senedinde yüksek kar bekleniyordur, fiyat herhangi bir nedenle çok düşmüştür, yabancı da yoğun biçimde o senede girer ve hisse senedi piyasasında eğilim girişe dönüverir. Bu sık sık yaşanabilir. Ancak bu durumun, Türkiye açısından hele hele kısa vadede hiçbir getirisi yoktur. 

Önemli olan DİBS piyasasıdır. Yabancı yatırımcı gelip Türkiye’nin borçlanma senetlerini, yani devlet iç borçlanma senetlerini almak isterse bunun çok anlamı ve sonucu vardır. 

Birincisi; yabancı Türkiye’ye gelmek istediğine göre faizin yükselmeyeceğine, cümleyi tersinden kurarsak aldığı kadığın fiyatının düşmeyeceğine yatırım yapıyordur. İkincisi; Türk parasının çok fazla değerlenmeyeceğine, yine cümleyi tersinden kurarsak dövizin DİBS’ten elde edeceği faizden daha yüksek oranda değer kazanmayacağına yatırım yapıyordur. DİBS’in yüzde 10 getiri sağladığı bir dönemde dolar örneğin yüzde 11 değer kazanmışsa, bu yatırımcı Türkiye’den çıkarken, getirdiğinden daha az döviz elde etmek durumunda kalacaktır ki, doğal olarak bundan kaçınmak ister. Bu yüzden de TL’nin istikrarı onun için çok ama çok önemlidir. 

Üçüncüsü; yabancı yatırımcı bu piyasaya girdiği ölçüde DİBS’e talep artacağı için bu kağıtlar çok talep görmüş olur, talep arttığı için de fiyat yükselir, yine cümleyi tersinden kurarsak fiyat yükseldikçe faiz geriler. 

Dolayısıyla yabancı yatırımcının hisse senedi ve DİBS piyasasına girmesinin ülkeye yarar anlamında kıyaslanmayacak kadar farkı vardır. Şöyle söyleyelim; yabancının hisse senedi piyasasına girmesi yerli ya da yabancı diğer yatırımcıları etkiler. 

Yabancının DİBS piyasasına girmesinin yaratağı etkide doğrudan muhatap ise kamudur, Hazine’dir. Yabancı DİBS piyasasından çıktıkça ya da çok az alım yaptıkça, Hazine borçlanma senetlerini daha düşük fiyattan, yani daha yüksek faizden satmak zorunda kalacak ve borç yükü artmaya devam edecek demektir. 

DİBS’ten çıkış var

Peki, eğilim ne yöndedir; tabloda yer alan rakamlara kısaca göz atalım. Yabancılar, yılbaşından 16 Mayıs’a kadar olan dört buçuk ayda hisse senedi piyasasında 1.2 milyar dolarlık net alım gerçekleştirmiş durumdalar. 

Buna karşılık, aynı dönemde DİBS piyasasında repo dahil 4.3 milyar dolarlık net çıkış oldu. Bu tutarın 2 milyar doları DİBS’teki, 2.3 milyar doları repodaki çıkıştan kaynaklandı. 
30 Mart yerel seçimleri sonrasındaki hafta yaşanan ılımlı havanın geride kalmasıyla birlikte 4 Nisan’dan bu yana geçen altı haftada DİBS piyasasından 1.5 milyar dolar çıktı. Bu dönemde hisse senedi piyasasında ise 425 milyon dolarlık giriş yaşandı. 

Tablo çok net değil mi… Yabancı DİBS piyasasına girmeye hiç hevesli değil, hatta tam tersine yavaş yavaş çıkmayı tercih ediyor. Bu Türkiye için en önemli öncü göstergedir ve pek hayra alamet bir duruma işaret etmemektedir.

 

aaa-001.jpg

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar