En kötüyü henüz görmedik!..
ARKA PLAN / Mehmet Uğur Civelek Petrol ve gıda maddeleri gibi zorunlu ihtiyaç maddelerinde yaşanan fiyat yükselişleri küresel düzeyde belirsizlik ve kırılganlığı artırıyor. Zira bu durum, yaşanan durgunluğun daha da derinleşmesi ve uzun süreli olması ihtimalini artıran çok sayıda değişkeni tetikleyerek harekete geçiriyor. Zorunlu ihtiyaç maddelerinde talebin fiyat elastikiyetinin sıfıra yakın oluşu öncelikle diğer mal ve hizmetlere yönelik talebi hızla daraltmaya devam edecek; beklentilerin bozulması ve bireysel gelirlerin en azından artmayacak olması olumsuzluk dozunun artmasına katkı yaparak sorunları ağırlaştıracak. Ekonomi durgunlaşır ve işsizlik artarken enflasyonist baskılar ciddiyetini koruyacak; paranın devir hızı düştükçe borç alacak zincirindeki sıkıntılar büyürken, riskli ipotek senetleri ile başlayan kredi krizi diğer sektörlere yayılarak derinleşecek. Mali sektörde sorunlu menkul kıymetlerin Hazine kağıtları ile takas edilmesi ve taze özkaynak takviyesi şeklindeki operasyonlar olumsuzluğu frenleyemeyecek. Kurtarma operasyonlarının kısa vadede günü kurtarsa bile, orta vadede etkisizleşmesi sistemik riski artırırken, enflasyonist baskıları güçlendirebilecek, ortaya çıkan bu kısır döngü zaman içinde olumlu düşünenlerin sayısını hızla azaltırken, gelişmelerin kontrol dışına çıkarak kaosa dönüşmesine sebep olabilecek. Sıkıntı yaratacak bir başka unsur da son yıllardaki tüketim düzeyine yaklaşılamayacak olmasından kaynaklanacak. 1980'li yıllarda Japonya'da yaşanan ve uzun süren hormonlu büyüme dönemi ve sonrasında yaşanan ve 15 yıla yakın devam eden durgunluk bu süreçte ilginç bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. 1980'li yıllarda menkul ve gayrimenkullerde yaşanan ve gerçekleşen devasa düzeydeki faaliyet dışı gelirler nedeniyle anormal düzeyde genişleyen tüketim bir daha o dönemdeki düzeyine ulaşamadı... ABD ekonomisi için de benzer bir durum geçerli; faaliyet dışı gelirlerin 2002-2007 dönemindeki düzeyine ulaşması pek mümkün değil; bu durum bir yandan beklentileri bozarken diğer yandan tasarruf-tüketim tercihlerini farklılaştıracak. Zorunlu ihtiyaç maddelerindeki yükseliş, toplam gelirdeki daralma ve negatif refah etkisine bağlı tasarruf eğilimi ortaya çıkan açmazı derinleştirecek; türetim daralırken, paranın devir hızı düşecek, kredi sorunu büyüyecek, gelir dağılımıda bozulma, rekabet koşullarında olumsuzlaşma gibi uzun süredir devam eden eğilimler olumsuzluk dozunu artıracak. Enflasyon ve işsizliğin arttığı stagflasyonist durgunlukların aşılması kendi dinamikleri ile yarattıkları kısır döngü nedeniyle kolayca aşılamıyor. Günü kurtarmak uğruna piyasaları yapay bir şekilde yönlendirerek serbest piyasa anlayışını katletmenin maliyeti ağır oluyor! Belli bir süre sonra oluşan yan tesirlerin maliyeti, kısa vadede elde edilen faydayı aşıyor ve gelişmeler kontrolden çıkıyor. Durgunluğun ne zaman aşılacağı sorusuna ilişkin tahminlerin düzenli olarak daha ileriye kaydırılacağı, enflasyon beklentilerinin ise kademeli olarak yükseltileceği oldukça sıkıntılı bir döneme girdik...