En güvenilir akreditif (mi)?
Geçtiğimiz günlerde, birlikte çalışma yaptığımız firmalardan birinin dış ticaret yetkilisi elemanı ile sohbet ediyorduk. Bir üniversitenin uzaktan öğretim (açık öğretim) programında dış ticaret okuduğunu anlatıyordu. Girdiği sınavlardan birinde, sorulardan birinin “En güvenilir ödeme şekli nedir" olduğunu söyleyerek bana fikrimi sordu. Bende meşhur "iki kere iki kaç eder" diye sorulan Kayserili fıkrasını anlattıktan sonra “Alcen mi satcen mi" diye şaka yaparak soruyu açmasını istedim. O da “Sorun da bu ya hocam, soruda bu açıklanmamıştı" diyerek, soruya itiraz ettiğini ancak bu itirazının kabul edilmediğini söyledi. On veya onbeş gün önce de ihracat yeni başlayan bir genç ekibin "Akreditifsiz veya peşin almaksızın satış yapmam" ifadesi de bu konuyu biraz açmak ihtiyacını doğurdu. Öncelikle peşin ödemeye bakalım. Satıyorsanız yani ihracatçı iseniz sorun yok. Hayat size çok güzel peşin parayı, nakdi al cebine koy sonra işi yap veya niyet kötü ise parayı kap. Madalyonun öteki tarafındaki ithalatçı yani alıcı için ise hayat zor. Parayı yolladı, iki eli böğründe mal gelecek mi gelmeyecek mi diye bekler durur. Eh bu durumda "En iyi ödeme şekli peşin olandır" diyenler beri gelsin de bu iyiliği bir açıklasınlar.
Akreditife ithalat açısından baktığımızda, karşılaşabileceğimiz risklerden birisini, yaşanmış örneği ile anlattığımız 12 Ağustos 2017 tarih ve “Akreditif Riskli mi" başlıklı sohbetimize katılan dostlarımız hatırlayacaktır. İthalat yapmak isteyen firma, ödeme şekli olarak akreditifi seçmiş, mallar buraya vardığında da konteynerden taş kırıkları çıkmıştı. Akreditife sunulan belgeler tamam olduğundan banka sorumluluk almıyor ve ambalajlar da sağlam olarak teslim alındığından taşımacı "Ben aldığımı teslim ettim içerik beni bağlamaz" diyordu.
Akreditife tekrar amma bu kez ihracat açısından baktığımızda, yine yaşanmış bir örnek üzerine yazdığımız 1 Mart 2016 tarihli “EXW/İşyerinde Teslim" sohbetimize atıfta bulunmak isteriz. Gelen akreditife uygun hareket ederek üretimi yapan ihracatçımız alıcının, taşımacıyı göndermemesi sonucu yükleme yapamamış ve konşimento da elinde olmadığı için akreditife uygun vesaik verememiş ve mallar elinde kaldığı gibi parasını da alamamıştı. Çünkü alıcıya yapılması gerekli bildirimler yazılı olarak ve süreleri içerisinde yapılmadığı için alıcıya herhangi bir yasal takipte de bulunamamışlardı. Bir tarafta peşinin ve diğer tarafta da akreditifin risklerini belirttik. Diyeceksiniz ki “Yahu biz bu malları hangi ödeme şekli karşılığında satalım.” Buna cevabımız "Canınız hangi ödeme şeklini çekiyorsa onu kullanın" olacaktır. Ben şahsen, on yıldan fazla bir süre çalıştığım bir müşterime bu süre içerisinde "Mal Mukabili" ödeme şekli karşılında mal ihraç ettim. Tek kuruşluk da sıkıntı yaşamadım. Hangi ödeme şeklini seçmemiz gerektiği konusundaki anahtar ifade "Yönetebileceğiniz riski almak" olacaktır.
Unutmayalım ki bilgi en iyi yol gösterendir. Büyük Veri (Big-Data) peşine kimse boşuna koşmuyor.