En doğrusu, yaşanan hissedilen... Doğrusu, yıllık ortalama... En az doğrusu, aydan aya hesaplanan...
TÜİK eylül ayı itibarıyla yıllık TÜ- FE artışını yüzde 9.26 olarak açıkladı ve adeta kıyamet koptu. Geçen yıl yüzde 6.30’luk eylül ayı artışının açıklandığı 3 Ekim’de yapılan bir görev değişikliğiyle kendi ayağına kurşun sıkmış olan TÜİK zaten aylardır bu kurşunun acısını çekiyordu, yüzde 9.26›lık oranla bu acı katlanıverdi. Geçen yıl 3 Ekim’de, adeta “Yüzde 6.30'luk bir oranı nasıl açıklarsınız” yorumlarına yol açacak şekilde fiyat endeksleriyle ilgili birimden sorumlu başkan yardımcısının yerine Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın arkadaşı olduğu belirtilen bir isim getirilmişti. Bu isim daha sonra TÜİK Başkanı olmuştu.
Dolayısıyla TÜİK’in açıklayacağı tüm oranlara kuşkuyla bakılıyordu; hele hele fiyat açıklamalarına. Oysa kaç kez yazdığımızı unuttuk; bu yıl eylül geride kaldığında son on iki ayın artışından geçen yılki yüzde 6.30 çıkacak ve böylece yıllık oran hızla gerileyecekti. Bu gerçeği, “Matematik Albayrak’ı haklı çıkaracak” diye özetlemiş ve yıllık oranın tek haneye ineceğini çok önce yazmıştık.
Vatandaş niye inanmıyor?
Önce şunu söyleyelim; biz TÜİK’in oranlarla oynadığı kanısında değiliz. Bunu ileri sürebilmek için elde kanıt olması gerekir; ama bizde kanıt yok.
Ama bu demek değil ki, eylülden eylüle yüzde 9.26 olarak açıklanan yıllık TÜFE artışı gerçek harcama değişimini yansıtıyor. Bu oranı da gerçekçi bulmadığımızı belirtmek durumundayız.
Ayrıca şu gerçeği de unutmamak gerekir. Yıllık fiyat artış hızının düşmesi, fiyatların gerilediği anlamına gelmez. Nitekim bu yıl da yaşanan budur. Fiyatlar artmaya devam etmekte, ama yıllık değişim oranı gerilemektedir.
Vatandaş yüzde 9.26’yı hiç inandırıcı bulmadı. Gerçi bu oran yüzde 19.26 olsa yine pek inandırıcı bulunmazdı.
Bunun nedeni galiba şu; gelir dağılımı öylesine bozuldu ve harcama kalıbı öylesine farklılık göstermeye başladı ki açıklananla hissedilen oranlar birbirine yaklaşamıyor bile.
Hissedilen, en doğru oran
TÜİK’in açıkladığı aydan aya ve yıllık ortalama oranlar tüm Türkiye'deki toplam harcamadaki değişimi ölçen oranlar. Oysa her bireyin ya da her ailenin kendine özgü enflasyonu olabilir.
Üç aile düşünelim; üçünün de geliri aynı olsun.
Birinci aile kendi evinde oturuyor, ailede sigara içen yok, otomobil almaları da söz konusu değil.
Bakın kira, sigara ve otomobilden oluşan bu üç kalemin TÜFE’deki ağırlığı neredeyse yüzde 13. Bu kalemlere çok zam gelse ne olur, indirim yapılsa ne olur! Söz konusu ailenin derdi bu kalemler değil; muhtemelen zorunlu gıda maddeleridir, giyecektir, okul masraflarıdır.
Aynı gelir düzeyindeki diğer ailenin kira derdi varsa durum çok farklı olacaktır.
Üçüncü aile... Baba sigara tiryakisi ve işe gidiş gelişte çok araç değiştirdikleri için masrafları çoksa, durum onlar için daha da farklıdır. Ve bir de ergen birkaç çocuk akşama kadar ellerinden cep telefonunu düşürmüyorlarsa...
Yani herkesin enflasyona farklılık gösterebilir ve herkes için kendi enflasyonu en doğrusudur.
Yıllık ortalama değişim esas alınmalı
TÜİK yıllık enflasyonu iki türlü hesaplar. Biri yüzde 9.26 sonucunu veren aydan aya olan endekslerin kıyaslanmasıdır. Bir diğeri ve doğru olanı ise son on iki ayın endeksinin, bir anlamda harcamasının, önceki on iki ayla kıyaslanmasına dayalı hesaplamadır. Bu oran eylül sonunda yüzde 18.27’dir.
Aydan aya kıyaslamaya dayalı hesaplama yapıldığı zaman yalnızca o aylardaki fiyat düzeyi dikkate alınmış olur. Herhangi bir ay fiyat çok artmışsa, geçen yılın eylülünde olduğu gibi ve “hesaplama kuralı gereği” artık o ay devreden çıkmışsa, yıllık oran bir anda hızla geriler.
Aydan aya olan oynamaları en aza indirmek ve vatandaşın hala hissetmeye devam ettiği fiyatın içinde olan o yüksek artış yaşanan dönemi dikkate alabilmek yıllık ortalama hesaplamayla mümkündür. Bu şekilde bulunan değişim oranı en doğru olandır.
Aydan aya hesaplanan yıllık oran ağustostan eylüle tam 5.75 puan gerilerken, yıllık ortalama hesaplamaya dayalı orandaki gerileme yalnızca 1.35 puan oldu.
Daha da önemlisi eylülde iki oran arasında neredeyse bir kat fark oluştu. Bu makul değildir.
Aydan aya değişim, en az doğru olan...
Dikkat edilirse aydan aya kıyaslamayla bulunan yüzde 9.26’lık oran için “oynanmış, özellikle düşük gösterilmiş” gibi iddialarda bulunmuyoruz, bulunamayız da.
Ama bu yöntem gerçek fiyat değişimini ölçmekten uzaktır.
Doğru hesaplama biraz önce de belirttik, son yirmi dört ayı on iki, on iki kıyaslamaya dayalı ortalama hesaplamadır.
Bakın bu iki hesaplama yöntemi nasıl fark yaratıyor?
Domates örneği çok tipik. Domates fiyatı bu yıl eylülde geçen yılın eylülüne göre yüzde 31 düştü. Ama haftada bir kilo domates yiyen bir ailenin son bir yıldaki ortalama domates harcaması önceki bir yıla göre yüzde 35 arttı.
Şimdi domates fiyatı için son bir yılda yüzde 31 düştü mü diyeceğiz, yoksa yüzde 35 arttı mı? Tabii ki yüzde 35'lik artış doğrudur.
Bir başka örnek; tavuk eti fiyatı eylül-eylül kıyaslamasına göre yüzde 0.19 düştü. Ama yıllık ortalama kıyaslamaya göre yüzde 32 artış var.
Kömür ücreti eylül-eylül kıyaslamasında yalnızca yüzde 0.79 arttı, yıllık ortalama hesaplamaya göre ise artış yüzde 32.
Son dönemde yoğun zam gören sigara gibi kalemlerde ise aydan aya olan kıyaslamanın oranı ortalamadan daha yüksek.
Ama ortalama artışın yüksek olduğu tablodaki kırmızılarla kendini belli ediyor zaten.