En az gelişmiş ülkelere yardım 300 milyar euroya çıkarılmalı
En az gelişmiş ülkelerin sayısı 48'e ulaşıyor. Bugün bu ülkelere yapılan yıllık yardım 130 milyar euro. İhtiyaç duyulan miktar ise 300 milyar euro. Bunun için gelişmekte olan ülkelerin katkısına ve yenilikçi finansman modellerine ihtiyaç var.
En az gelişmiş ülkeler tanımlamasına giren ülke sayısı 48. Bu ülkeler dünya nüfusunun yüzde 13'ünü temsil ederken, dünya ekonomisinin sadece yüzde 1'ini oluşturuyor. En az gelişmiş ülkelerin sayısı ise artmaya devam ediyor.
4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı nedeniyle Türkiye'de bulunan ve sorularımızı yanıtlayan Fransa Dışişleri Bakanlığı nezdinde İşbirliğinden Sorumlu Bakan Henri de Raincourt'a göre, bu artışın nedeni hızla artan nüfus karşısında, yeterince zenginlik üretilememesi. "Dünya değiştikçe yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor ve 21. yüzyılda kullanılan araçlar bu ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalıyor" diyen Bakan, "Bu ülkelere yapılan yıllık yardım 130 milyar euroya ulaşıyor. Oysa ihtiyaç duyulan miktar 300 milyar euro" yorumunda bulunuyor. Fransız Bakan, bu miktara ulaşmak için gelişmekte olan ülkelerin devreye girmesinin ve yenilikçi finansman yöntemlerine başvurulmasının şart olduğunu ifade ediyor.
Gelişen ekonomiler de fakirlikle mücedeleye dahil olmalı
En az gelişmiş ülkelerin kalkınmasını yakından izlediklerini söyleyen Fransız Bakan, İstanbul'da düzenlenen 4. BM Konferansı'nın uluslararası toplumun harekete geçmesi açısından çok önem taşıdığını ifade ediyor. Bakan'ın beklentileri şu yönde: "Öncelikle uluslararası toplum fakirlikle mücadele ortak bir vizyonu desteklediğini ortaya koymalı. Bu konu uluslararası güvenlik açısından çok büyük önem taşıyor. En az gelişmiş ülkelerin kalkınmasında tarım üretiminin artması olmazsa olmaz bir unsur. İhtiyaçların karşılanabilmesi açısından tarım üretiminin yüzde 70 artması gerekiyor. Öte yandan, sınırların Afrika'dan gelen ürünlere açılması da kesinlikle şart. Tüm bu süreçte çok önemli olan bir diğer adım da, gelişmekte olan ülkelerin sürece dahil olması. Bu ülkelerin, en az gelişmiş ülkelerin kalkınmasına katkı sağlamaları gerekiyor."
Yenilikçi finansman modelleri
Fransız Bakan, en az gelişmiş ülkelerin kalkınması için resmi kalkınma yardımlarının yanı sıra, yenilikçi ve yaratıcı finansman modellerine de ihtiyaç duyulduğunu söylüyor. Bunun örneklerinden birisi Brezilya ve Fransa arasında uçak bileti fiyatlarına uygulanan vergi. Bu vergiler sayesinde çok sayıda kişinin AIDS virüsüne karşı aşılanabildiğine dikkat çeken Bakan, "Bu yönde farklı uygulamalar teknik açıdan son derece kolay. Bu noktada asıl gerekli olanın siyasi irade" diyor. Bu konunun Fransa'nın G20 başkanlığının önceliklerinden biri olduğunu da vurgulayan Bakan'ın verdiği bir diğer yenilikçi finansman örneği de, finans işlemlerinden kesilecek harçlar: "Örneğin döviz işlemlerine uygulanacak 0.005 centlik bir kesinti, yılda 34 milyar euroluk bir finansman kaynağı yaratabilir. 0.005 centlik bir kesinti, fark edilmeyecek kadar küçük bir oran, fakat toplamda çok önemli bir kaynak oluşturabiliyor. Afrika'daki tüm çocukları okula göndermenin masrafının 16 milyar euro olduğunu düşünürsek, bu sayede toplanacak 34 milyar euro gerçekten çok önemli bir ihtiyaca cevap verebilecek."
Bakan Henri de Raincourt'un fakirlikle mücadele yönünde vurguladığı diğer iki unsur da, özel sektörün en az gelişmiş ülkelere yatırım yapması için desteklenmesi ve projelerin kısa vadede gerçekleşmesini sağlayacak bölgesel işbirliklerinin artırılması.
Fransa'nın önceliği Afrika
Fransa, kalkınmaya en fazla yardım yapan ülkelerin başında geliyor. Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy G20 başkanlığı sürecinde de bu konuyu önceliklerinin arasında sıraladı. Fransa'nın kalkınmaya ayırdığı finansmanının yüzde 60'ı, nüfus, büyüme ve demokrasi açısından önemli zorluklar yaşayan Afrika kıtasına odaklanıyor. Kıtaya yönelik yardımların yüzde 50'si en fakir 14 Afrika ülkesine gidiyor. Fransa'nın ikinci öncelik bölgesi Magreb ülkeleri. Bu ülkelere kalkınma bütçesinin yüzde 20'si ayrılıyor. Üçüncü ve dördüncü sıralarda ise yüzde 10'arlık payla gelişmekte olan ülkeler ve kriz sonrasında zor durumda olan ülkeler yer alıyor.
Bu arada Fransa, her sene Fransız Kalkınma Ajansı yoluyla Türkiye'ye 200 milyon euro finansman sağlıyor. Bu finansman çevre, Anadolu bölgesinin ekonomik kalkınması; enerji verimliliğinin artırılması ve belediyeler olmak üzere farklı alanlara odaklanıyor.
21. yüzyıl, Afrika'nın yüzyılı olacak
Afrika'nın gerek nüfus, gerekse gelişmiş ekonomilerden iki kat daha fazla büyüyen ekonomisi ise çok önemli bir role sahip olmaya başladığını söyleyen Fransız Bakan, bölgede yaşanan gelişmelerin de önemli sonuçları olacağını vurguluyor. 21. yüzyıl Afrika'nın yüzyılı olacak diyen Bakan, şu yorumlarda bulunuyor: "Ülkelerin kalkınmasına iyi yönetişim, şeffaflık, bağımsız adalet sistemi ve demokrasi vazgeçilmez unsurlar. Afrika'daki hareketi başlatan gençlik işsiz, fakat son derece bilgili bir gençlik. Dünyada olup bitenden; dünyada yaratılan zenginlikten haberdarlar. Daha önceden bilgi kaynaklarına ulaşımları mümkün değildi, fakat bilgiyi ele geçirdikten sonra, kendi durumlarına daha fazla katlanamadılar. Bugün dünya genelinde kartlar yeniden dağıtılıyor. Yeni dünyanın, eski dünyadan çok daha iyi bir yer olması gerekiyor. Özgürlük, insan hakları, insan onuruna saygının temel alınacağı bu yeni dünyanın anahtarı da demokrasi."