Emtiaların en belirsiz dönemi
Tahvil piyasalarında son dönemde görülen yüksek oynaklık, emtia fiyatları üzerinde de etkili oluyor. Fiyatlar dar bantlarda hareket ediyor. Volatilite seviyelerinin yüksek olması, bu piyasadaki yatırımcıları tedirgin ediyor. Petrol ve bakır gibi önemli emtialar; iç dinamiklerinden, arz-talep dengelerinden bağımsız hareket ediyorlar.
Tahvil fiyatlarındaki düşüşler, euro bölgesinde başladı. Piyasalar, sorunlu ülkelerin sabit getirili enstrümanlarındaki çılgın fiyat hareketlerine alışmıştı. Ancak Alman tahvillerindeki oynaklık şok etkisi yarattı. Bu hareketliliğin nedenleri olarak; enflasyon beklentisi, likidite risk priminin artması gibi faktörler gösterilebilir. Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) tahvil alım programına yönelik aşırı iyimserlik de etkili oluyor. Euro bölgesinde faizlerin artmaya başlamasıyla dünya faizlerinde de yukarı yönlü bir hareket başladı. İkinci çeyreğin sonu yaklaşırken, tahvillerdeki ve hisse senetlerindeki hareketlilik daha da artabilir. Faizlerin aniden yükselmeye başlamasıyla tahvil ve bonolardan büyük zararlar yazan kurumsal yatırımcılar, hisse senetlerinde kar realizasyonlarına gidiyorlar. Majör endeksler son dönemde pek yükselemiyor.
Faizlerin yükselmesinin nedeni gerçekten enflasyonsa, önümüzdeki dönemde emtialar üzerinde pozitif etkisi olur. Enflasyon ve büyüme; bakır, platin, alüminyum gibi endüstriyel metalleri direkt etkiler. Gümüş de enflasyonist ortamdan fayda sağlar. Gümüş bu tarz ortamlarda, altından bağımsız hareket edebiliyor. Çünkü endüstriyel kullanımı altına göre fazladır. Tabii buradaki varsayım, dünyada enflasyonun gerçekten artış eğilimine girmiş olmasıdır. Küresel büyüme konusunda uzun süredir görece iyimser görüşlere sahibim. Ama AMB üyelerinin enflasyon ve büyüme konularında bu kadar havaya girmeleri, ABD faizlerinin enflasyon beklentisiyle hızla artması, bana biraz erken geliyor. Dünya ekonomisi açısından önemli olan Çin’de deflasyon rüzgarı güçlü esiyor. Asya ülkelerinin çoğunda bu sorun var. Tüketim ve yatırım harcamaları coşacaksa, önce Asya’dan sinyallerin gelmesi lazım. Enflasyonda hafif kıpırdanmalar olsa da, euro bölgesi ve ABD’de güçlü bir fiyat baskısı olamaz. Son yıllarda, sıkı para politikasına erken başlayıp, sonrasında politikasını değiştirmek zorunda kalan çok merkez bankası görüldü. Fed ve İngiltere Merkez Bankası, enflasyonda kalıcı yükselişler görene kadar hızlı faiz artırımlarından uzak durabilirler.
Enflasyon beklentilerini, bakır ve petrol fiyatlarındaki görünüm pek desteklemiyor. Bakır son günlerde yüzde 10 civarında düştü. Bakır genelde, zayıf Çin verilerinin açıklandığı günlerde yükseliyor. Teşvik beklentileri artınca, bakır hareketleniyor. Bu da çok normal bir durum değil. Petrol fiyatı, dar bir bant içinde hareket ediyor. Petrol fiyatında en kötü dönem geride kalmış olabilir. Fakat boğalar başlattıkları yükseliş hareketinin devamını getiremediler. Önümüzdeki günlerde petrol tarafını hareketlendirecek olay, ABD-İran arasındaki nükleer program görüşmeleridir. Nihai anlaşma metninin 30 Haziran’a kadar tamamlanacağı düşünülüyor. Anlaşmanın yapılmasından sonra, İran’ın petrol ihracatı kuvvetle muhtemel artar. Bu da petrol fiyatı üzerinde kısa vadede bir baskı oluşturabilir.
Altın, 1225 dolar bölgesini kalıcı olarak geçmeden altın yatırımcısının heyecanı artmaz. Tabii önce mevcut satış baskısının azalması gerekiyor. Faizlerdeki yükseliş, Batılı yatırımcıların fiziki altın talebinin zayıf olması, madencilik hisselerindeki büyük satış baskısı gibi etkenler altın açısından negatif gelişmelerdir. Özelikle Avrupalı ve Amerikalı yatırımcıların fiziksel altın alımları artmadan, altın konusunda pozitif olmak zor olabilir. Özetle; emtia grubunda son yılların en belirsiz dönemi yaşanıyor. Yüksek enflasyon tahminleri doğru çıkarsa, daha farklı şeyler konuşulur.