Emtialara hücum çaresizlikten
Piyasalar dönüp dolaşıp Fed’e odaklanıyor. İçeride enflasyon görünümü ve faiz politikası, dışarıda büyük Merkez Bankaları’nın negatif faiz uygulamaları ve Çin ekonomisinin durumu yatırım kararlarını tabii ki etkiliyor. Ama Fed toplantısının olduğu haftalarda her şey unutuluyor.
Fed’in son toplantısının tutanaklarında güvercin görüşler hakimdi. Tutanaklardan sonra, ‘‘Fed faizi nisanda artırmaz’’ görüşü pekişti. Bugünkü toplantıdan, ‘‘Haziranda faiz artırımı masanın üzerinde’’ benzeri bir mesaj gelebilir. Amerikan ekonomisi ilk çeyrekte zayıf gözüküyor. Geçen sene yaptığı hata payı düşük büyüme tahminleriyle öne çıkan Atlanta Fed, ilk çeyrek için yüzde 0.3’lük bir büyüme öngörüyor. Bu aydan itibaren büyüme tahminlerini yayımlamaya başlayan New York Fed’in ilk çeyrek için büyüme tahmini yüzde 0.8. Fed faiz artırımı için kapıyı açık bırakabilir. Ancak ikinci çeyrekteki büyüme gelişmelerini net olarak görmeden faiz artırmayabilir. Bu açıdan haziran konusunda soru işaretleri var. Küresel piyasalar ve dünya ekonomisindeki gelişmelere Fed’in daha duyarlı hale geldiği görülüyor. Fed içinde, piyasalardaki risk alma iştahını oldukça önemseyen bir ekip var. Piyasalar toparlanınca, bu grubun sesi faiz artırımı konusunda yükseliyor. Başta emtia fiyatları olmak üzere, risk alma iştahı göstergelerinden pozitif sinyaller geliyor. Fed’in bugünkü açıklamalarında bunun yansımalarını görebiliriz.
ABD büyümesini ve faiz artırımlarını, değişik piyasa göstergeleri farklı yorumluyor. Son 50 yıldır ABD ekonomisinin büyüme ve daralma dönemlerini ve Fed’in faiz artırım süreçlerini önceden yakalayan indikatörlerden birisi 10 yıllık faiz ile 2 yıllık faiz farkıdır. Bu göstergede şu aşamada olumlu bir hava yok. Aslında son 3 ayda petrol fiyatı yüzde 70, endüstriyel metallerin fiyatları yüzde 30 civarında artmışken, ‘‘Emtia grubu enflasyon ve büyümenin kokusunu aldı’’ yorumu yapılabilir. Fakat büyüme beklentileri gerçekten güçlenmiş olsa, ABD 10 yıllık faiz ile 2 yıllık faiz farkının grafiğinin dikleşmesi gerekir. Bu grafikte son günlerde hafif bir toparlanma olduğu gözleniyor. Yine de, bu göstergeden ‘‘Fed’in faiz artırımları fiyatlanıyor. Enflasyon ve büyüme beklentileri güçleniyor’’ mesajı gelmiyor. Kaldı ki, emtia fiyatlarından yola çıkarak yorum yapmak bu dönemde yanıltıcı olabilir. Çünkü hangi önemli emtiaya bakılırsa, fiyat yükselişinin satış pozisyonlarının kapatılmasından kaynaklandığı görülür. Ekonomik beklentiler iyileşiyor olsa, spekülatörler daha fazla yeni alım pozisyonu açarlar. Bütün yükseliş hareketleri öncelikle satış pozisyonlarının kapatılmasıyla başlar. Ama üç aylık emtia rallisinden sonra spekülatörlerin yeni alım pozisyonlarının sayısının çok daha fazla olması gerekirdi. Bu sadece petrol ve endüstriyel metaller için değil, tarımsal emtialar için de geçerlidir. Yaşanan fiyat rallisinin ardındaki gerçek budur.
Küresel fonlar bir bakıma çaresizlikten portföylerindeki emtia risklerini artırdılar. Hisse senetlerinde aşırı alımlar olduğu için fazla bir manevra alanı kalmamıştı. Dünyada tahvil faizleri uzun süredir düşük olduğu için, bu tarafta da yüksek getiri şansı azdı. Fonlar deyim yerindeyse iki yıldır dayak yiyen emtiaları hedefe koydular. Çin’den ve Fed’den gelen mesajlar da moral verdi. Fonlar emtialarda gözü kapalı alım yapmaya başladılar. Yukarıda bahsettiğim ABD 10 yıllık-2 yıllık faiz farkı alıp başını gitse, yani grafik yönünü somut biçimde yukarıya çevirse, emtialardaki pozisyonlar bu kadar sorgulanmayabilir. Fakat faiz farkı, ABD’de yine kör topal bir büyümenin sinyalini veriyor. Emtia fiyatlarındaki yükseliş, enflasyon açısından Fed’in işine geliyor. Deflasyon/dezenflasyon riski azalıyor. Yüzde 2’lik enflasyon hedefine ulaşma olasılığı yükseliyor. Kritik soru: Büyüme beklentinin altındayken Fed enflasyon hedefine ulaşırsa, faiz artırımlarına devam edebilir mi?