Emsal bedel ve KDV matrahı tespitinde önemi

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK
Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK VERGİNİN GÜNDEMİ [email protected]

 

Bilindiği gibi,1985 yılından beri vergi mükellefleri tarafından alıcıya mal teslimi ve hizmet sağlanması, kanunla istisna edilenler dışında, katma değer vergisine tabidir. Teslim ve hizmetlerde KDV matrahı prensip olarak teslim veya hizmetin parasal olarak belirlenen bedelidir. Bedel ise malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan ya da bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlana ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade eder. Bu değer KDV oranı ile çarpılmak suretiyle KDV tutarı hesaplanır ve faturada ayrı olarak gösterilir. Ancak birçok halde mal veya hizmetin bedeli para olarak belirlenmez; mal verilmek ya da hizmet ifa edilmek suretiyle de işlem yapılabilir. Bu durumlarda KDV hesabına esas olacak bedelin para cinsinden belirlenmesi gerekir. Bu gün yazımızda emsal bedel-emsal ücret tespiti olarak ifade edebileceğimiz bu konu üzerinde duracağız.

Emsal bedeli emsal ücreti

Ticari işlemlerde bedelin bulunmadığı, bedelin bilinmediği veya bedelin mal, menfaat, hizmet gibi para dışı değerlerden oluştuğu hallerde katma değer vergisi matrahı mal teslimlerinde emsal bedel, verilen hizmetlerde ise emsal ücrettir. Emsal bedeli, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen ya da doğru olarak tespit edilemeyen bir malın değerleme gününde (31.12.2012 gibi) satılması halinde emsaline göre sahip olacağı değerdir.  

Öte yandan bedel belli olmakla beraber bu bedel, emsallerine göre bariz (açık) bir şekilde düşükse ve bu düşüklük mükellefçe haklı bir sebeple gösterilerek açıklanamazsa, söz konusu düşük bedel yerine, emsal bedeli veya emsal ücreti KDV matrahı olarak dikkate alınır.

Emsal bedelin tespiti Vergi Usul Kanunu'nun 267'nci maddesine göre yapılır. Emsal bedel maddede yer alan ortalama fiyat esası, maliyet bedeli esası ve takdir esası olmak üzere üç esastan birine göre belirlenebilir.

Katma değer vergisi uygulamaları bakımından, bu maddedeki maliyet bedeli esasına göre imal olunan mala ilişkin emsal bedel tespitlerinde, genel idare giderlerinden ve genel giderlerden pay verilmesi gerekir.

Bedel bulunmayan ya da bilinmeyen işlemler

Bedeli bulunmayan veya bilinmeyen, dolayısıyla emsal bedel belirlenmesi gerekli olan işlemler çeşitli kanun uygulamalarında karşımıza çıkmaktadır. Bunların başlıca örnekleri şöyle sıralanabilir.

- İşletme sahibi tarafından işletmeden vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla çekilen mallar ve faydalanılan hizmetler,
- İşletmede üretilen malların, teslimi KDV'ye tabi olmayan başka bir malın üretiminde kullanılması,
- İmal veya inşa olunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin işletmede kullanılmaya başlanması,
- Kanunlarca indirimi kabul edilmeyen mal veya hizmet bağışları,
- İşletme personeline ücretin bir parçası olarak verilen mallar veya hizmetler(ücretin vergilenmesinde çalışana verilen malların ve hizmetlerin değerinin bilinmesi gerekir.)
- Açıktan satıldığı anlaşılan ve gerçek bedeli tespit edilemeyen mal ve hizmetler.
Ancak, reklam veya satışı artırma amacıyla çekiliş yapılarak ve sair suretlerle nihai tüketicilere bedelsiz olarak verilen yahut temsil ağırlama çerçevesinde sağlanan mal ve hizmetler ile garanti kapsamındaki teslim ve hizmetler sarf niteliğinde olduğundan KDV doğurucu işlem değildir ve dolayısıyla emsal bedel tespitine ihtiyaç göstermez kanısındayız.

Öte yandan, KDV Kanunu 5'inci madde de vergiye tabi bir hizmetten ,işletme sahibinin, işletme personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlandırılmaları hizmet sayılır ve vergilenmesi gerekir.

Bedelin bariz bir şekilde düşük olması

Bir işlemde bedel parasal olarak belli olsa bile bu bedel emsallerine göre bariz şekilde düşükse ve bu düşüklük mükellefçe makul bir neden gösterilerek izah edilemiyorsa, gösterilen bedel yerine emsal bedel yahut emsal ücret esas alınmak suretiyle KDV matrahı bulunur.

Mesela mutaden alış bedeli üzerine %10 kâr konulmak suretiyle satılan bir mal, maliyetinin %40 eksiği ile satılmış ve satıcı bedel düşüklüğünü makul bir gerekçe göstererek izah edememişse, KDV matrahı olarak emsal bedel dikkatine alınır.
Bazı özel düzenlemeler haricinde mükellefler mal ve hizmetleri diledikleri bedel üzerinden teslim veya ifa edebilirler. İşlemde vergi kaçırmak amacına dayalı muvazaa bulunmadığı sürece yapılan vergi incelemelerinde eleştiri söz konusu olmaz. Ancak mükellef ticari teamüllere uygun olmayan miktar veya nisbette iskonto uygulamak suretiyle iskonto sonrası tutarı emsallerine nazaran açık şekilde düşük hale getirmişse nedenini izah etmek durumundadır. İskontonun makul bir noktaya çekilmesi yahut doğrudan, iskonto sonrası tutar yerine emsal bedelin ikame edilmesi suretiyle matrah farkı ihdas edilebilir.

Mal ve hizmet alım satımlarında gösterilen bedeller, 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun (KVK) 12'nci ve 13'üncü maddelerinde düzenlenen örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine uymuyorsa gerçek alım satım bedeli üzerinden gösterilmeyen işlemler nedeniyle Kurumlar Vergisi ile ilgili olarak ortaya çıkan vergi tarhiyatı yanında KDV açısından da matrah farkı bulunduğu ileri sürülmesi ve tarhiyat yapılması yoluna gidilebilecektir.

Haklı sebepler

Normal alım satım bedeline nazaran bariz farkların varlığı, bazı sebeplerin bulunması halinde, söz konusu bariz düşüklükler KDV tarhiyatına yol açmaz. Bu sebeplerden bazıları aşağıda olduğu gibidir.

- Yap-İşlet-Devret modeli çerçevesinde kurulan ve belirli bir süre işletilen tesislerin işletme süresi sonunda ilgili kuruma devredilmesinde (tesliminde) emsal bedel üzerinden katma değer vergisi aranmaz.13 no.lu KDV sirkülerinde konu açıklığa kavuşturulmuştur.
- Finansal kiralama süresi sonunda malın kiracıya bedelsiz olarak veya sembolik bedelle devredilmesi de emsal bedel belirleme suretiyle ek tarhiyat yapılmasını gerektirmez.
- Özel eğitim kurumlarının eğitimle ilgili mevzuatın öngördüğü şekilde bedelsiz veya düşük bedelli öğrenim hizmeti vermeleri de haklı sebep olarak kabul edilir.
Haklı sebepler bu belirtilenlerden ibaret değildir. İlgili sektörün durumu, işlemlerin niteliği ekonomik ve teknik icaplar göz önünde tutularak sonuca gidilmesi gerekir. Ticari hayatın gerekleri ve özel hukuk ilişkilerini düzenleyen kuralların ticari işlemler üzerindeki etkileri de önemlidir.

Emsal bedel tespitinde sıra

Yukarıda belirtildiği gibi, Vergi Usul Kanunu'nun 267'nci maddesinde mallarda emsal bedel tespiti için üç sıra öngörülmüştür. Öncelikle ortalama fiyat esasına göre tespit imkanı olup olmadığına bakılır. Bu şekilde tespit imkanı yoksa ikinci sıradaki maliyet bedeli esası uygulanır. Maliyet bedeli esası ile de emsal bedel tespit edilemezse takdir yoluyla emsal bedel tespiti yoluna gidilir. Takdir komisyonu kararına göre işlem yapılır. Mükellefler makul görmedikleri komisyon kararlarını yargıya götürebilirler. Bu durumda yargı kararı belirleyici olur.

Emsal ücret tespiti

VUK'un 267'nci maddesinin son fıkrasında emsal ücretin tespitine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Buna göre; "Ücretle yapılan imalatta ücretin gerçek miktarının bilinmemesi veya doğru olarak tayin edilememesi hallerinde tespit edilecek emsal ücret de aynı esaslara göre tayin olunur."

Dikkat edilirse bu hüküm, ücretle yapılan imalat işleri ile sınırlı olup bu işler açısından dahi tatminkar değildir. Dolayısıyla hizmet şeklindeki işlemlerde emsal ücret tespitinin nasıl yapılacağı konusunda yasal boşluk bulunmaktadır.

Ancak, emsal ücret tespit edilirken, günün şartlarına ve ilgili hizmetin normal şartlarda hangi ücret üzerinden yapılması doğal ise, emsal ücretin de buna eşit veya yakın bir ücret olmasına dikkat edilmesi gerekir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Aramalı vergi incelemesi 26 Eylül 2019