Emeklilik durumu ve kamu istihdamı

İbrahim KAHVECİ
İbrahim KAHVECİ Rakamlarla [email protected]

Bazı bilgileri, bir köyde bir de eski kafala­ra anlatmakta çok zorlanıyorsunuz. Hep ezber, hep aynı düşünce… Hiç değişim yok.

Muhalif görünen medyalarda şu haberi çok duyarsınız: Emekliler 2002’de maaşla­rı ile 8 gram altın alırken şimdi 2 gram altın alamıyorlar…

Kardeşim ons altın 2002’de 280 dolardı, şimdi 2 bin 650 dolar.

Be arkadaşım; emekli altın mı yiyor? Emeklinin maaşını ekmekle, peynirle, etle vs ölçersin. Acaba emekli 2002’de açlık sını­rına oranla ne kadar maaş alıyordu; şimdi ne kadar maaş alıyor? Ölçüm budur…

Ben size hemen söyleyeyim: 2002 yılında 6 milyon 551 bin 282 kişi maaş almış. Top­lam aylık ödemesi ise 16 milyar 687 milyon 400 bin lira olmuş. 2002 yılında bir emekli, dul, yetim maaşı 212,3 liraydı. Ekim 2002’de ise açlık sınırı 352,7 liraydı. 2002 yılında bir emeklinin maaşı açlık sınırının yüz­de 60’ı ediyordu. 2009 yılına geldiğimizde emeklinin ortalama maaşı 614,0 liraya yük­selirken açlık sınırı 750 liraya gelmişti. 2009 yılında emeklinin ortalama maaşı açlık sını­rının yüzde 82’sine yükselmiş oldu.

Emekliye altın değil de yemek yedirir­sen hesap ortaya çıkar. Maalesef emekli­nin alım gücünü hala altınla ölçen eski kafa­lar ortalıkta dolaşıyor.

Şimdi gelelim bugüne.

Temmuz ayı itibari ile 16 milyon 438 bin emekliye 245 milyar 897 milyon lira maaş ödenmiş. 1 emeklinin ortalama maaşı 14 bin 959 lira… Temmuz ayında açlık sınırı 19.234 lira olduğuna göre emekli maaşı açlık sını­rının yüzde 77,8’ine karşılık geliyor. Bu rakam 2002’e göre daha iyi ama 2009’a göre daha kötü.

Hazine’den ne çıkıyor?

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Aylık Bül­tende “Mali İstatistiklere” bakıyorsunuz. Orada 8. sayfada “29-SGK Prim. Emek.Öd.” bir sayfa görüyorsunuz. Sayfanın başlığı da şu: “Sosyal Güvenlik Kurumu Prim Gelirleri, Emekli Aylığı ve Sağlık Ödemeleri”

Buradaki bilgilere göre, 2024 yılı ilk 7 ay­lık SGK prim gelirleri 1 trilyon 513 milyar li­ra. Emekli aylık ödemeleri ise 1 trilyon 428 milyar lira… Dikkat ederseniz bu veriye gö­re prim gelirleri tek başına emekli aylık­larını çok rahat karşılıyor. Ama SGK diyor ki, benim 517 milyar lira da sağlık giderim var. Böylece SGK’nın maaş ve sağlık gideri 1 trilyon 946 milyar liraya ulaşıyor. Bu so­nuca göre SGK’nın prim gelirlerinin emek­li aylıklarını ve sağlık giderlerini karşıla­ma oranı yüzde 77,8 oluyor. Hatta temmuz ayı itibarıyla bu oran yüzde 86,6’ya çıkıyor. İşte olaya sadece bu gözle bakanlar diyorlar ki SGK’nın maaş ödeme derdi yok… Hatta EYT’ye rağmen prim gelirleri iyileşiyor…

Ama bu 8. sayfadan sonra 10. sayfaya bakar­sanız şunu görürsünüz: Hazine’den SGK’ya bütçe transferi 2024 yılı ilk 7 ayında 834 milyar lira… Yani 26 milyar 216 milyon dolar… Düşünebiliyor musunuz? Hazine SGK’ya 26,2 milyar dolar aktarırken sorun yok diyorlar. AK Parti döneminde toplam SGK açığı 624 milyar dolardır… Bu dev açı­ğı başarmış bir iktidar var. Sadece temmuz ayına bakalım. SGK’nın toplam maaş ödeme­si 246 milyar lira iken Hazine’den aktarılan kaynak 123 milyar liraya ulaşıyor. Yani SGK maaş ödemesinin bile yarısı Hazine’den giden paradan karşılamış.

İyi ama bu kesim neden bu rakamı bil­miyor? Kanun var (81. Md)… 17/4/2008- 5754/48 md: Devlet, Kurumun ay itibari ile tahsil ettiği malullük, yaşlılık ve ölüm sigor­taları ile genel sağlık sigortası priminin dört­te biri oranında Kuruma katkı yapar…

Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? SGK’nın prim geliri gibi görülen gelirlerinin yüzde 25’i zaten Hazine’den ödenen paradır.

Hazine sadece bunu da ödemiyor. Mese­la teşviklerle bazı çalışanların primlerinin tamamını, bazılarının yarısını yine Hazine ödüyor. Kısaca, devlet 21 milyon 700 bin kişiye ödeme yapıyor. Bunların 5,3 milyo­nu kamu personeli, 16,4 milyonu ise emek­li, dul, yetim… Diyorsanız ki SGK’lılar prim ödedi… İşte Hazine’den aktarılan kaynak gösteriyor ki o prim gelirleri emekli maaşla­rına yetmiyor.

Maaşların yarısı Hazine’den ödeniyor.

Not: DÜNYA Gazetesi’nin dünkü manşe­tini bilimsel bulmayanlar çıkmış… Hadi bü­tün rakamları verdim… Sizlerden bilim ara­mıyorum ama özür arayabilirim. Devam ede­ceğim…

Ek: Sorunun kaynağı asla millet olmaz; so­run devletin yanlışındandır.