Emeklilerin bina vergisinde sıfır oran
Mayıs ayı, emlâk vergisinin ilk taksitinin ödenmesine ilişkin son aydır. Bu vesile ile bende bu yazım, daha önce daha ayrıntılı yazdığım “emeklilerin bina vergisinde sıfır oran uygulaması”na ilişkin önemli noktaları hatırlatmaya ayırdım.
Konu Emlâk Vergisi Kanunu'nun 8/2 maddesi ile düzenlenmiş ve madde ile Bakanlar Kurulu'na “gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların (…),Türkiye sınırları içinde brüt 200 metrekareyi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dahil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranını sıfıra kadar indirme yetkisi verilmiştir. Kanunda ayrıca bu hükmün, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Bu olanaktan sadece Türk kanunlarına göre kurulmuş sosyal güvenlik kurumundan aylık alanlar yararlanabilirler. Bu aylık emekli aylığı olabileceği gibi vefat etmiş baba, eş gibi kimseler dolayısıyla kendisine ölüm aylığı şeklinde de olabilir. Yabancı ülkelerin sosyal güvenlik kurumundan emekli aylığı alanlar bu olanaktan yararlanamazlar.
Bu olanaktan yararlanabilmek için “gelirin münhasıran sosyal güvenlik aylığından ibaret” olması gerekmektedir. Başkaca geliri olanlar bu olanaktan yararlanamazlar. Örneğin emekli olup da ticari veya serbest meslek faaliyeti ile uğraşarak gelir elde edenler, kira geliri olanlar, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek ücretli çalışmaya devam edenler bu olanaktan yararlanamazlar. Buradaki gelirin sadece “sosyal güvenlik aylığından ibaret” olması koşulunun sınırları önemlidir. Bu sınırı, gelir vergisi konusuna giren gelir şeklinde çizmek yerinde olur. Örneğin dul bir emeklinin boşandığı eşinden aldığı nafaka, bana göre bu olanaktan yararlanma koşullarını ihlal etmez.
Emekli, emekli maaşını bankada vadeli mevduat, hazine bonosu almak, fon veya repo işlemleri yoluyla da değerlendirebilir. Maliye Bakanlığı 45 sayılı Emlâk Vergisi Genel Tebliği'ndeki açıklamaya göre; “geliri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların elde ettikleri ve yıllık tutarı toplamı bina vergisi indiriminden yararlanılan yıldan bir önceki yılda geçerli olan Gelir Vergisi Kanunu'nun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (30.000,- TL) geçmeyen her türlü menkul sermaye iradı gelirleri, sıfır bina vergisi oranından yararlanmaya engel teşkil eden gelirler arasında değerlendirilmeyecektir.”
Bu olanaktan yararlanacakların söz konusu tek meskende bizzat oturmaları gerekmemektedir. Örneğin İstanbul’daki meskenini oğluna bedelsiz tahsis edip kendisi kızının İzmir’deki dairesinde oturan veya kendisi kirada oturan emekli kişi de bu olanaktan yararlanabilir. Ancak kendi meskenini kiraya verip, kendisi de kirada oturan bir emeklinin bana göre kira geliri bulunduğundan bu olanaktan yararlanamaması gerekir. Ancak Maliye Bakanlığı 38 sayılı Emlâk Vergisi Genel Tebliği'nde “sahibi olduğu konutu tek meskeni kiraya verip, kirada oturanlar da diğer şartları taşımaları kaydıyla indirimli vergi oranından faydalanabileceklerdir.” açıklamasını yapmıştır.
Tek meskene sahip olma koşulu, başkaca bir taşınmaza sahip olmama şeklinde anlaşılmamalıdır. Bir emeklinin, gelir getirmeyen başkaca bir dükkân, arsa veya araziye sahip olması, koşulun ihlali olarak kabul edilmemektedir. Ancak, Tek meskenin, sürekli oturulmayan, yılın belli dönemlerinde kullanılan yazlık ev, devre mülk, bağ veya yayla evi olması halinde, bu meskenler için söz konusu olanaktan yararlanmak mümkün değildir.
Emeklilerin tek meskene hisseli olarak sahip olmaları durumunda da, bu sıfır oranlı vergi olanağından kendi hisseleri için yararlanmaları mümkündür. Ancak burada meskenin tamamının büyüklüğünün 200 m² sınırını aşmaması gerekmektedir.
Sıfır oran olanağından sadece kat mülkiyeti tesis edilmiş binalar için değil, kat irtifakı tapulu binalar için de yararlanılabilinir.
Emlâk vergisi mükellefiyeti, intifa hakkı tesis edilen binalarda intifa hakkı sahibine düşer. İntifa hakkı sahipleri de aktardığımız koşulları taşımaları kaydı ile sıfır vergi olanağından yararlanabilirler.
Bu olanaktan yararlanmak için ilgili Belediye’ye basılı örnekleri belediyelerde bulunan matbu bir taahhütname verilmesi gerekli ve yeterlidir. Bu taahhütnameyi vermiş olanların, tekrar vermelerine gerek yoktur. Koşulların kaybedilmesi halinde, örneğin yeni bir mesken edinme veya yeniden çalışma yahut sınırı aşan menkul sermaye iradı elde etme vb. hallerde, koşulların yitirildiği yıl durumun bir dilekçe ile belediyeye bildirilmesi gerekmektedir. Bu bildirimi izleyen yıldan itibaren Belediye normal vergi oranına göre vergi tahakkuk ettirecektir.