Emek Sineması ve AVM takıntısı

Güventürk GÖRGÜLÜ
Güventürk GÖRGÜLÜ PAZARLAMA 3.0 [email protected]

Geçtiğimiz hafta, tam da cadde mağazacılığından söz ederken "cadde" ile ilgili bir tartışma patlak verdi. Hatırlayacaksınız, Londra'daki West End bölgesinde cadde mağazacılığının nasıl canlandırıldığından örnekler vermiş ve perakende sektörünün büyümesi için AVM'lerin tek alternatif olmadığına da dikkat çekmiştik. Ardından da organize cadde mağazacılığına en yakın aday semtlerin Nişantaşı ve İstiklâl Caddesi olduğunu belirtmiş, ancak bu konuda kat edilmesi gereken uzun bir yol olduğunu söylemiştik.

Oysa hafta içinde alevlenen Beyoğlu Emek Sineması'yla ilgili tartışma, ne Beyoğlu Belediyesi'nin, ne Kültür Bakanlığı'nın, ne de İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın böyle bir konseptin yakınından bile geçmediğini bize göstermiş oldu. 6 Nisan 2010 tarihli Milliyet Gazetesi'nde Tebernüş Kireçci imzasıyla çıkan habere göre, İstiklâl Caddesi üzerindeki Cercle d'Orient binası ile onun arka tarafında kalan Yeşilçam Sokağı'ndaki Emek, İpek ve Rüya sinemalarının bulunduğu parseller birleştirilerek bir alışveriş merkezine dönüştürülüyor. İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanan plana göre, cadde üzerindeki Cercle d'Orient, birinci derecede tarihi eser olarak aynen korunurken, Emek ve İpek sinemalarının bulunduğu ikinci derece tarihi eser statüsündeki binaların dış cephesi korunarak içi tamamen yıkılacak ve tescilli olmayan diğer yapıların yıkılmasından sonra yerlerine yapılacak alışveriş merkezinin bir parçası haline getirilecek. Plana göre Emek Sineması'nın bulunduğu binaya mağazalar ve yeme içme mekanları yanında bir de cep sineması yapılırken şu andaki büyük sinema salonu aynı şekilde en üst kata taşınacak. Planın altında imzası olan diğer kuruluşlar ise Beyoğlu Belediyesi ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı. Üstelik bu kurumların, bu gerçekten "olağandışı" icraatını Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın da gönülden desteklediği anlaşılıyor.

Bakan Günay, çarşamba günü Radikal Gazetesi'ne yaptığı açıklamada "Yağlı koltuklu" Emek Sineması'nın yenilenmesinin zorunluluk olduğunu ve buna karşı çıkılmaması gerektiğini belirterek Atatürk Kültür Merkezi gibi bu projenin de yargıya taşınmamasını temenni etti. Aynı gün NTV akşam haberlerine de telefonla bağlanan Ertuğrul Günay, bu görüşünde ısrar ederek Emek Sineması ve Yeşilçam Sokağı'nın köhne ve pis bir yer olduğunu bunun yenilenmesine karşı çıkanları anlamadığını söyledi.

Sayın Bakanın anlamadığı noktayı ben biraz anlatmaya çalışayım... Öncelikle kimsenin Yeşilçam Sokağı ve Emek Sineması'ndaki yenilemeye karşı çıktığı yok. Konuyla ilgili eleştiriler "alışveriş merkezi" üzerinde yoğunlaşıyor. Bakan Günay, yenileme yapacak proje sahiplerinin gelir getirecek başka kullanım alanları yaratmak istediğini ve bunun normal olduğunu düşünüyor. Bu istek elbette normal karşılanabilir. Kâra odaklanmış bir yatırımcının ufkunun AVM ile sınırlı olması da normal karşılanabilir. Ancak İstanbul'un mücevher değerindeki alanlarından birini yöneten Beyoğlu Belediyesi'nin, İstanbul'u uluslararası arenada pazarlama görevini üstlenen 2010 Ajansı'nın ve ülkedeki bütün kültürel varlıklardan, ülkenin turizminden ve kültün hayatından sorumlu Kültür Bakanlığı'nın ufkunun yenileme eşittir alışveriş merkezi fikri ile sınırlı olması pek kabul edilebilir bir durum değil.

Alışveriş merkezi fikrine karşı olmamakla birlikte, hesapsız bir alışveriş merkezi yoğunluğunun hem alışveriş merkezlerine, hem de çevrelerine zarar verebileceğini düşünüyorum. İstanbul'da cadde kültürünün yaşadığı en önemli kültür-sanat alanlardan biri olan Beyoğlu'nun bir AVM bölgesine dönüştürülmesine bu nedenle kesinlikle karşı çıkıyorum. Aynı şekilde cadde üzerinde Ağa Camii'nin yanında Demirören Grubu'na ait, yeraltında yerüstünden fazla katı olan AVM inşaatının da tamamlandığında Beyoğlu'na büyük zarar vereceğini düşünüyorum. Benzer biçimde Nişantaşı'nın göbeğinde City's adlı AVM'nin bölgeye ne kattığını da çok merak ediyorum.

Sayın Bakan Ertuğrul Günay'a, Emek Sineması'nın "yağlı koltuklarına" gelene kadar Taksim Tünel arası İstiklâl Caddesi'nin neden bu kadar pis olduğunu, Beyoğlu Belediyesi'ne bir sormasını tavsiye ederim. Dahası, uluslararası üne sahip bu caddenin ve çevresindeki sokakların daha temiz tutulması için belediyenin herhangi bir projesi olup olmadığına da bir bakmasını öneririm.

Bakan Günay'ın aksine Emek Sineması konusunun hemen yargıya taşınmasını ve bu garabetin daha başlamadan durdurulmasını temenni ediyorum. Zira bu gidişle 15-20 yıl sonra İstanbul, "kentsel dönüşüm ve yenilemenin nasıl olmaması gerektiği" konusunda dünyanın dört bir yanında master ve doktora tezlerine konu olacak. O tezlerde de yapılanların faili olarak elbette benim adım geçmeyecek!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Orta vadeli temenniler 21 Eylül 2018