Elin taşıyla daldaki kuşu vurmak
Dünya borsalarındaki satış dalgası geri geldi. ABD ekonomisinde beklentilerden zayıf gelen veriler ve Avro borç krizinin çözümsüzlüğe doğru gitmesi piyasalarda yeni bir satış dalgasını tetikledi. Açıklanan verilerin zayıflığı ve dalga boyunun artması piyasalardaki gerilemenin 2010 yılındaki gibi geçici değil daha uzun süreli olacağına işaret ediyor.
Son haftalarda açıklanan veriler ABD ekonomisinin durgunluğa girme ihtimalinin arttığını gösteriyor. Hane halkının borcunun yüksekliği ve bankacılık sektöründeki kaldıracın büyüklüğü ABD ekonomisinde büyümeyi baskılıyor. Politik baskılar nedeniyle maliye politikasını kullanamayan ABD ekonomisinin durgunluğa girme ihtimali %50'nin üzerine çıktı. FED'in yeni bir miktarsal gevşeme paketini devreye sokarak ekonomiyi canlandıracağına duyulan güven azalıyor. Tarihsel olarak %3 civarında olan büyüme beklentileri 2011 yılı için %1.5'e 2012 yılı için %1'in altına gerilemiş durumda.
Avrupa cephesinde işler çok daha kötü durumda. Yunanistan borç sorununa kalıcı bir çözüm bulunamaması Avrupa borç krizini ilk olarak İrlanda ve Portekiz'e daha sonra İspanya ve İtalya'ya genişletti. Bu ülkelerde risk primlerindeki yükseliş ve maliye politikasındaki sıkılaşma Avrupa'nın büyümesini aşağıya çekiyor. Tarihsel olarak %2 civarında olan Avrupa'nın büyüme beklentisi 2012 yılı için %0.5 ile %1 aralığına gerilemiş durumda.
Gelişmekte olan ülkeler Çin'in önderliğinde hızlı büyümeyi sürdürüyor. Asya ve Latin Amerika ülkeleri ABD, Avrupa ve Japonya'dan gelen durgunluk şokuna karsı iç talebe, yatırıma ve kendi aralarındaki ticarete ağırlık vererek büyüme hızlarını korudular. 2012 yılında büyümenin biraz yavaşlamakla beraber güçlü ivmesini sürdürmesi bekleniyor. Türkiye'nin de içinde bulunduğu EMEA bölgesinde ise yavaşlama işaretleri daha belirgin. Avrupa'daki durgunluk ve Ortadoğu'da yaşanan toplumsal çalkantı bölge ülkelerinin büyümesini aşağı çekmeye başladı. Türkiye'nin 2012 yılı büyüme beklentisi ortama %4 civarında. Ancak Avrupa'daki durgunluk riskinin artması Türkiye'nin 2012 büyümesinin %2 civarına gerilemesi riskini artırıyor.
Küresel büyümenin yavaşladığı, gelişmiş ülkelerde durgunluk riskinin arttığı, mevcut konjonktürün ABD, Avrupa ve Japonya'yı uzun yıllar genişleyici para politikası sürdürmeye zorlayacağı anlaşılıyor. Büyümenin yavaşlamasına paralel enflasyon riskinin azalması faiz oranlarının düşük tutulmasını kolaylaştıracak. Geçtiğimiz senelerde para politikasını sıkılaştıran Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler kaçınılmaz olarak bu sürece katılacaklar.
Dünya ekonomisinde durgunluk tehlikesinin öne çıktığı, enflasyon riskinin azaldığı, genişleyici para politikasının uzun yıllar devam edeceği, faiz oranlarının düşük kalacağı bir döneme giriyoruz. Avrupa'da gerek ülke gerekse banka düzeyinde iflas riskinin arttığı mevcut konjonktürde elin taşıyla daldaki kuşu vurmayı değil elimizdeki sermayeyi korumayı hedeflemeliyiz.