“Elim böğrümde bağlı bekliyorum”
İşlerinde döviz kurunun önemi olan üç işadamıyla yıl sonu kur beklentilerinin ne olduğunu ve bugünkü hızlı yükseliş karşısındaki düşüncelerini sordum. Beklentilerini revize edip etmedikleri yönündeki soruma bir işadamı, “Bu karmaşada revize edemeyiz. Bir şeyler yapılıp yükselişe dur denmesini bekliyoruz”cevabını aldım.
Dolardaki hızlı yükselişin iş dünyasında nasıl karşılandığını görebilmek için, işlerinde dövizin yer aldığı üç iş insanıyla sohbet ettim. Sohbete bir soru sorarak, “Yıl sonu dolar fiyatı beklentiniz neydi” sorusunu sorarak başladım. Aldığım yanıtlardan en iyimseri “4 civarındaydı” şeklinde oldu. Diğer ikisi “4.20- 4.30” hesabıyla bilançomuzda yer vermiştim. Yılbaşından bu yana dolar yüzde 22 arttı. Hesaplar şaştı” şeklinde oldu.
“Şimdi yeni hesaplamanızda revize ettiğiniz fiyat ne oldu” soruma, en iyimser beklenti içinde olan dostum şu yanıtı verdi: “Şu anda hiçbir yeni hesap yapmıyorum. Yapamıyorum. Elim böğrümde bağlı bekliyorum. Ne bütçe ne de hesap kaldı. Sadece çare bulunsun diye bekliyorum. Her gün dövizde yüzde 3-5 artış olduğu yerde, tablo buyken, beklemekten başka yapabileceğimiz yok.”
Bakan Zeybekci’nin “Döviz piyasaları sağlıksız fiyat olumsuzlukları yaşamaktadır. İlgili kurumların en doğru hamleyi en doğru zamanda yapacağına güvenim tamdır. Mali disiplin ve enflasyonla mücadeleden ödün verilmeyecek”, Başbakan Yardımcısı Bemir Bozdağ’ın “Dolarla oynayanlar millete zarar verecek sonuçları ortaya koyarak secim sonuçlarını değiştireceğini düşünenler varsa aldanıyorlar” demeçlerini nasıl değerlendirdiğini sorduğumda “Elim böğrümde bekliyorum” diyen iş insanı şu yanıtı verdi: “Sözün bittiği yerdeyiz. Doğru kararın ne olduğunu saptayıp eylem yapmak gerekir. 300 baz puanlık faiz artışının fren getireceği uzmanlarca söyleniyordu. O konuda da geç kalındı sanıyorum. Onun için söylediğim gibi elim böğrümde doların yükselişine fren getirecek bir diz karar bekliyorum.”
Yıl sonu dolar fiyat beklentisi 4.20-4.30 olan iş adamı dostum ise hükümet ve Merkez Bankası’nın doğru ve zamanında karar almadığını söylemenin yanında, işadamı örgütlerinin de hatalı olduğunu belirterek, “TOBB ve TÜSİAD gibi işadamı kuruluşlarından görüş bekliyorum. Ama sessizliklerini bozmuyorlar, onlar da beklenti içersindeler. Oysa en net görüş açıklayacakları öneride bulunacakları dönemi yaşıyoruz. Suskunluklarını bozup konuşsunlar, görüş açıklasınlar diye bekliyoruz” diyerek iş dünyası örgütlerini suskunluğundan şikayetçi oluyor.
Her üç işadamı da Merkez Bankası'nın hiç vakit kaybetmeden, hiçbir korkuya kapılmadan sağlıklı faiz konusunun ne olması gerektiğini uzmanlarının hazırladığı raporlarla ortaya koyması gerektiğini belirtiyorlar. Doların yükselişine dur diyecek ilk adımın vakit kaybetmeden atılmasını istiyorlar.
Her alanda kararsızlıkla eli böğründe kalıp bir şey yapamamanın en olumsuz durum olduğunu biliyorum. Bu nedenle son olarak, “1994-2001 krizini yaşadın mı? Onunla kıyaslar mısın” dediğimde işadamından aldığım yanıt, “Bugün sorumluluğum o günden çok daha fazla. O yüzden bugün tablo benim için daha karanlık. 1994’de faizle ilgili direnç vardı. Ama erken geri dönüldü. Çabuk karar alındı. Belli bir zararla kurtulduk” dedi.
Üç işadamıyla sohbetim sonrasında “Eli böğründe kalanların isteklerinin çok doğru ve yerinde olduğuna, ekonomik durumda sözün bittiği, eylemin gerektiği yere gelindiğinin” anlaşılması gereken noktada olduğumuzu düşündüm...
Merkez Bankası'nın son kararı üstüne... Yukarıdaki işadamlarının açıklamaları, Merkez Bankası'ndan somut adım beklentilerini gösteriyordu. 300 baz puanlık likidite penceresinde faiz artırımı, döviz yükselişinde frenlemeyi sağladığı gibi gerileme de getirdi. Bu bir ilk adım olarak görülmeli ve sadeleştirmeler yolunda yeni adımlar beklemeliyiz.