Elektrikte raf temizliği şart
Türkiye, yıllar önce 2023 yılında 110-120 bin MW’lik elektrik üretim kapasitesi hedefi koymuştu. Ancak bu rakamın belirlendiği dönem ile bugün arasında çok ciddi farklar var. Bunlardan biri enerji konusundaki dışa bağımlılık. O halde yüzde 98’i ithal edilen doğalgazdan elektrik üretimi yatırımlarına, mecbur kalınmadıkça izin verilmemesi gayet anlaşılır bir durum. Aynı şey kömür ve benzeri fosil yakıtlara dayalı projeler için de geçerli. Geçmişten bir diğer fark da küresel iklim değişikliğini önleme yolunda Ankara’nın vermiş olduğu taahhütler. Bu da kömüre dayalı yatırımlarda dikkatli olmayı gerektiriyor.
Bir başka değişiklik de doğal ve kültürel varlıkların korunmasıyla ilgili. Türkiye’de çevrenin, doğal ve tarihi zenginliklerin korunmasına yönelik hassasiyet 10-15 yıl öncesine göre çok daha yüksek.
Dolayısıyla enerji projelerinin doğal çevreye en az zararı verecek şekilde geliştirilip hayata geçirilmesi gerekiyor. Zaten Hükümet yetkilileri de, çevreye rağmen değil, çevreyi koruyarak hareket etmeyi prensip edindiklerini sık sık dile getiriyor.
Bir de enerji verimliliği meselesi var. Bundan 15 yıl öncesinin şartlarında alınan bir üretim bandı, 100 birim üretim için 30 birim elektrik tüketiyor idiyse, bugün bu rakam 20’ye, hatta yer yer 15 ve 10’a düştü. Verimlilik enerjiyi üretirken de önemli. Aynı rüzgarla 15 yıl önce 100 birim elektrik üretebilen bir türbin, bugün 150 birim üretebiliyor. Aynı kömürden 100 birim elektrik üretebilen termik santral ekipmanlarının yerini 150 birim üretebilenler aldı, alıyor.
Tüm bunlar dikkate alınınca, bugünkü şartlar ortaya çıkmadan başvuru, izin, inceleme süreçlerine girmiş enerji projeleri stokunun ayrıntılı şekilde gözden geçirilmesi gerektiği ortada. Üstelik, eldeki proje stokunun toplam kurulu gücü (1), Türkiye’nin hedeflediğinin çok daha üzerinde bir rakama işaret ediyor. Ön inceleme, inceleme, değerlendirme ve izin safhalarındaki projelerden bazılarından vazgeçilebilmeli. Elbette kazanılmış haklar dikkate alınmalı ama daha gelişmiş teknoloji, daha yüksek verim, daha az dışa bağımlılık gibi kriterler göz önünde bulundurularak.Başvuru aşamasındaki ithal kömür ve gaz santralleri en kolay vazgeçilenler olmalı. Aynı şekilde irili ufaklı yüzlerce dereyi geri dönülmez şekilde yok edecek küçük ölçekli HES’ler de iyi bir elemeden geçirilmeli. Yani deyim yerindeyse EPDK ve diğer kurum ve kuruluşlarda ciddi bir raf temizliği yapılmalı. Elde kalacak projelere daha fazla yoğunlaşmak emek-zaman israfını da önler. Böylesi bir sadeleştirme programı, bundan sonra geliştirilecek enerji üretimine yönelik projelerin kalitesini de yükseltir.
-----------
(1) Enerjideki proje stokunun ayrıntılarına, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz’ın öncülüğünde hazırlanan Türkiye’nin Enerji Görünümü Raporu’ndan erişilebilir.