Elektrikli otomobil fikri iyi fikir

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri Işık, Almanya ziyareti sırasında, iş insanları ve STK temsilcileri ile konuşurken “Türkiye’nin yerli otomobil markası, elektrikli bir otomobil olacak” demiş. Yerli otomobil markası için yapılacak yatırımlara, “Zaten otomobil yapmasını biliyoruz, neden markaya takılalım” gibi basite indirgenebilecek gerekçelerle karşı çıkıyoruz. Onun yerine enerji teknolojilerine destek verilmesini ve cari açık nedenlerinin önde gelenlerinden olan enerji ithalatının olabilecek en düşük düzeylere indirgenmesini savunuyoruz. Alternatif ve yenilenebilir enerji kaynakları için kullanılabilecek teknolojilerin geliştirilmesine destek verilmesini önemsiyoruz. 

Geçtiğimiz günlerde Ankara’da arkadaşımız Gülsün Sallıoğlu Gül ile görüşen Danimarka Büyükelçisi Ruben Madsen, “Danimarka enerji ihtiyacının neredeyse %40’ını rüzgardan elde ediyor hatta sonbaharda, bazı günler elektrik ihtiyacının %100’ünden daha fazlasını bile rüzgar türbinleri üretiyor” beyanat vermiş. Türkiye’nin gerek rüzgar gerekse güneş potansiyelinin, Avrupa ülkelerinden aşağıda olmadığını ve hatta güneş konusunda daha şanslı olduğu açık bir gerçek. Böylesine enerji kaynakları elimizde varken, bu potansiyellerin en üst düzeyde kullanımının devlet tarafından olabilecek tüm olanaklarla desteklenmesi gerekmez mi? Desteklenmediğini söylemiyoruz ancak yeterliliği konusunda endişe taşıyoruz. Eğer ileri ki yıllarda fosil enerji kaynakları sıkıntı yaratacaksa ki neredeyse tüm günümüz savaşlarının arkasında bu neden aranıyor, alternatif enerji teknolojilerinin araştırılması, geliştirilmesi ve üretim teknolojilerinin elimizde olmasının sağlanması olmazsa olmazdır. Durum böylesine sorunlara gebe ise, ulaşımın göbekten bağımlı olduğu taşıma işlerininde de alternatif, yenilenebilir, yeşil veya ne derseniz deyin yeni nesil enerji sistemlerine bağlanmaya çalışılması bizlere umut vericidir. 
Sohbetimizin odak noktasından, başka bir deyişle ihracat potansiyeli açısından bakarsak, konuya şimdiden eğilmenin, Ar-Ge ve deneme üretim çalışmalarının desteklenmesinin önemini yadsımak mümkün değil. 2013’ün Ekim ayında ABD’de 8 eyalet bir anlaşmaya vararak, eyaletlerinde Sıfır Atıklı Araç kullanımının başarılı bir şekilde yaygınlaştırılması için çabalarını birleştirmişler. Bugünlerde 300 bine yaklaşan sayıdaki bu tür aracın, 2025 yılında 3.3 milyon araç olması düşünülüyor. Bu hareketin gittikçe kabul göreceği ve küresel çapta yaygınlaşacağı konusunda hiç kuşkumuz yok. Türkiye’nin, alternatif enerjilerle çalışan araç üretiminde, kendi teknolojileriyle ön sıralarda olması halinde de ihracat potansiyeli zaten yüksek olan otomotiv sanayinin ülkeye katkısının ne kadar olabileceğini düşündüğümüzde memnuniyetimizin derecesini ölçmek zor olur. Türkiye, özellikle elektrikli araç konusunda belirli bir aşama kaydetmiş bir durumda. Güç depolama ünitelerinde daha da ileride olduğu söylentileri var ki uzmanlar, bu tür araçların en önemli noktasının güç depolama üniteleri olduğunu vurguluyor. 

Bugün aldığımız araçların bedelinin neredeyse üçte biri KDV ile ÖTV. Devlet, bu fosil yakıt kullanan araçların dışındaki araçları sadece bu vergileri almayarak desteklese bile, petrol ithalatından yapacağı tasarruf bunu karşılar diye düşünüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019