Elektrik Vadeli İşlem Sözleşmeleri büyük önem kazanıyor

Emre PAKSOY / Finansinvest 

Enerji sektöründe son yıllarda yaşanan liberalleşme süreci önemli fırsat ve riskler yarattı. Özelleştirmeler ile elektrik üretim ve dağıtımında kamunun ağırlığının özel sektöre kayması, elektrik fiyatlarında oynaklığa sebep olarak sektör oyuncularının fiyat riskine karşı korunma gerekliliğini ortaya çıkardı. Dünya’daki diğer enerji piyasalarını incelediğimizde spot işlemlere ek olarak finansal ikincil piyasaların gereklilik kazandığını görüyoruz. Ülkemizde de bu gereklilik kendini EPİAŞ bünyesinde gerçeleşen spot işlem hacimlerine paralel artan tezgahüstü işlemler ile gösterdi. Regüle olmayan bu işlemler vergi dezavantajlarını, karşı taraf riskini ve operasyonel zorlulukları beraberinde getiriyor.

Bu bağlamda Borsa İstanbul bünyesinde işlem gören Elektrik Vadeli İşlem Sözleşmeleri büyük önem kazanıyor. Takasbank’ın saklamacı olması karşı taraf riskini, işlemlerin tek ekran üzerinden anında gerçekleştirilebilmesi operasyonel zorlulukları, damga vergisi muafiyeti de vergi dezavantajlarını ortadan kaldırıyor. Ekim ayı başında, piyasa yapıcılık mekanizmasının Finansinvest ve FİNA Enerji Holding işbirliği ile başlaması, alış/satış kotasyon hacimlerini arttırarak, sözleşmelerin işlevsellik kazanması önündeki son engeli de kaldırmış oldu.

Elektrik sözleşmeleri üretici ve dağıtıcıların yanı sıra, büyük ve küçük ölçekli şirketlere de enerji maliyetlerini sabitleme imkanı sunarak maliyet yönetiminde büyük kolaylıklar sağlıyor.

Küçük yatırımcıların da işlem yapma olanağına sahip olduğu bu sözleşmeler, elektrik piyasasının sağlam dinamiklerinden dolayı manipülasyona açık olmayıp, ödevini iyi yapan kısa vadeli spekülatörlere fırsatlar sunmaktadır.

Borsa İstanbul altyapısının Nasdaq/OMX sistemine geçişi sonrası, elektrik sözleşmelerinde ürün çeşitliliğine paralel olarak işlem hacimlerinin ve işlevselliğin hızla artmasını bekliyorum.