Elektriğe zam krallık hakkıdır!
Kimse kimseyi kandırmaya kalkışmasın; özelleştirilen elektriğin üretimine, dağıtımına; memleketin derelerine varıncaya kadar santral kurulumuna milyon, milyar dolarları yatıranlar, yapacakları yatırım ve işletim harcamasının her kuruşunu üstüne kârını da koyarak kullanıcıdan veya tüketiciden alırlar.
Doğal ve kaçınılmaz bir durumdur: Elektrik enerjisinde 'âlem' özelleştirmeyse 'kral' yatırımcıdır! Yatırdığı parayı kimseye bağışlamamak da yatırımcının 'krallık' hakkıdır!
Son günlerde MMEKA ortaklığının Boğaziçi ile Gediz elektrik dağıtım bölgelerinin ihalelerine 5 milyar dolarlık en yüksek teklifi vermesiyle başlayan zam tartışmalarını bu 'hakkın' ışığında değerlendirmekte fayda vardır. En azından enerji piyasası yetkililerinin 'biz buradayken kimse zam yapamaz' mealinde iyi niyetli ama gerçeğe oturmayan beyanlarına fazla ümit bağlamamak için…
Gerçeğin yüzü…
Yazılı ve görüntülü medyanın enerji işleriyle 'halhamur' kanadı dağıtım özelleştirmelerini eleştiren, hukuk yollarına başvuran kamusal kuruluşları 'elektrikte oda terörü' gibi başlıklarla 'terörize' etmeye kalkışsa da her gerçeğin 'yüzü' birden fazladır.
Elektrik dağıtım özelleştirmelerinde kamuoyuna yansıtılan 'tek boyutlu' bilgilerin ötesinde bir de arka plan var ki, kamuoyunu oluşturan sosyal ve ekonomik konumumuz, işlevimiz ne olursa olsun, elektrik tüketicisi olarak istisnasız hepimizi ilgilendiriyor. Çünkü, sonuçta önümüze konulan faturaları ödeyen hepimiziz!
Kamusal bilgi ve vicdan kurumları da bunun için gereklidir. Siyasi, bürokratik ve özel sektör kanaat ve karar odaklarında eleştirilerine, uyarılarına kulak verilmese hattâ tepki gösterilse de enerji alanında Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) başka olmak üzere TBMMOB yapılanmasının kamuoyuna aktardığı bilgi ve analizler gerçeğin 'örtülü' yüzlerini ışıttığı için önemlidir.
MMO'na göre...
TMMOB Makine Mühendisleri Odası (MMO) kamu elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesiyle ilgili bir 'deklarasyon' açıkladı (21.08.2010.)
MMO da EMO gibi elektrik enerjisi özelleştirmelerine karşı çıkıyor. Yürütülen politika ve uygulamaları kamusal yararlar açısından yanlış buluyor.
21 Ağustos deklarasyonu dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesini irdeliyor. Satılan dağıtım şirketlerinde ihale bedellerinin yıllık ciroların altında kaldığını, şirketlerin mevcut alacaklarıyla birlikte devredildiğini savunuyor.
Dağıtım bölgelerini devralacak şirketlerin yapacakları yatırımların 'daha şimdiden' tarifelere yansıtıldığını böylece alıcılara 'ekstra' kazanç ve kâr garantisi sağlandığını; yanı sıra, kamunun kendi içinde yaptığı ihale devir bedellerinin de 'şimdiden' topluma fatura edildiğini belirtiyor.
MMO'na göre, bunların ötesinde, kamu dağıtım şirketlerini alan ve alacak olanların lehine işleyen 'Gelir Tavanı' uygulamasıyla elektriğe sürekli zam öngörülüyor.
Kamu dağıtımını devralan veya alacak özel şirketlerin, elektrik üreticilerince yapılacak zamları doğrudan tüketiciye yükleyecekleri kurala bağlanmış durumda. Ama, üretimden alış fiyatlarının düşmesi halinde bunu tüketiciye yansıtmaları söz konusu değil.
Deklarasyon, özelleştirme hukuk ve uygulama yapısında başta tekelleşme, yabancı girişi gibi hususlar olmak üzere diğer önemli sorun ve sakıncalara da dikkati çekiyor ama, yerimiz dar, bunlara girmeyelim. Gerçeğin 'örtülü' yüzünü görebilmek için her halde bu kadarı da yeter!