Elaziz'deki arayışın anlamı
Birçok kez kendileriyle birlikte havzanın sorunlarını tartışma fırsatı bulduğumuz Fırat Kalkınma Ajansı'ndan arkadaşlar telefon ettiler: 22 Kasım 2014 Cuma günü, Elazığ Valisi Ö. Faruk Koçak, Belediye Başkanı Mücahit Yorulmaz, Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Ali Şekerdağ ve Ticaret Borsası Başkanı M.Ali Dumandağ'la birlikte çok sayıda yetkili Elazığ Kalkınma Kurultayı'na çağrı için basına tanıtım yapacaklar, katılır mısınız?
Anadolu'daki arayışı önemsediğim için toplantıya katıldım, gözlemlerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Arayışın anlamı
Ülkemizin birçok yerinde,il ölçeğinde kalkınma arayışları yerini havza ölçeğine arayışlara terkediyor. Yerel yetkililer; dünyada, ülkemizde ve yaşadıkları yörede potansiyellerin neler olduğunu, birey ve kuruluşların potansiyelleri nasıl değerlendirecekleri üzerine kafa yoruyor, tartışıyor ve ortak aklın meşrulaştıracağı çıkış yolları arıyor. Yapılacak olan toplantıyı, böylesi bir pencereden bakarak alıcı bir ruhla kavramaya çabalamanın yararlı olacağını düşünüyorum. “Elaziz bilincinin” yelkenlisi; çevreyi sezme ve anlama, kendi potansiyelleri hakkında nesnel bilgi üretme, değerler ve kaynakları dengeleyerek sürdürülebilir kalkınma yaratma yolunda ilerliyorsa, biz de onların yelkenine rüzgar doldurma çabasına destek olmalıyız.
Kapsayıcıyı anlayış
Başta vali olmak üzere, söz alan bütün yetkililerin altını çizdikleri sorumluluk, sorunları ve çözümleri paylaşarak ilerlemek. Ayırıcı, sömürücü, kibir ve üstünlük inancından beslenen kasaba kültürü aşılmış; herkesin fikrine başvurularak, ortak aklın öncelik verdiği yeraltı zenginlikleri, iç su balık yetiştiriciliği ve turizme odaklanma kararı alınmış. Kalkınmanın çok temel kuralı olan kapsayıcı anlayış, net bilgi, etken koordinasyon ve odaklanma ilkesine sadakat önemsenmiş. Strateji içeren kaynak değerlendirme kavramı çerçevesinde kalkınmaya katkı yapma sevdasının peşine düşülmüş.
Elaziz'de sorumluluk taşıyan kuruluş ve kurumların sözcüleri, paylaşımcı, katılımcı ve kapsayıcı anlayışın sürdürülebilirliğini güven altına alacak “şeffaf ve hesap verebilir” tutumun, yörenin değerlerini ve kaynaklarını daha etkin kullanmanın yollarını açacağını söylüyorlar. Bu söylemi yaygınlaştırmalı ve içselleştirmeliyiz.
Birikimleri olan kent
Refahı artırmanın çok temel kurallarından biri de, toplumun elinin menzili altındaki kaynakları etkin ve verimli kullanma yetkinliğine ulaşmadan, dışardan kayak cezbetmesinin kolay olmayacağını biliyoruz. Elimizin menzilindeki kaynakları etkin kullanamıyorsak, dışardan gelecek kaynakların da etkin ve verimli değerlendirilemeyeceğini kanıtlayan sayısız örnek var. Bu açıdan bakıldığında, Elaziz ortak aklının yeraltı kaynakları, iç sularda balıkçılığı ve turizm gibi potansiyel alanlara odaklanmasını olumlu bir gelişme olarak not etmeliyiz. Ortaya konan yaklaşım, doğru bir çerçeveyle oturtulduğunda, yerel maddi ve kültürel birikimleri zenginliğe dönüştürme konusunda ilerleme sağlanabilir.
Elaziz yeraltı ve yerüstü kaynakları, fiziki sermaye stoku ve insan kaynağı açısında belli birikimleri olan bir kentimiz; bu birikileri zenginliğe dönüştürmenin yol ve yöntemini hep birlikte aramanın anlamlı bir gelişme olduğu da bilmeliyiz. Doğaltaş olarak Elaziz vişnesinin potansiyelinden, öküzgözü üzümünün sofralık tüketimden endüstriyel üretime dönüşmesine, Keban Gölü tatlı su balıkçılığı potansiyelinden kentin 4 bin yıllık birikimine çok şey söylenebilir ve yazılabilir... Düzgün ve temiz bir niyetle yola çıkıldığı ortada... Elazığ Kalkınma Kurultayı, hangi varlıkları zenginlik ve refaha dönüştürebileceğimizin sınavı olmalıdır. Hep birlikte bu gelişmeyi yüreklendirelim, omuz verelim ve katkı yapalım ki ülke yücelsin, insanmızın yaşamı çeşitlensin, renklensin, çiçeklensin ve zenginleşsin.