Elazığ Kalkınma Kurultayı
Geçtiğimiz hafta 19 ve 20 Eylül günlerinde Elazığ Kalkınma Kurultayı yapıldı. Elazığ Valisi Sayın Ömer Faruk Koçak tarafından arandığımızda yaptığımız telefon konuşmasında aldığımız nazik davete icabet ederek gittiğimiz Elazığ’da çalıştaya ve ertesi gün de çalıştay sonuçlarının tartışılmasına katıldık. Daha önce gerek seminer ve gerekse de eğitim çalışmaları için gittiğimiz Elazığ’ın mevcut durumu ile ilgili bilgi birikimimiz ışığında, Çalıştayda çalışmalara katıldık.
Elazığ ili yönetimini, iş hayatını, eğitimcilerini ve STK’larını bir araya getiren bu çalışmanın fikir sahiplerini kutlamak ve hayata geçirenlerin emeklerine sağlık demek istiyorum. Elazığ ilinin, mevcut sosyal ve ekonomik durumunu belirleyerek, orta vadede 2023, uzun vadede 2050 yılları için hedefl er ve eylem planları ortaya konulmaya çalışılıyor. Halihazırdaki sorunlara çözüm önerilerini getirilerek, ilin potansiyel gelişim alanlarını belirlemeye, oluşturulacak projeksiyonlar ve benimsenecek stratejiler doğrultusunda geleceğe yönelik eylem planlarına alt yapı oluşturulmaya çalışılıyor.
İlin, kendi sorunlarına sahip çıkarak, geleceğe yönelik olarak bu tür çalışmalar yapması oldukça anlamlı. Zira sohbetimize katılan dostlarımızın hatırlayacağı gibi, sürekli olarak o güzel “İmece” kültürümüzün neden unutturulmaya çalışıldığını ve gittikçe daha az kullanıldığı konusunda yakınırız. Ancak bu tür çalışmalarla eylemde ortak olma arzusunun ortaya konulması, gönlümüzü ferahlatıyor.
Elazığ ilinin doğal taş potansiyeli ve ihracat rakamları ortada. Bunun akıllı yatırımlarla çok daha yüksek seviyelere çıkartılması mümkün. Her ne kadar bazı doğal taş sanayici dostlarımız, işlenmiş taş potansiyelimizi satmak konusundaki güçlükleri öne sürerek, ihracatta blok satışlarını savunsa da buna pek katılamadığımızı hep söylüyoruz. Aynı ağırlıktaki mermer blokundan, başkalarının çıkardığı metrekarede karo yapamıyorsak, blok satmak zorunluluğunu savunmak durumunda kalırız. Çözüm, sektörün gerektirdiği ileri teknoloji yatırımlarını yaparak, yüksek verimlilikle rekabet gücümüzü arttırmaktadır.
Elazığ’ın öne çıkan başka bir unsuru da “Su Ürünleri” Çevresindeki geniş ve çeşitli göller nedeniyle ortaya çıkan kapasite oldukça çekici görünüyor. Ancak, soğuk muhafaza ve dondurma ile füme yapma gibi ileri işleme konularının oldukça yetersiz olduğu da bir gerçek. Ortada böyle bir potansiyel varsa, neden ileri düzeyde yatırım yapılmadığının arkasına düşülmesi ve sorgulanıp analiz edilmesi gerek derim.
Zaman kısıtlı da olsa gittiğimiz Palu’daki Urartu kalıntıları, tadına doyulmayan Harput, benzersiz Buzluk mağarası vb. turizm kaynakları da ilin cazibesini arttırıyor. Ancak sohbet ettiğimiz Hazar Baba kayak merkezi işletmecisi Sayın Taner Durmuş gibi turizm yatırımına gönül verenlerin yakınmalarına da kulak vermek gerekli.
Elazığ’da sorun, diğer illerimizden farklı değil. Ancak bu sorunların çözümlerinin arayışı, ortak çaba ile başlamış, dile getiriliyor ve ne yapılması gerektiği tartışılıyor.
İşte bu en güzeli...