Ekonomiyi yavaşlatarak cari açığı küçültmek kolay cari açığı büyütmeden

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

 

 

Cari açığın temmuz ayında 4 milyar dolar olması bekleniyordu. Beklentinin altında 3.9 milyar dolar bir açık gerçekleşti. Temmuzdan geriye 12 aylık cari açık 62 milyar dolar oldu. Cari açığın milli gelire göre büyüklüğü yüzde 10’dan yüzde 8’e geriledi.

Yıl sonunda 12 aylık cari açığın 55 milyar dolara gerilemesi bekleniyor. Bunlar cari açık sorununa ilişkin güzel ve alkışlanacak göstergeler. Geliniz görünüz ki, bizde cari açık küçülürken, büyüme yavaşlıyor. Bütçe açığı sorun olmaya başlıyor.

Çünkü, üretimi ve tüketimi ucuz dövize bağladık. Tüketim ve üretim arttıkça ucuz döviz harcaması-ucuz ithalat artıyor. Cari açığı küçültmek için ithalat kısılınca, büyüme yavaşlıyor.

Çünkü, bütçeyi ithalat artışından beslenen KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilere bağladık. Cari açığı küçültmek için ithalat frenlenince bütçe açığı büyüyor.

Cari işlemler hesabında kullanılan dış ticaret açığı, 2011 yılının ilk 7 ayında 54.4 milyar dolar idi. O dönem cari açık 50.1 milyar dolar oldu.

2012 yılının ilk 7 ayında dış ticaret açığı 40.8 milyar dolara geriledi. Cari açık 34.4 milyar dolar oldu.

2012 yılının ilk 7 ayında ithalattaki küçülme 2 milyar dolar, ihracattaki artış 11 milyar dolar. Cari açıktaki küçülme 16 milyar dolar. Görülüyor ki, cari açığı küçültmenin yolu ithalatı azaltmaktan, ihracatı artırmaktan geçiyor.

Genelde çok kişi “Cari açık (döviz açığı) ne kadar büyür ise, o kadar finansmana (sermaye hareketi ile döviz girişine) ihtiyaç olduğunu sanır. Tam tersine, “Ülkeye (sermaye hareketi ile) ne kadar çok döviz girer ise” cari açık da o kadar büyür.

Cari açığı kapatacak ölçüde döviz girişi olmasa,

(1) Önce ülkenin döviz geliri ile döviz giderini birbirine eşitleyecek ölçüde ülke parası değer yitirir. Döviz fiyatı yükselir.

(2) Tabii ki bu durumda ekonomi sarsılır.

Enflasyon yükselir. Ama ülke halkı dişini sıkar ve buna bir süre dayanır ise, ülke yeni döviz kuruna alışır. Daha önce ithal edilen mallar ülkede üretilir. İthalat gereği azalır. İhracat artar. Ülke sürdürülebilir bir büyüme şansını yakalar.

Halkın (tüketicinin) talebini kısarak ithalatın yavaşlamasına dayalı olarak cari açığı küçültmeye dönük  olitikalar devamlı olamaz. Sürdürülemez.

Ankara’nın tüketimi frenleyerek, ithalat artışını sınırlamaya ve de cari açığı küçültmeye dönük politikası sonuç verdi. Ama 2011 yılının ilk 6 ayında yüzde 10.5 büyüyen ekonomide büyüme hızı yüzde 3.1’e düşürüldü. Ama bu kalıcı bir gelişme değil.

Küçülmenin kalıcı olması ve cari açığın daha da aşağıya çekilmesi gerekiyor. Cari açık sorununu sadece tüketimi frenleyerek çözmek mümkün değildir. İthalat ikamesini ve ihracat artışını hızlandıracak tedbirlere ihtiyaç var Büyümenin düşük çıkmasından sonra çok kişi, frenlerin gevşetilmesini ister oldu. “Merkez Bankası piyasaya para salsın, ekonomi canlansın” deniliyor.

Merkez Bankası’nın piyasaya para salması, faiz oranlarının düşürülmesi, kredilerdeki bağın gevşetilmesi belki ekonomide canlılığa yol açar ama, cari açık tekrar büyür. Enflasyon tırmanışa geçer. Açık anlatımı ile büyümeyi yavaşlatmak kolay, talebi frenleyerek cari açığı küçültmek kolay ve de kısa sürede netice alınıyor ama... (1) Büyümeyi kısa sürede tekrar hızlandırmak kolay değil. (2) Cari açığı küçültmeye dönük politikalar ekonomide kalıcı yapısal değişime yol açmadığından, canlılık başlar başlamaz cari açık da büyüyecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018