Ekonomiye güven on yıl sonra yeniden dibe oturdu
Ekonomiye olan güveni ölçen beş temel endeks var. Tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat güven endeksleri... Bu endekslerin sonuçları ayrı ayrı açıklanıyor. Daha sonra Türkiye İstatistik Kurumu bu beş endeksin sonucunu belli bir ağırlıklandırmayla bir araya getiriyor ve böylece ekonomik güven endeksi oluşturuluyor.
Ekonomik güven endeksinde reel kesim güven endeksinin yüzde 40, hizmet sektörü güven endeksinin yüzde 30, tüketici güven endeksinin yüzde 20, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerinin ise yüzde 5’er ağırlığı bulunuyor.
On yıl önceye döndük
Ekonomik güven endeksi 2007 yılı başından beri hesaplanıyor. Yani bu yılın mayıs ayına kadar 12 yıl 5 ay, bir başka ifadeyle 149 ay geçti.
Ekonomik güven endeksi mayıs ayında 77.5 düzeyine geriledi. Endeks, 77.5 ile 149 ayın en düşük sekizinci düzeyine inmiş oldu.
Mayıs ayında bir ay önceye göre kaydedilen düşüş yüzde 8.5’i buldu. Bu oran da ekonomik güven endeksinde şimdiye kadar kaydedilen en yüksek dördüncü aylık düşüşe işaret ediyor.
Ekonomik güven endeksinin şimdiye kadarki tüm değerlerini ay ay bilginize sunuyoruz. Tablomuzda mavi ve sarı ile işaretlediğimiz aylar var. Maviler ekonomik güven endeksinin en yüksek gerçekleştiği on ayı, sarılar ise endeksin en düşük gerçekleştiği on ayı gösteriyor.
Renk ayrımı, tabloyu bir bakışta okuma olanağı veriyor. Sarılar, yani en kötü aylar daha önce 2008-2009 yıllarında, yani küresel kriz döneminde oluşmuş.
Aradan tam on yıl geçti ve biz sarıları yine görüyoruz. Geçen yılın eylül ve ekim aylarıyla bu yılın ocak ve mayıs ayları 149 ayın en kötüleri arasında...
Ekonomik güven endeksi 2008’in son üç ayı ile 2009’un ilk üç ayında küresel kriz yüzünden çok düşük gerçekleşmişti. Ya şimdi? 2019’a geldik, 2018’de başlayan olumsuzluk hala niye devam ediyor...
Zirve yılı 2011
Ekonomiye güvenin zirve yaptığı yıl 2011. Endeksin en yüksek gerçekleşmeyi sergilediği on ayın yedisi 2011 yılında.
En yüksek gerçekleşmenin sağlandığı diğer üç ay ise 2007 yılında.
Ekonomik güven endeksinde de 100’ün altı kötümserliğe, 100’ün üstü iyimserliğe işaret ediyor. Bu açıdan bakınca 2007’de ekonomik güvende iyimserlik bölgesinde olunduğu, 2008’in mart ayıyla birlikte kötümserlik bölgesine geçildiği gözleniyor.
Kötümserlik iki yıl boyunca devam ediyor. 2010 yılının mart ayında yeniden iyimserlik bölgesine geçiliyor ve bu durum bazı aylarda istisna yaşanmakla birlikte 2015 martına kadar sürüyor.
Mart 2015’te 100’ün altına iniliyor inilmesine ama öyle çok büyük düşüşler yok. Ancak geçen yılın sonbaharında adeta bir çöküş yaşanıyor. Endeks artık 70-80 dolayında.
Bu yıl ocakta 78.5’e inildikten sonra bir artış eğilimi dikkati çekmişti. Bu artış üç ay boyunca devam etti. Ancak nisan ayında 84.7’ye yükselen endeks, bir ayda keskin bir düşüşle mayısta 77.5’e geriledi.
Bu endeks üç beş sayıdan ibaret değil
Güven endeksleri ekonomide yaşananların bir sonucu. Bu endeksleri üç beş sayıdan ibaret görmek isteyenler büyük yanlışa düşer.
Bakın mayıs ayında nisana göre tüketici güven endeksi yüzde 13, reel kesim güven endeksi yüzde 5.3, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 4.4, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 0.7, inşaat sektörü güven endeksi de yüzde 7.7 geriledi. Bunların bileşeni olarak da ekonomik güven endeksinde yüzde 8.5 düşüş yaşandı.
Vatandaş ekonomide bir olumsuzluk yaşıyor ki, “Güvenim azaldı” diye beyanda bulunuyor. Ekonomiye duyulan güven niye bir yıl, üç yıl, beş yıl öncesinin altında. Niye 2011 yılında 112-115 dolayında seyreden endeks şimdi 77.5 düzeyinde.
Yani işler harika gidiyor ama vatandaş laf olsun diye mi durumun hiç de iyi olmadığını söylüyor.
Hadi geçen yılın sonbaharında ekonomik temelli bir takım sorunlar yüzünden bir gerileme yaşandı. Peki ya bu mayıs ayında ne oldu? Şubat, mart ve nisan aylarında yükselen endeks, yani biraz düzelir gibi olar moraller, mayısta niye bozuldu?
Bu, ekonomiyi İstanbul seçimine feda etmenin bir sonucudur. Siz “Yalnızca ekonomiyi mi” diye yeni sorular da türetebilirsiniz...