Ekonomiye giriş: Enflasyon beklentisi nasıl düşer?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Çağatay ARSLAN / Banka E. Müdürü

1988 yılında ODTÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesinin 4 bölümünün bir arada aldığı Econ101 ya da Türkçe mealiyle İktisada Giriş dersinden aklımdan hiç gitmeyen konuların başında kalın Lipsey Steiner kitabının yeşil kapağıyla beraber enflasyonun formülünde parantez içinde ifade edilen “Expectations” yani ‘Beklenti değişkeni’ olmuştu.

Uzun yıllar yaptığım bankacılıkla ilgili olarak bir banka müdürü abimden şunu öğrenmiştim. “Kredi narkoz gibidir çok verirsen öldürürsün az verirsen bağırtırsın.” Bankacılıkla tıbbın kesişim kümesi sadece kredi bahsi değil. Konu enflasyon da dahil ekonominin geneli ise doktorun en kötüsü hastayı sedyede bekletendir diye düşünüyorum.

Yarım doktor, sedyede bekletir hasta ölmez de iyileşmez de. Sürünür. Olan bir de hasta yakınına olur. O da beraber sürünür. Başa dönersek; enflasyonun her zaman ve her koşulda beklentilerin bir ürünü olduğunu daha bir “freshmen” (1.sınıf öğrencisi) iken öğrenmiştim.

Dolayısıyla “Mart Şubattan, Şubat Ocaktan, Ocak Aralıktan iyi olacak” dendiğinde ya da “6 ay uyuyalım uyanalım” diye akıl verildiğinde politika yapıcıların aslında beklenti yönetme çabası içinde olduklarını anlayabiliyordum.

Yalnız burada ufak bir mesele bulunmaktaydı. Beklentiler hipotezinde anlatılmak istenen koşulların arka planında sihirli bir ifade vardı. Bu kısa Latince tekerlemenin adı “Ceteris Paribus”du. Frenkçesi ile “Other Things Being Equal” Türkçesi NŞA yani Normal Şartlar Altında. Biz bu kavramı kimyadan ve fizikten biliyoruz. Şu atmosfer basıncı, şu sıcaklık vs. vs.

Ceteris Paribus’a ya da diğer ifadeyle Normal Şartlara ulaşmak imkansız olsa da yaklaşmak tabii ki mümkün. Normal Şartı bir ev olarak tabir edersek eve girmek için kapının kullanılması, pencerelerin tavanda değil duvarda olması, muslukların oturma odasına değil banyoya, tuvalete ve mutfağa monte edilmesi vs.

Normal şartlar çok da uzak beklentiler değil aslında. Kapı ahşap olur, çelik olur. Pencere pimapeni beyaz olur kahverengi olur bataryalar ucuz olur pahalı olur. Bunlar talidir aslolan yerlerinin ve işlevlerinin doğru olmasıdır.

Banka müdürlüğü yaparken son atandığım şubeye, 2018 Mayıs gibi başlamıştım. İlk tanıştığım müşterilerden biri 2018 ortalarında başlayan krize dair 2001 gibi olur mu diye sormuş ben de “merak etmeyin onun gibi olmaz” demiştim. Sonra 2022 Ağustos’unda ayrılana dek sıkça karşılaştığımızda hep konuşmadan gülmüştük aramızda.

Gerçekten 2001 gibi olmamıştı. ‘Ekonomiye Giriş’ dersine döndüğümüzde enflasyonu beklentiler analizi ile açıklayan kuramın bakış açısını kısaca tarif edersek karşımıza şu tanımlama çıkacaktır: “ ….ekonomide para arzı artırıldığı zaman, bireyler bunun belli bir dönem sonra fiyatlar genel seviyesini, bunun ardında nominal faiz oranını da yükseltebileceğini tahmin edebilirler. Para arzındaki artışın enflasyonist bir etki yaratacağı bilindiği için herkes buna karşı rasyonel davranışlarda bulunacaktır. “

Bu tanım çerçevesinde ise çözüm olarak: “Hükümetlerin sonuç vermeyecek para ve maliye politikalarını kullanmak yerine istikrarlı politikalara öncelik vermesini, devletin yalnız oyunun kurallarını belirlemesini isterler”.

Her ne kadar teorinin, bireylerin ekonomik konularda eksiksiz bir bilgi birikimine ve analiz yeteneğine sahip olduklarını kabul eden varsayımları sonradan eleştirilse de bunun sadece bir nicelik meselesi olduğu aşikardır.

O zaman ekonomiye girişe ayırdığımız bu yazının sonucuna şu şekilde ulaşabiliriz. Ekonominin ihtiyaç duyduğu temel ortam diğer her şeyin yerli yerinde olmasıdır. Tıpkı bir evin kapısı penceresi duvarlarının yerinde olması gibi. Buna hukuk, kurallar, temel yasalar diyebiliriz. Ve ekonominin kurallarının fizik kurallarından farksız olmadığını ve bazı durumlarda onlardan daha da katı olabileceğini anlamak gerekmektedir. John Baptiste Say’ın veciz ifadesiyle Ekonomi: İnsanoğlunun zenginlik üretimine yönelik ortak faaliyetlerinden ortaya toplumsal olguların yasalarını, bu olgular başka herhangi bir amacın peşinde koşmayla değiştirilmediği sürece izleyen bilimdir. Başka amacın peşinde koşmadığınız sürece ifadesinin altını çizsek iyi olacak sanırım…

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar