Ekonomiye de, siyasete de Konya modeli…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

Birilerine göre, ortada çözümü zor sorunlar var…

Birilerinde ise o sorunların çözümü için çaba var…

*    *    *

Bir tarafta çabalayanlar…

Diğer tarafta, çözüme ulaşmak için ter dökenlere, yaklaşık 500 yıldır, “Gördün mü Hanya’yı Konya’yı” deyimini tekrar tekrar hatırlatmaya can atanlar… 

*    *    *

Bazıları gibi benim de Hanya’yla Konya’yı görmek için uğraşmışlığım çoktur! Gerçek Konya’yı görmüşlüğüm de…

*    *    *

Önceki gün de Konya’daydık…

Gümrük eski Müsteşarı ve AK Parti Konya Milletvekili Adayı Ziya Altunyaldız… 

Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk…

Konya Sanayi Odası (KSO) Başkanı Memiş Kütükçü…

Konya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Çevik…

MÜSİAD Konya Şube Başkanı Dr. Lütfi Şimşek…

KSO’nun önceki dönem başkanları Tahir Büyükhelvacıgil ve Ahmet Şekeroğlu…

Gazetemizin Konya Temsilcisi Yıldız Doğruer ve Parlamento Sorumlusu Canan Sakarya… 

Ve 3 odanın yönetim kurulu başkan vekilleri ile aynı masanın etrafındaydık…

*    *    *

Yani…

“Asgari ücretin yükseltilmesi, üreticiyi zor duruma sokar.” şeklinde düşünen ile “Yoksulluk sınırı bu kadar yükselmişken, bu zam işçi için gerekiyor.” şeklinde düşünen aynı masadaydı… İhracatçı cephesinden bakıp, “Rekabet avantajımızı kaybederiz.” şeklinde düşünen ile “Ücret artışı, üreticiyi daha teknolojik, daha verimli üretime yöneltecek.” şeklinde düşünen aynı masadaydı… 

“Asgari ücretteki artış hemen olmasa bile fiyatlara yansır.” uyarısında bulunan da, “Zaten asgari ücretin üzerinde ödeme yapıyoruz. Bizi etkilemez ama emek yoğun sektörlerde üretim yapıp ihracata katkı sunanlara da bakmak lazım.” şeklinde şartlı destek veren de aynı masadaydı…

*    *    *

Yani…

“Bu eğitim sistemiyle bir yere varamayız.” şeklinde düşünen ile “Bu eğitim sistemi ile üretim seviyemizi bu noktalara çıkardıysak, mesleki eğitim ağırlıklı yeni bir sistemle nerelere çıkarırız tahmin bile edemiyorum.” şeklinde düşünen aynı masadaydı… “Eğitim sistemi sayesinde yabancı çalışan sayımızı katbekat artırmak zorunda kaldık…” şeklinde düşünen ile “Mevcut sistemin nimetini gördük daha da göreceğiz.” şeklinde düşünen aynı masadaydı…

“Gençlerimizi çalışmaya yönlendiremiyoruz, sosyal yardımlarla herkesi tembelliğe teşvik ediyoruz.” şeklinde düşünen de aynı masadaydı…

*    *    *

Yani…

“Bankacılık sistemi, KOBİ’lerle aynı gemide olduğunu unutuyor.” şeklinde düşünen ile “Bankalar ticari kuruluşlardır, sonuçta karı düşünecek.” şeklinde düşünen aynı masadaydı…

“Bankalar çok zor durumdakilere dahi zorla kredi verip haksız rekabetin önünü açıyor, sadece kredi verdiğine değil sektördeki diğer üreticilere de zarar veriyor.” şeklinde düşünen ile “Sektörlerde küçüklere destek vermek, büyükleri daha da büyütür. Araç üssü ekipmanlar sektöründe Konya’nın geldiği nokta bu modelin başarı örneğidir.” şeklinde düşünen aynı masadaydı…

“Bankalar büyüklerden kazanamayınca, KOBİ’leri daha fazla zorluyor. Bu kazancının devamı için de lobi yapıyor. O nedenle KOBİ’ler için atılması gereken adımlar atılamıyor.” şeklinde düşünen de aynı masadaydı…

*    *    *

Reel sektörün Konya’daki temsilcileri, üretimin önündeki sorunları açık bir dille, birbirini kırmadan, birbirini sonuna kadar dinleyerek, birbirine yol açarak konuştu… (Haberi bugün gazetemizde.)

Altunyaldız, bu konuşmalar ışığında ortaya çıkan öncelikleri, hükümet gündemine alma ve çözüm için çalışma görevini üstlendi…

Büyükhelvacıgil ise günü ve üretimdeki başarısı ile göz dolduran Konya’yı tek cümleyle özetledi, “Sorunları, tüm tarafların birlikte çözdüğü şehir (ülke), gelişmiş şehirdir (ülkedir.)”

Birbirimize Hanya’yı Konya’yı göstermek yerine, saygı göstermeliyiz; Konya’da gördüğüm gibi, masadan kalktığımızda da kenetlenmeliyiz…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar