Ekonominin kaderi 1,5 milyonun elinde!

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

 

 

Yazıya, "Türkiye ekonomisini yaklaşık 1.5 milyon aile çekip çeviriyor"  diye başlamak da mümkündü. Ama böyle bir girizgâh konuyu basitleştirirdi. Araya giren "kader" sözcüğü ekonomik yapının üç temel özelliğini açıklıyor. Şu nedenlerle:

(1) Aile şirketleri, işletmelerin küçüklüğü büyüklüğü hiç önemli değil, Türkiye ekonomisinin tamamıdır. (2011 yılı verilerine göre, 1 milyon 436 bin kayıtlı işletme.)
(2) Aile şirketleri "hapşırıyorsa" Türkiye ekonomisi "nezleye" yakalanmış demektir.
(3) İş, şirket veya işletmeler dünyası güç, işlev ve ağırlık ölçütleriyle esnaf, küçük, orta, büyük vb diye sınıflandırılsa bile (2001 yılı verilerine göre yüzde 99.9'u KOBİ) tamamı "aile sosyolojisinin" dinamiklerine tabidir.

Üç özellikten hareketle bu bölüme noktayı şöyle koyabiliriz: Türkiye ekonomisinin tüm sektörlerinde işletme başına azami net büyüklük "orta boyu" geçmez. Farklılaşma "brüt" hacimlerdedir.

Basit örnek: İmalât, ticaret, tarım ana ve bağlamdaki alt sektörlerde Türkiye ekonomisini oluşturan toplam1 milyon 436 bin işletme 1-249 arası çalışan diliminde toplam 11 milyon 031 kişilik istihdam hacmini kaldırıyor. 250 ve üstü çalışanlı işletme sayısı ise 10 bin civarında.

Politik eksen eğri

Türkiye ekonomisini "inşaya" dönük temel ve yan politikaların ekseninde "yapısal eğrilik" söz konusu. Mesele şu: Gelmiş, gitmiş tüm siyasi iktidarların benimsediği ekonomi politik paradigmanın esas doğrultusu ve kavrama alanı hiç değişmedi. Şöyle değişmedi:

1 milyon 436 bin aile işletmeli yapıyı ele alırsak; ekonominin yüzde 99,9'unu oluşturan  "net" KOBİ kesimi gerek kavram gerekse önem ölçütleri bakımından, "büyük" sayılan 10 binlik "azınlığın" gölgesi ve ağırlığı altında kaldı. Daha açık konuşursak, KOBİ çoğunluğu politik ve teknik kararlarda "ikinci sınıf" sınırlarını aşamadı.

Durum son yıllarda bazı "nicel" oynamalarla değişir gibi görünse de eksendeki eğrilik "nitel" olarak devam ediyor; çünkü seçici politika tanım ve uygulamalarıyla değil, genellikle "torba" teşvik mekanizmalarıyla desteklenmeye çalışılan aile esaslı KOBİ yapısı gerçekte pek yerinden kımıldamıyor!

Eksen düzeltilmeli

Türkiye'de aile şirketi kavram ve olgusu siyasi pratik kadar bilim kaynaklı teoride de esas değil yan veya ayrıntı bir konu muamelesi görüyor. Ne siyasi kadrolara yol göstermek durumundaki ekonomi bürokrasisinde ne de "akademide" yeterli ve etkin sonuçlar doğuracak, nitelikli araştırma ilgisi var.

Oysa, uzman ekonomi bürokrasisi de sorumludur; ama "akademi" özellikle Türkiye'de siyasi kadroların "her şeyin en iyisini biz biliriz" boşluğunu dolduracak bilimsel potansiyeli harekete geçirmekle yükümlüdür. Gerçi son yıllarda bir hareket var fakat yetersiz.

Siyasi kadrolar politika kararlarını ve teşvik destek mekanizmalarını oluştururken aile şirketi kavramını ciddi araştırmalar temelinde ve Türkiye şartlarında yerli yerine oturttuğu takdirde eksen de düzelecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013