Ekonominin direnci ve kamu maliyesi

Adnan NAS
Adnan NAS ASLINA BAKARSANIZ adnan.nas@stfa.com

Son üç yılda Türk ekonomisinde kısmen kendi yarattığımız gündem kaymaları, kısmen de küresel kriz nedeniyle kaygı verici gelişmeler yaşadık.  Ancak görmekteyiz ki eskiden pek alışık olmadığımız sağlıklı bir başka özellik ortaya çıkıyor.  O da siyasal konjonktörün ekonomik dengeler ve parametreler üzerindeki etkisinin sınırlı kalması. Gerçekten kolayca hatırlayabileceğimiz yakın geçmişte marjinal siyasi gerilimler dahi borsada, faizde ya da döviz kurunda ciddi oynamalara yol açabiliyordu. Oysa hem kriz sonrasındaki toparlanma hızı, hem de aylardır ülkenin bütün kamuoyu kanallarını işgal eden referandum öncesi ve sonrası piyasa hareketleri ekonomik istikrarın oldukça bağımsız bir direnç kazandığını gösteriyor.

Çözüm olmasa da başlangıç

Bu durum, bir yönüyle yatırımcı ve tüketici karar birimlerinin güveninin ve bekleyişlerin olumlu olması, diğer yönüyle ekonomik dinamiklerin ve kurumların derinliğinin artması ile açıklanabilir. Her iki açıdan da, ekonominin sağlığı adına sevindirici bir aşamaya vardığımıza işaret eder.

Gelinen bu noktada, gerek Merkez Bankası'nın yapılan çeşitli eleştirilere rağmen tutarlı ve temkinli bir para politikası izlediğinin kabulü, gerekse mali kural konusundaki belirsizliğin olumsuz etkisine rağmen bütçe dengesi ve mali disiplin konusunda kararlılığın devam ettiği inancı önemli rol oynamıştır. Ayrıca kamu otoritesinin kamuoyunu eskiye oranla çok daha fazla bilgilendirmesinin politikaların şeffaflık düzeyini yükselttiği kabul edilmelidir.

Bununla birlikte tek başına bu gelişme, ekonominin temel sorunlarının çözümü ve 2007 öncesindeki istikrarlı büyüme rotasının yakalanması açısından olsa olsa umut veren bir başlangıç noktası sağlamanın ötesinde bir anlam ifade etmiyor.

Toplumun birinci önceliği büyüme

Referandum sonucunun da dolaylı olarak teyid ettiği gibi toplumun geniş çoğunluğu, aralarında sosyal ve kültürel yönden pek çok farklılık olsa da, ekonomik büyüme ve refah hedefini birinci öncelik olarak görüyor. İşsizlik sonucunun öne çıktığı genç bir toplumda bu son derece doğal.

Bu açıdan ülkeyi yönetmeye talip olanların söz konusu öncelik temelinde program oluşturmaları zorunlu. Böyle bir program da, özünde, sürdürülebilir büyümeyi nasıl sağlayacakları ile ilgili bir stratejik plana sahip olmalarını gerektiriyor. Dünya üzerindeki deneyimler, sadece doğal kaynaklara ya da kronik cari açığa dayalı modellerin kalıcı olamayacağını gösteriyor. Risklerden kaçınmak için ekonominin küçültülmesi ile sağlanacak bir istikrar ise istenmediği gibi iş/aş özleminin yoğun olduğu bir ülkede anlamlı bir seçenek değil.

O halde, eninde sonunda bir kriz ile kesintiye uğramayacak bir yol haritasının ayrıntıları üzerinde sistematik bir çalışmaya ihtiyaç var. Bunun öncelikli gereklerinden biri kamu maliyesinin hem mali disiplini gözetecek, hem de yatırımları ve büyümeyi kösteklemeyecek bir yapıya kavuşturulması ve bunun kalıcı kılınmasıdır.

İlk şart sağlıklı kamu maliyesi

Kuşku yok ki sağlıklı kamu maliyesi için öncelikli adımlar, başlatılan ama henüz sonuçlandırılamayan etkin vergi idaresi ve geniş vergi tabanına yönelik reformların ilerletilmesi, aynı zamanda sosyal güvenlik açığını azaltmaya yönelik kademeli bir eylem planının ortaya konması olmalı. Ancak bu alanlarda başarının güvence altına alınması, reel kesimin ölçek sorununu aşıp kayıtlı sistemde çalışacak bir yapıya ve verimlilik düzeyine yükseltilmesinin de eşanlı odaklanılacak bir reform alanı olarak belirlenmesini gerektiriyor.

Aksi takdirde şimdi gözlendiği şekilde bütçe açığındaki küçülmenin cari açığın büyümesi gibi olumsuz bir şarta bağlı olması ve benzeri sürdürülemeyecek başarılarla avunmak ya da yapılandırma veya af gibi sonuç itibariyle kamu maliyesinde reform zeminini zayıflatacak pratik tedbirlere evet demek durumunda kalacağız.

Oysa, çeşitli vesilelerle zaman zaman sağlanabildiğini gördüğümüz uzlaşmayı ve ortak paydayı genişletecek bir politika paketi ile genel kabul görecek bir büyüme rotasını topluma mal etmek için bugün, dünden çok daha uygun.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Seçim biter, kriz bitmez 02 Temmuz 2019
Yolun sonuna geliyoruz 11 Haziran 2019