Ekonomik veriler ve risk algısı
Uraz ÇAY / Saxo Capital
Ekonomik verilerin risk algısı üzerinde net bir yön veremediği zamanlarda şirket karlılıkları ve halka arz piyasasına bakmanın oldukça yararlı olduğu söylenebilir. ABD perakende satışlar verisi beklentilerin altında kalırken çekirdek enflasyonun 1.9% ile beklenti olan 1.8% üstünde gerçekleşmesi Fed faiz artışı beklentilerinde karışık bir algı yarattı. Perakende satışlar tüketimde gerilemeye işaret ederken bu gerilemenin kalıcılığı piyasada sorgulanıyor. Üçüncü çeyrek Çin büyüme verisi hedeflenen 7% seviyesinin altında ve küresel finansal kiriz sonrası en düşük seviye olan 6.9% oranında gerçekleşirken üretim verilerindeki zayıflığın hizmet sektörüyle dengelendiği görülüyor. Büyüme verisi istatiksel olarak 10 ila 20 baz puan açıklanan rakamdan sapma gösterebilirken özellikle hizmet sektöründeki iyileşmenin ve Çin ekonomisindeki geçiş sürecinin ne kadar başarılı olacağını anlayabilmemiz için 27 ekim tarihinde açıklanacak Alibaba bilançosu öne çıkıyor. Eğer Alibaba önümüzdeki dönemler için Çin satışlarında büyüme beklentisini yukarı yönü revize ederse tüketim ve hizmet sektöründeki iyileşmeyle ilgili daha çok kanıt elde etmiş olacağız.
ABD tarafında şimdiye kadar açıklanan üçüncü çeyrek bilançolarına baktığımızda geçen sene aynı döneme göre gelir büyümesinde 3.4% ve hisse başı kar büyümesinde 7.7% gerileme yaşanırken özellikle enerji sektörü ve finansalların negatif ayrışması dikkat çekiyor. Citigroup bilançosu sonrası Citigroup hissesinde yaşanan primlerin finansallar üzerindeki olumlu etkisinin Morgan Stanley’in beklentilerin oldukça altında açıklanan karı ile geri verildiği görülüyor. Enerji sektörüne baktığımızda ise petrol fiyatlarının negatif etkisi bu çeyrekte de karşımıza çıkarken teknoloji sektöründen pozitif bir ayrışma yaşanmadığı takdirde S&P 500 endeksindeki ekim ayı başından itibaren yaşanan yükselişi kısa vade de sorgulamamıza neden olabilir. Finansallar için faiz artışı sürecinin ertelenmesi beklentileri ve enerji sektöründe arz fazlası nedeniyle petrol fiyatlarında kalıcı bir yükseliş yaşanamaması bu çeyrekte de öne çıkarken sene başından itibaren ABD piyasalarında gerçekleşen halka arzların yarıdan fazlasının arz fiyatının altında işlem görüyor olması algıda negatifliğin görece artışına neden olabilir.