Ekonomik tahminler ve finansal piyasalar
Finansal piyasalar cephesinde geleceği öngörebilmek için orta vadede ekonomide yaşanacak eğilimlere ve onların ne ölçüde sürdürülebilir olduğuna bakmak gereklidir. Ekonominin geleceği geçmişten çok daha farklı olacak ise bu durum finansal piyasaları da aynı şekilde etkileyecektir. Finansal piyasalarda kısa vadeli eğilimlere odaklanmak, iyimser beklentileri abartıp diğerlerini görmezden gelmek, temel ilkeleri tüketmek bindiği dalı kesmek anlamındadır. Finansal piyasalardaki kırılganlığı dikkate alan gerçek dışı varsayımlara dayalı ekonomik tahminlerde orta vadede büyük bir felaketin sebebi olabilir; kaş yapayım der iken gözün kaybedilmesi kaçınılmaz hale gelebilir.
Geçtiğimiz hafta OECD ve Dünya Bankası tarafından açıklanan ekonomik raporlar çok konuşuldu; kısa vadede detay farklılıkları ön plana çıkarılarak söz konusu kurumların itibarı korunmaya veya güçlendirilmeye çalışıldı; yönlendirme amaçlı ve itibar kaybına sebep olacak orta mesaj ise şimdilik ikinci planda görünse de etkisi hissedildi. Oranlar farklılaşsa veya zaman içinde yeni tahminlerle kısmen değişse bile değişmeyen bir mesaj var. "Dünya ekonomisi 2009 yılında ilk tahminden daha fazla daralabilir, fakat 2010 da pozitif büyümeye geçilecek ve 2011 de eskisi gibi olmasa bile canlanma herkes tarafından hissedilecek. Gerçeklerin peşini bırakmayan, körü körüne eski tahminlerini savunmayan bu kurumlara güvenin; 2009 risk almak için uygun bir yıl, toparlanmada başladı, sakın endişeye kapılmayın; 2010 ve 2011 de kademeli olarak, büyümeye koşut varlık fiyatlarının yükseldiğini göreceksiniz; risk alım ve sabırla bekleyin! Büyüme bölgesel bazda farklılaşacak öncelikle gelişmekte olan ülkeler daha şanslı olacak!..
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız mesajlar oldukça net ve sermayenin kendine olan güveninin artması ve daha etkili olması için etkili ve yetkili kesimler günü kurtarmak için bu yönlendirmenin hayati önem taşıdığını düşünüyor. Olumsuz gibi görünen ve ön plana çıkarılan detaylarda rahatsız edici enflasyon baskılarını dizginlemek için kullanılıyor. 2009 yılı için küçülme tahmininin aşağı çekilmesi varlık değerlerini pek etkilemedi ama petrol ve altın gibi ürün fiyatlarını gerileterek sistemi rahatlattı...
Şahsen söz konusu kurumların 1995 yılı sonrasında yayınladığı raporlara yönlendirme amacı ön plana çıktığı için itibar etmıyorum; sahibinin sesi durumundaki bu kurumların farklı gösterilse bile itibarını tükettiğini ve devrim doldurduğunu düşünüyorum, günü kurtarılmasına, sorunların ağırlaşması pahasına destek verilmesi benzer nitelikteki kurumları zararlı hale getirdi. Şimdi soruyorum. Dünya Bankası raporu 2009 için büyüme tahminini yüzde 2.9 küçülme yönnüde olumsuzlaştırmış belli ki ilk tahmin gerçekçi değil imiş ve pekçok şeyi görememişler veya görememeleri gerekmiş? Bu kurumların, bundan sonra da bazı kesimler aleyhine olan durumları göremeyeceğini ve görmemesi gerektiğini biliyorum ve bu nedenle itibar etmiyorum gelir dağılımı bozukluğu, rekabet koşullarında büyüyen olumsuzluk gibi sürdürülebilirliği engelleyen ve kırılganlığı tormandıran yapısal sorunları finansal piyasalar ve sermayeye destek vermek adına görmezden gelip konuyu varsayımlarla geçiştirmelerini hazmedemiyorum. Hayali varsayımlar nedeniyle bugün yaptığı tahminler de çok kez değişecek, onların ipi ile kuyuya inenlerde kısa vadede kazansalar bile çok daha fazlasını kaybetmek durumunda kalacaklar.
Sürdürülebilir olmayan eğilimleri görmezden gelerek sorunların ağırlaşması dolaylı olarak katkı yapan tüm birey ve kurumlar itibar kaybedecek. Uluslararası kurumlard, Merkez Bankaları ve hazineler, tercihlerini sermaye lehine kullanan veya buna mecbur olan siyasi iradeler başta olmak üzere genelde mali sektör ve kamu kesimi dalgalı bir şekilde itibar kaybedecek. Mevcut yapısal sorunların, kendi çıkarları nedeniyle esiri olanlar gerçekçi olamaz insanlığın geleceğini aydınlatamazlar. 2000'li yıllarda yaşananları kronolojik olarak anımsamaya çalışır iseniz ne demek istediğimizi daha iyi anlarsınız...
Unutmayın, sorunlar küçükken çözülür, büyümesine izin verir iseniz onlar sizi çözer ve herşeyinizi yok ederler. Zira büyüyen sorunlar zaman içinde sizi yönetmeye başlar aklımızı kötüye kullanmak zorunda bırakır ve gerçekleri korkunç hale getirirler. Bugün kamuoyuna yansıyan ekonomik tahminlerin çok büyük bir kısmı gerçekçi değildir ve felaketi büyütmek dışında bir işe yaramamaktadır... Finansal piyasalar ile ekonomideki eğilimler düzenli olarak birbirinden uzaklaşmakta, serbest piyasa ve demokrasi gibi kavramların özü tükenirken şekli insanlığı esaret altına sokmaktadır. Bu koşullarda birşeylerin düzelmesi, iyiye gitmesi imkansızdır, zira insanlığın ortak aklı devre dışı bırakılmıştır...