Ekonomik suçların hapishanelere yansıması
Ülkenin gündemini her gün yeni bir iç ve dış konu oluştururken başka gündemleri göz ardı edebiliyoruz. Dünyanın sanki sadece bu gündem konuları üzerinde yoğunlaştığını zannediyoruz.
Oysa başkalarının ve sessiz kitlelerin gündem konuları da var ve çok farklı.
İşte bu farklı gündem konularından birisi de hapishane rakamları ve bu rakamların ekonomik suçlar olarak şekillenmesi…
Bundan bir hafta önce TÜİK tarafından yayımlanan 2017 yılına ait “Ceza İnfaz Kurumları İstatistikleri” bize başka gündem konularının varlığını gösteriyor.
Şimdi TÜİK’in 2017 sonu istatistiklerine bir bakalım.
- Ceza infaz kurumlarında yani hapishanelerde bulunan kişi sayısı 2017 sonu itibariyle yüzde 15.7 oranında artarak 232 bin kişi olmuş.
- 2013 yılında hapishanelere giren sayısı 162 bin kişi iken 2017 sonunda bu sayı 216 bin kişiye yükselmiş. Yani hapishanelere girenlerin sayısı 4 yılda üçte bir artmış.
- Üstelik her yıl itibariyle hapishanelere girenlerin sayısı, 2016 yılı hariç her yıl artış göstermiş.
- 2013 yılında her 100 bin kişiden 188’i hapishanelerde iken, bu sayı 2017 sonunda 288’e kadar yükselmiş.
- Buna karşın her yılın 31 Aralık tarihi itibarıyla Türkiye'de yüz bin kişi başına düşen ceza infaz kurumundaki kişi sayısı 2013 yılında 188 olurken, bu sayı yıllar itibarıyla artarak 2017 yılında 288'e ulaşmış.
- Ceza infaz kurumunda bulunanların yüzde 95.7'sini erkekler oluşturmuş.
- Ceza infaz kurumlarının 31 Aralık 2017 tarihindeki nüfusunun %65.9'unu hükümlüler, %34.1'ini ise tutuklular teşkil etmiş. Özellikle tutuklu sayısının bu kadar yüksekliği dikkat çekici.
- Bu sayının %95.7'sini erkekler, %4.3'ünü ise kadınlar oluşturmuş.
- Diğer taraftan 2017 yılında 12 ve daha yukarı yaştaki her yüz bin kişiden 355'i ceza infaz kurumunda yerini almış, yani genç ve çocukların sayısı artmış.
- Özellikle ceza infaz kurumuna hükümlü statüsünde giriş kaydı olanlardan ceza infaz kurumuna girdiği andaki yaşa göre çocuk (12-17 yaş grubu) olanların sayısı bir önceki yıla göre %109.4 olmuş.
- Hükümlü statüsünde olanların en çok işlediği suç hırsızlık olarak ortaya çıkmış. Bunların oranı yüzde 17.3 iken İcra İflas Kanununa muhalefet edenlerin oranı da yüzde 7.7 olarak şekillenmiş.
- İcra İflas Kanunu'na muhalefet suçu işleyenlerin %30'unu lise ve dengi meslek okulu,
%25.6'sını ilköğretim, %19.2'sini ilkokul mezunu hükümlüler oluşturmuş.
- Yükseköğretim mezunları en çok İcra İflas Kanunu'na muhalefet etmiş.
Bu rakamların dili neyi ifade ediyor?...
- Ülke nüfusuna göre tutuklu ve hükümlü olanların sayısı çok yüksek.
- Suçların önemli bir kısmı ekonomik nitelikli suçlar. Dolayısıyla toplumu ekonomik suça iten nedenler ve cezaların etkinliği üzerinde durmak lazım.
- İşsizler ordusu olmakla beraber işsiz sayılmayan bu kesim de dikkate alınırsa, ülkenin işsiz sayısı daha da yükselmiş oluyor.
- Bu kesimin aileleriyle ve kendi sosyal çevresiyle birlikte konumu ve ilişkileri ayrı bir yara.
Bu durumda ekonomi mi suçlu yaratıyor, yoksa insan kalitemiz mi bu sonuçları doğuruyor sorusuna cevap aramak gerekiyor. Galiba ekonominin suç ve suçlu yarattığı konusu çok dikkat çekiyor.
Dolayısıyla ekonomi temelden düzelmedikçe, bu olumsuz sonuçlardan kaçınmak mümkün görünmüyor.