‘Ekonomik sarmal’a girmeden, faiz artışı ve kuru dengeleme politikaları
Bizim gibi gelişmekte olan ekonomilerde döviz kuru dalgalanmaları ve enflasyon, makro ekonomik istikrarı doğrudan etkileyen faktörlerdir. Merkez bankaları, enflasyonu kontrol altına almak ve döviz kurunu dengelemek için genellikle faiz artışına başvurur.
Ancak faiz artışları, yatırım ve büyüme üzerinde baskı oluşturabilir. Bundan dolayı önemli olan Makro ekonomik istikrarın anahtarı olan faiz artışı ve döviz kurunun, alınan önlemlerle bir ekonomik sarmala dönüşmeden amacına ulaşmasıdır.
Özellikle enflasyonun yüksek olduğu bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde faiz artırımı, yerel para biriminin değer kaybını önlemek için bir önlem olarak uygulanır. Ancak, faiz artışlarının ekonomik büyüme ve yatırım üzerinde bazı olumsuz etkileri unutulmamalıdır. Kur dengesizliğini önlemek için merkez bankaları faiz dışında farklı araçlar da kullanabilir.
Bunlar arasında en yaygın olanları şunlardır: Döviz Rezervlerinin Kullanımı, Merkez bankaları, piyasaya döviz satarak yerel para biriminin aşırı değer kaybetmesini önleyebilir. Ancak bu strateji sürdürülebilir değildir, çünkü döviz rezervlerinin tükenmesi riski vardır. Bir başka yöntem Sermaye Kontrolleridir ki yabancı yatırımcıların güvenini zedeleyebilme riski çok yüksektir. Bir diğer yöntem de Dış Ticaret Politikaları ile de İthalat vergileri veya ihracat teşvikleri gibi uygulamalar, döviz arz ve talebini etkileyerek kur dengesini sağlayabilir.
Faiz artırımı ve kur dengeleme politikalarının bazı riskleri vardır:
-Ekonomik büyümenin yavaşlaması: Yüksek faiz oranları, kredi maliyetlerini artırarak yatırımları azalmasına yol açar.
-İhracatın olumsuz etkilenmesi: Yerel para birimi değer kazandığında, ihraç edilen malların fiyatı yükselir ve dış pazarda rekabet gücü düşebilir.
-Borçlanma maliyetlerinin artması: Hem devlet hem de özel sektör için borçlanma maliyetlerini yükselir.
Bu nedenle faiz artışları ve kur dengeleme politikalarının, dikkatli bir şekilde uygulanması ve ekonomik sarmala dönüşmeden başka ekonomik önlemlerle desteklenmelidir.
Faiz artışı, döviz kuru dalgalanmalarını önlemede etkili bir araç olsa da, ekonomik büyüme üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle dikkatle yönetilmelidir. Kur dengeleme politikaları, faiz artışının yan etkilerini azaltmak ve piyasalara güven vermek için tamamlayıcı önlemler içermelidir. Dengeli bir para ve maliye politikası ile enflasyon, kur dalgalanmaları ve büyüme arasındaki denge sağlanabilir.
Ekonomik sarmal nasıl oluşur?
Faiz artışları genellikle enflasyonu kontrol altına almak amacıyla uygulansa da, aşırı sıkı para politikaları ekonomiyi bir kısır döngüye sokabilir. Bu sarmal şu şekilde işler:
Faizler artar Kredi kullanımı azalır
Yüksek faiz oranları, bireylerin ve şirketlerin borçlanmasını zorlaştırır. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler), yüksek faizli kredileri ödeyemez hale gelir.
2 Tüketim ve yatırım azalır Ekonomik büyüme yavaşlar
Daha az borçlanma, tüketimin ve yatırımın azalmasına neden olur. Bu da GSYİH büyümesini yavaşlatır ve iş dünyasında durgunluk yaratır.
3 İşsizlik artar Talep daha da düşer
Şirketler küçülmeye gider, işten çıkarmalar artar ve hane halkının geliri azalır. Bu da talebin daha da düşmesine sebep olur.
4 Üretim geriler Enflasyon yavaşlasa da ekonomik daralma derinleşir
Üretim düştüğünde, fiyatlar istikrara kavuşsa bile ekonomik büyüme yerini daralmaya bırakır.
5. Yatırımlar ve büyüme beklentileri düşer
Ekonomik belirsizlik arttıkça, yatırımcılar risk almaktan kaçınır ve ekonomik aktivite daha da yavaşlar.
Bu döngü devam ettikçe, faiz artışlarının beklenen olumlu etkileri sınırlı kalır ve ekonomi durgunluğa sürüklenebilir. Bu durum ekonomi sarmala dönüşür.
Ekonomik sarmaldan çıkış yolları
Ekonomik sarmalın kırılması için dengeli bir para ve maliye politikası gereklidir. İşte bazı çıkış yolları:
1. Faiz politikalarında dengeli yaklaşım
Faiz artışları kontrollü ve kademeli yapılmalı, reel sektörün borçlanma kapasitesi göz önünde bulundurulmalıdır.
2. Üretime ve yatırımlara teşvikler
Devletin üretimi ve yatırımları teşvik edici politikalar uygulaması, ekonominin yeniden büyüme trendine girmesine ve yardımcı olabilir.
3. İstihdam dostu ekonomi politikaları
İşsizlik oranlarını artırmamak için KOBİ’lere yönelik düşük faizli finansman olanakları sağlanmalıdır.
4. Döviz kuru ve enflasyon dengelemesi
Döviz kuru dalgalanmalarını kontrol etmek için döviz rezervlerinin etkin kullanımı ve makroekonomik istikrar politikaları uygulanmalıdır.
5. Maliye politikaları ile destek
Vergi indirimleri ve kamu harcamalarının etkin kullanımıyla büyümeye destek olunmalıdır.
Faiz artışı, enflasyonu kontrol altına almak için önemli bir araçtır ancak ekonomik büyümeyi yavaşlatarak istihdam ve yatırım üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Aşırı sıkı para politikaları ekonomiyi daha büyük sarmala sokabilir ve bu durum sürdürülebilir büyümeyi zorlaştırabilir. Dengeli bir faiz politikası, yatırım teşvikleri ve istihdam dostu ekonomik adımlarla bu kısır döngü kırılabilir. Sonuç olarak, faiz artışları ve döviz müdahaleleri ekonomik istikrarı sağlayacak şekilde planlanması, ekonomik sarmala dönüşmemesi ve sürdürülebilir büyüme için kritik öneme sahiptir.